Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Rücuan Tahsil”
- Uyuşmazlık: Davalı şirketin iflas etmesinden sonra, iflas öncesinde açılan işçilik alacaklarının rücuan tahsili davasının hangi mahkemede görüleceği hususunda görev ve yetki uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya bakmakla görevli mahkemenin belirlenmesi için yargı yeri tayini talebinde bulunulabilmesi için HMK’nın 21. maddesinde belirtilen koşulların oluşması gerektiği, somut olayda ise bu koşulların gerçekleşmediği gözetilerek yargı yeri belirleme talebinin reddine ve dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuan tahsili davasında hangi mahkemenin görevli ve yetkili olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yetki itirazının kesin olmadığı davalarda, davalının süresi içinde yetki itirazında bulunmaması halinde davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale gelmesi gözetilerek, davanın ilk açıldığı mahkeme olan İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya yıllar sonra takılan protez giderinin, rücuan tazminat davasında işverenden tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İş kazasından yıllar sonra teknolojik gelişmeler nedeniyle takılan protez giderinin sosyal güvenlik kuruluşları tarafından karşılanması gereken bir risk olduğu, işverenin uzun süre dava tehdidi altında bırakılmasının hakkaniyete aykırı olduğu ve sosyal güvenlik sisteminin amacına ters düştüğü gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İflas eden bir şirketin iflasından sonra ödenen işçilik alacaklarının rücuan tahsili istemine ilişkin davanın hangi mahkemede görüleceği hususunda görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, iflas masasına kayıt kabul davası niteliğinde olmayıp, iflas tarihinden sonra doğan genel bir alacak davası niteliğinde olduğu ve yargı yeri belirlenmesi için gerekli koşulların oluşmadığı gözetilerek dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıların karıştığı olayda yaralanan polis memurlarına ödenen tazminatların rücuan tahsili istemine ilişkin davada, tazminat miktarının belirlenmesi ve vekalet ücretine hükmedilmesi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tazminat miktarının haksız fiil tarihindeki en yüksek devlet memuru brüt aylığı üzerinden hesaplanması gerektiği ve vekalet ücretine taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına hükmedilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçiye yapılan ödemelerin rücuan işverenden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının davalı Kuruma usulüne uygun tebliğ edilmemesi ve bu sebeple Bölge Adliye Mahkemesi kararının da usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Trafik kazasında, sigorta şirketinin, sigortalıya rücu edebilmesi için aranan "kaza, alkol etkisiyle meydana gelmiştir" şartının gerçekleşip gerçekleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş ceza mahkemesi kararında, kazaya karışan diğer araç sürücüsüne de kusur verilmesi nedeniyle kazanın münhasıran davalının alkollü olması nedeniyle meydana geldiği kabul edilemeyeceğinden, 2918 sayılı KTK m.95/2 ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.d maddesinde belirtilen rücu şartlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen trafik kazaları sebebiyle sigortalıya yapılan tedavi giderlerinden dolayı sigorta şirketlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı sorumluluktan kurtulması için 6111 sayılı Kanun'un 59. ve Geçici 1. maddesinde belirtilen tutarları Kuruma aktarmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde yapılan değişiklik ve 6111 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sigorta şirketlerinin yapacağı aktarım ile prim aktarma borcunun sona ereceği, aktarım yapılmaması halinde ise Kurum'un sigorta şirketine rücu hakkının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen trafik kazaları sebebiyle sigortalıya yapılan tedavi giderlerinden dolayı sigorta şirketlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı sorumluluktan kurtulması için 6111 sayılı Kanun'un 59. ve Geçici 1. maddelerinde belirtilen tutarları Sosyal Güvenlik Kurumu'na aktarmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde yapılan değişiklik ve 6111 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sigorta şirketlerinin yapacağı aktarım ile prim aktarma borçlarının sona ereceği, aktarım yapılmaması halinde ise Kurum'un sigorta şirketine, Güvence Hesabına, işletene ve şoföre rücu hakkının devam edeceği kabul edildiğinden yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen trafik kazaları sebebiyle sigortalıya yapılan tedavi giderlerinden dolayı sigorta şirketlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı sorumluluktan kurtulması için 6111 sayılı Kanun'un 59. ve Geçici 1. maddesinde belirtilen tutarları Kuruma aktarmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 25.02.2011 tarihinden itibaren sigorta şirketlerine, Güvence Hesabına, sürücü ve işletene karşı Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rücu hakkının sona erdiği, Kurumun süresinde aktarılmayan prim ve katkı payları için sigorta şirketlerine karşı 5510 sayılı Kanun'un 89. maddesine göre takip yaparak tahsil yetkisi bulunduğu gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.