Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Süresinde Başvuru”
- Uyuşmazlık: Yetkisizlik kararı veren mahkemenin, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi için öngörülen iki haftalık süreyi kararında belirtmemesinin davacının mahkemeye erişim hakkını ihlal edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 20/1. maddesinde belirtilen iki haftalık sürenin kanun yolu niteliğinde olmayıp, usule ilişkin hak düşürücü bir süre olduğu, ayrıca Anayasa'nın 40/2. maddesinin ve AİHS'nin 6. maddesinin, mahkeme kararlarında bu sürelerin ayrıca belirtilmesini zorunlu kılmadığı gözetilerek, mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmediği gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde istinaf yoluna başvuran tarafın, 6100 sayılı HMK'nın 348. maddesi kapsamında daha önce istinaf sebebi olarak ileri sürmediği hususlar bakımından katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunup bulunamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma yoluyla istinafın, asıl istinaf başvurusundan bağımsız bir kanun yolu hakkı olduğu ve ilk derece mahkemesi kararına karşı süresi içinde yapılan asıl istinaf başvurusunda ileri sürülmeyen hususların, karşı tarafın istinaf başvurusu üzerine, katılma yoluyla istinaf dilekçesinde ileri sürülebileceği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içinde yapılan istinaf başvurusunda, başvuru sebepleri ve gerekçelerinin gösterilmemesi nedeniyle, sonradan sunulan gerekçeli istinaf dilekçesiyle yapılan başvurunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 342. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde başvuranın kimliği ve başvurulan karar belli olacak şekilde kayıtlar bulunduğu takdirde, dilekçenin diğer eksikliklerine rağmen reddolunmayıp, HMK'nın 355. maddesi gereği gerekli incelemenin, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı yönünden yapılması gerektiği, bu nedenle bölge adliye mahkemesinin, süresi içinde verilen eksiklikli dilekçeyi değil de sonradan verilen gerekçeli istinaf dilekçesini dikkate alarak süreden red kararı vermesinin hatalı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararının tefhimi üzerine süre tutum dilekçesi ile istinaf yoluna başvurulan davada, gerekçeli istinaf dilekçesinin ilk derece mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 8 günlük yasal istinaf süresi geçtikten sonra sunulması nedeniyle, dilekçenin makul sürede verilip verilmediği ve istinaf incelemesinde dikkate alınıp alınamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece davacıya tebliğ edilen gerekçeli karar tebliğ zarfında iki haftalık süre verildiği, davacının bu süreye uyarak verdiği gerekçeli istinaf dilekçesinin mahkemeye erişim hakkı kapsamında süresinde sayılması gerektiği ve Bölge Adliye Mahkemesince bu husus gözetilerek istinaf incelemesinin yapılması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Müdafii aracılığıyla takip edilen ceza davasında, istinaf başvurusunun reddine dair kararın sanık müdafiine tebliğ edilmesine rağmen sanığın kendisine ayrıca tebligat yapılmadan temyiz yoluna başvurup başvuramayacağı ve cezaevinde bulunan sanığın müddetname tebliği üzerine yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza yargılamasında adil yargılanma hakkının ve etkin başvuru yolunun sağlanması için, kararın tebliğinin şekli değil, amacına uygun ve hak arama hürriyetini engellemeyecek biçimde yapılması gerektiği, CMK'nın 260. maddesiyle sanığın kanun yoluna başvuru hakkının açıkça kabul edildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesi ve CMK'nın 35. maddesi birlikte değerlendirildiğinde müdafiin yanında sanığa da tebligat yapılması gerektiği, müdafi ile vekilin farklı statülerde olduğu ve müdafinin sanığın temsilcisi sayılamayacağı, bu nedenle kararın cezanın muhatabı olan sanığa ayrıca tebliğ edilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK'nın 365. maddesinin son fıkrası gereğince, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kesin nitelikte olduğu ve bu nedenle temyiz yolunun kapalı olduğu gözetilerek, Özel Daire bozma kararı ile direnme kararının ortadan kaldırılmasına ve temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun, kararın tefhimi ile gerekçeli kararının tebliği arasında yapılması nedeniyle süresinde olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün uygulandığı icra takibinde, icra mahkemesince tefhim edilen kısa kararda hüküm fıkrası tüm unsurlarıyla ve gerekçesiyle açıklanmadığı için, kanuna uygun tefhim yapılmamış sayıldığı ve bu durumda gerekçeli kararın tebliğinin geçerli bildirim niteliğinde olduğu, bu sebeple de istinaf başvuru süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz eden sanığın dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni belirtmemesi nedeniyle temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni ileri sürmemiş olması, CMK'nın 294/1 ve 298. maddeleri uyarınca temyiz incelemesi yapılmasını engellediğinden, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılarak temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz eden sanığın, temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni belirtmemesi nedeniyle temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, CMK’nın 294/1. maddesi gereğince hükmün neden bozulması gerektiğini temyiz başvurusunda göstermek zorunda olduğu, somut olayda sanık tarafından sunulan temyiz dilekçesinde ise herhangi bir temyiz nedenine yer verilmediği gözetilerek, temyiz isteminin CMK'nın 298. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık tarafından sunulan ve herhangi bir temyiz nedeni içermeyen temyiz dilekçesine dayanılarak CMK’nın 289. maddesi kapsamında temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Gerekçesiz bir temyiz dilekçesinin CMK'nın 298. maddesi uyarınca Yargıtay'ın ön incelemesinden geçemeyeceği ve en az bir temyiz nedeninin varlığı halinde mutlak hukuka aykırılık halleri kapsamında temyiz incelemesi yapılabileceği, ancak hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusu bakımından CMK’nın 289. maddesinde yer alan hukuka kesin aykırılık hâllerinin kendiliğinden gözetilemeyeceği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazlarının kabulüyle, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılmasına ve sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararının tefhimi sonrası verilen süre tutum dilekçesiyle istinaf yoluna başvurulan bir davada, gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süre geçtikten sonra verilmesi halinde, bu dilekçenin makul sürede verildiği kabul edilip incelenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yoluna başvuru sürelerinin kesin süreler olduğu, hakim tarafından uzatılamayacağı ve süre tutum dilekçesi verilmesinin ek süre sağlamayacağı, ayrıca makul süre kavramının belirsizliği nedeniyle hukuki güvenlik ilkesine aykırı olacağı gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin süresinden sonra verilen gerekçeli istinaf dilekçesini incelemeyip ilk derece mahkemesi kararını sadece kamu düzeni yönünden incelemesinin yerinde olduğuna ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararının tebliği ile işlemeye başlayan iki haftalık istinaf başvuru süresinden sonra sunulan gerekçeli istinaf dilekçesinin makul sürede verilip verilmediği ve bu dilekçe kapsamında istinaf incelemesi yapılmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararı ile gerekçeli direnme kararının hüküm fıkraları arasında çelişki bulunduğu ve usulüne uygun bir direnme kararı mevcut olmadığı gerekçesiyle direnme kararı usulden bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.