Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sanatkâr İşçi Statüsü”
- Uyuşmazlık: Davacının sanatkâr işçi statüsüne geçirildikten sonra derece ve kademesinin toplu iş sözleşmesine uygun şekilde belirlenip belirlenmediği ve buna bağlı olarak fark işçilik alacaklarının doğup doğmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinin sanatkâr işçi statüsüne ilk defa alınacakları kapsadığı, davacının ise işe girdikten sonra sanatkâr işçi statüsüne geçtiği ve bu nedenle sözleşmenin ilgili maddesinin uygulanamayacağı, ayrıca davacının derece ve kademesinin sanatsız işçilerin terfi ve terfihini düzenleyen maddeye göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının sanatkâr işçi statüsüne geçirildikten sonra derece ve kademesinin toplu iş sözleşmesine uygun şekilde belirlenip belirlenmediği ve buna bağlı olarak fark işçilik alacaklarının doğup doğmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinin işe ilk giriş anındaki durum için geçerli olması, davacının sanatkâr işçi statüsüne geçişinin yeni bir işe giriş olarak değerlendirilememesi ve mahkemenin toplu iş sözleşmesi hükümlerini hatalı yorumlaması ve çelişkili karar vermesi gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının sanatkâr işçi statüsüne geçirildikten sonra derece ve kademesinin toplu iş sözleşmesine uygun belirlenip belirlenmediği ve buna bağlı olarak fark işçilik alacaklarının doğup doğmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinin işe ilk girişteki dereceyi düzenleyen hükmünün, daha sonra sanatkâr işçi kadrosuna geçen davacıya uygulanmasının hatalı olduğu ve sanatsız işçilerin terfisini düzenleyen ilgili hüküm gözetilerek yeniden değerlendirme yapılmaksızın hüküm kurulması doğru olmadığından, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 506 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetleri ile çakışan 1479 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetlerinin iptali ve isteğe bağlı sigorta primlerinin geçerli Bağ-Kur primlerine dahil edilmesi talebiyle açtığı tespit davasında, çakışan sigortalılık durumunda hangi sigortalılık statüsüne öncelik verileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un yürürlükte olmadığı dönemde çakışan sigortalılıklarda baskın sigortalılığa üstünlük tanınması gerektiği, somut olayda davacının emek ve mesaisini ağırlıklı olarak 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmasına tahsis ettiğinin anlaşılması nedeniyle, 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süreleri ile çakışan Esnaf Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin iptaline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının eğitim durumu ve hizmet süresine göre derece kademesinin doğru belirlenip belirlenmediği ve buna bağlı olarak ücret farkı alacağının olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının meslek lisesi diplomasını sunduğu tarihte zaten 6. derecede olduğunun tespit edilmesi ve toplu iş sözleşmesi uyarınca meslek lisesi mezunlarının başlangıç derecesinin 6. derece olması nedeniyle, davacının fark alacağı bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının fahri imam olarak 19.02.1996-01.08.2002 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemli davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi mi yoksa İş Mahkemesi mi olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanların emeklilikleri bakımından 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği, davacının da 2002 yılından itibaren emekli sandığı iştirakçisi olması ve 5434 sayılı Kanun'un ek 47/c hükmü gereğince hizmet tespiti talebinde bulunması nedeniyle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen ve annesinin ölümü nedeniyle hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı alan davalıya, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan sağlık harcamalarının iadesinin talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, ölüm aylığı almak için eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşamaya devam ederek, hak kazanmadığı halde genel sağlık sigortasından yararlanmasının ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasının 5510 sayılı Kanun'un Geçici 45. maddesindeki istisnadan yararlanmasına engel teşkil etmesi gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edildikten sonra, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla aldığı ölüm aylığı kesilen davacıya yapılan sağlık harcamalarının tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam ederek, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla haksız yere genel sağlık sigortasından yararlandığı ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu gözetilerek, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 45. maddesinden yararlanamayacağı ve 31.01.2012 tarihinden sonraki sağlık giderlerini ödemesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı limited şirkette şirket genel müdürü olarak yaptığı çalışmanın hizmet akdine mi yoksa vekâlet akdine mi dayandığı ve buna bağlı olarak hizmet tespiti davasının reddinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının şirket genel müdürü olarak işverenden emir ve talimat almadan, aksine çalışanlara talimat vererek bağımsız çalışması, zaman ve bağımlılık unsurlarının gerçekleşmediğini gösterdiğinden, davacı ile davalı şirket arasında vekâlet akdi ilişkisinin kurulduğu gözetilerek, hizmet tespiti davasının reddine ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihten sonraki döneme ilişkin alacak talepleri yönünden asliye ticaret mahkemesinin mi yoksa iş mahkemesinin mi görevli olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldıktan sonraki dönemde şirketle arasında işveren vekili sıfatıyla bağımlı bir iş/hizmet ilişkisi içerisinde olduğu, sahip olduğu pay oranının da şirketin yönetimine etki edebilecek düzeyde olmadığı gözetilerek, uyuşmazlığın iş mahkemesinin görev alanına girdiğine ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşi 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra, babası ise önce vefat eden davacı kız çocuğunun, hem eşinden hem de farklı bir sosyal güvenlik statüsündeki babasından ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesinin, birleşecek gelir ve aylıkların aynı Kanun hükümlerine göre bağlanması durumunda uygulanacağı, davacının babasından kaynaklanan ölüm aylığı hakkının ise 5510 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi uyarınca önceki yasal düzenlemelere tabi olduğu ve bu nedenle 54. maddenin uygulanma yeri bulunmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fiili hizmet zammı süresinin emeklilik yaş haddinden indirilip indirilemeyeceği ve bu sürenin sigortalılık başlangıç tarihinden geriye doğru sayılıp sayılmayacağı hususunda yaşlılık aylığı bağlanması talebiyle açılan davanın hukuki yararı ve davacının emeklilik tarihine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava tarihinden sonra emeklilik koşullarının oluştuğu, fiili hizmet zammının yaş haddinden indirilebileceği, ancak sigortalılık başlangıç tarihinden geriye doğru sayılamayacağı, bu nedenle davanın başlangıçta hukuki yararının olmadığı ve davacının emeklilik tarihinin fiili hizmet zammı düşüldükten sonraki tarih olacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.