Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Orman Kadastrosı”
- Uyuşmazlık: Arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro sayılıp sayılmayacağı ve orman kadastrosundan önce kesinleşen Gezici Arazi Kadastro Mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Arazi kadastrosunun kesinleşmesinden sonra yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro niteliğinde olduğu ve daha önce Gezici Arazi Kadastro Mahkemesi'nde aynı taraflar arasında aynı konu hakkında verilen kararın kesin hüküm oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Genel arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının ikinci kadastro niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesinin ikinci kadastro yasağını arazi kadastrosu için öngördüğü, orman kadastrosunun ise 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre farklı bir yöntemle yapıldığı, 3402 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonraki uygulamalarda "dolu pafta" sistemiyle orman alanlarının arazi kadastrosu kapsamında belirlendiği gözetilerek, somut olayda 766 sayılı Tapulama Kanunu'na göre yapılan genel arazi kadastrosundan sonra 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro sayılamayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Genel arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının ikinci kadastro niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/1. maddesindeki ikinci kadastro yasağının arazi kadastrosu için öngörüldüğü, orman kadastrosunun ise 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre farklı bir amaç ve yöntemle yapıldığı, bu nedenle genel arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro olarak nitelendirilemeyeceği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosundan sonra 1995 yılında yapılan orman kadastrosu çalışmasına dayanarak açtığı tapu iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin dava konusu taşınmaz için, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosu sonrası hukuki bir nedene dayanarak dava açmış olması, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1954 yılında yapılan kadastroda çalılık olarak tespit dışı bırakılan ve 1998 yılında kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında kalan taşınmazın, orman kadastrosu kesinleşmeden önceki dönemde orman sayılıp sayılmayacağı ve zilyetlikle iktisap koşullarının ne zaman başlayacağının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 1954 yılı kadastrosunda çalılık olarak tespit dışı bırakılsa dahi, taşınmazın eski haritalarda orman olarak görünmesi ve orman kadastrosu kesinleşmeden önceki dönemin de orman sayılması gerektiği, bu nedenle zilyetliğin orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanması ve 20 yıllık sürenin dolmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşen orman kadastrosu içinde kalan ve tapu kaydı bulunan bir taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşen orman kadastrosu ile taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı, 1988 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 2B çalışmalarına karşı açılan davanın hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş orman kadastrosu sonucunda, daha önce tapulama çalışmalarıyla özel mülkiyete konu olan bir taşınmazın bir kısmının orman sınırları içerisinde kaldığının tespit edilmesi üzerine, orman idaresince açılan tapu iptali ve tescil davasında hukuki yararın olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre yapılan orman kadastrosu çalışmalarının kesinleşmesiyle, daha önce özel mülkiyete konu olan taşınmazın bir kısmının orman sınırları içerisinde kaldığının tespit edilmesi halinde, orman idaresinin tapu iptali ve tescil davası açma hakkı bulunduğu ve davada hukuki yarar olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş orman kadastrosu sonucunda, daha önce tapuda kayıtlı olan bir taşınmazın bir kısmının orman sınırları içinde kaldığının tespit edilmesi üzerine açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre yapılan orman kadastrosunun arazi kadastrosundan farklı olduğu, orman kadastrosuyla orman sınırları içinde kalan alanların Hazine adına tescilinin öngörüldüğü, bu nedenle orman idaresinin kesinleşmiş orman tahdidine dayanarak tapu iptali ve tescil davası açabileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşen orman kadastrosuna göre orman sınırları içerisinde kalan ve daha önce tapulama çalışmalarıyla davalı adına tescil edilen taşınmazın tapu iptali ve tescil davasında davacının hukuki yararının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen orman kadastrosu sonucunda Hazine dışındaki kişilere ait parsellerin orman sınırları içerisinde kalması halinde, orman idaresinin tapu iptali ve tescil davası açma hakkı bulunduğu ve davacının hukuki yararının olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.