Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Savunma”
- Uyuşmazlık: Sanığın, hasta olduğunu ve kullandığı ilaçların etkisiyle savunma yapamayacağını beyan etmesi üzerine talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmesiyle savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ve ayrıca silahlı saldırıda kullanılan tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması suçunun sanık tarafından işlenip işlenmediği hususunda Yargıtay 16. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, daha önceki celselerde savunma yapmayı reddetmesi ve son celsede sağlık sorunlarını ileri sürerek savunma yapmaması, davanın karmaşıklığı ve sanığın sağlık durumu da göz önünde bulundurularak savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğu, ayrıca tehlikeli maddelerin sanık tarafından taşınıp taşınmadığı hususunda kesin delil bulunmadığından şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği mahkumiyetine yeterince delil olmadığı değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş ve yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yargı çevresi dışında tutuklu bulunan ve SEGBİS ile savunma yapma imkanı tanınan sanığın, esas hakkındaki mütalaanın verildiği ve hükmün açıklandığı oturumlara getirilmeden karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığı ve adil yargılanma ilkesinin ihlal edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın duruşmada bizzat hazır bulunmasının savunma hakkının önemli bir unsuru olduğu, bu hakkın sınırlandırılmasının ancak istisnai durumlarda ve sanığın açık rızasıyla mümkün olabileceği, somut olayda ise sanığın duruşmalara bizzat katılma talebinin reddedilerek SEGBİS aracılığıyla savunmasının alınmasının ve yokluğunda hüküm verilmesinin savunma hakkını kısıtladığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık ve müdafisine savunmalarını hazırlamaları için yeterli süre verilip verilmediği ve savunma haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ve müdafisinin uzun süredir yargılamaya iştirak etmesi, dosyaya vakıf olmaları, iddianamenin karmaşık olmaması, Adli Tıp Kurulu raporuna karşı beyanda bulunmuş olmaları, esasa ilişkin savunmalarını yazılı ve sözlü olarak yapmaları ve verilen süreye itiraz etmemeleri gözetilerek, savunma için verilen sürenin yeterli olduğuna ve savunma hakkının ihlal edilmediğine karar verilerek, yerel mahkemenin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanması sırasında savunma ve ek savunmasının alındığı celsede müdafinin bulunmaması ve eksik araştırma yapılması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın savunmasının alındığı ilk celsede zorunlu müdafi görevlendirilmemiş olsa da, sonraki celsede müdafii ile temsil edilmesi ve savunma hakkını kullanabilmesi, ayrıca Yargıtay içtihat değişikliklerinin geriye yürümeyeceği ilkesi gözetilerek savunma hakkının ihlal edilmediği kabul edilmiş, ancak Bank Asya'daki hesap hareketlerine ilişkin yeterli araştırma yapılmadan ve gelen raporlar sanık ve müdafisine okunmadan hüküm kurulması nedeniyle eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında iddianamede talep edilmeyen TCK’nın 58. maddesinin (tekerrür hükümleri) uygulanması için CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanması halinde suçun hukuki niteliği değişmediğinden CMK m.226/1 değil, cezanın artırılmasını gerektiren bir hal olarak m.226/2'nin uygulanacağı, tekerrür hükümlerinin uygulanmasının sanık aleyhine pek çok hüküm içerdiğinden savunma hakkının kısıtlanmaması adına ek savunma hakkı verilmesi gerektiği, ancak adli sicil kaydının duruşmada okunması, sanığın tekerrüre esas hükümlülüğünü ve adli sicil kaydını kabul etmesi ve içeriğine itirazda bulunmaması hallerinde sanığın bu durumu önceden bildiğinin kabul edileceği ve ek savunma hakkı verilmesine gerek olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve değerlendirilebilecekse meşru savunma sınırının aşıldığının kabul edilip edilemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, kendisine ve kardeşine yönelik silahlı saldırı karşısında, saldırıyı defetmek amacıyla ve o anki şartlar altında başka türlü hareket etme imkanının bulunmaması sebebiyle silah kullanmak zorunda kaldığı, ancak maktulü göğsünden vurarak öldürme eyleminde meşru savunma sınırını aştığı, bu aşmanın da mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaştan kaynaklandığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eşini öldürme eyleminin meşru savunma kapsamında olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın savunmasının olay yeri inceleme tutanağı ve otopsi raporu gibi maddi delillerle çeliştiği, sanığın boğazını sıktığını iddia ettiği eşinin vücudunda ciddi darp izleri bulunmadığı, ayrıca olay anında sanığın yanında bıçak gibi başka savunma araçları da varken bunları kullanmadığı, bu sebeple meşru savunma koşullarının oluşmadığı ve sanığın eşini yoğun tahrik altında kasten öldürdüğü gerekçesiyle yerel mahkemenin beraat kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminde meşru savunma sınırının aşılıp aşılmadığı hususunda verilen beraat kararına yapılan temyiz üzerine direnme kararının, sanığın savunma hakkını ihlal edip etmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamı sonrası yaptığı yargılamada, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasını almaksızın, sanık ve müdafiine esas hakkında savunma yapma olanağı tanımaksızın ve sanığa son söz hakkı vermeksizin hüküm kurması nedeniyle sanığın savunma hakkını kısıtladığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın kasten öldürme suçunu meşru savunma veya meşru savunmada sınırın aşılması hükümleri kapsamında işleyip işlemediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, kendisine ve çalışanlarına yönelik bir saldırı olmadığı halde, daha önceki bir tartışma nedeniyle öfke ve kızgınlıkla hareket ederek maktulü öldürdüğü, bu nedenle eyleminin meşru savunma veya sınırın aşılması kapsamında değerlendirilemeyeceği, haksız tahrik altında kasten öldürme suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın işlediği eylemin meşru savunma veya meşru savunmada sınırın aşılması kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, kendisine ve arkadaşına zarar vereceği düşüncesiyle yere doğru ateş eden maktule karşı, kendisine yönelmiş bir saldırı olmamasına rağmen ateş ederek öldürmesi nedeniyle meşru savunma veya meşru savunmada sınırın aşılması hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin haksız tahrik altında kasten öldürme suçu oluşturacağı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın işlediği fiilin meşru savunma kapsamında olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, arazisindeki fıstıkları toplayan maktul tarafından önce bacağından vurulması ve akabinde duyduğu öfke ve korkuyla maktulü öldürmesi eyleminin, meşru savunma veya meşru savunmada sınırın aşılması değil, yoğun haksız tahrik altında nitelikli öldürme suçunu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.