Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Savunma Hakkının Kısıtlanması”
- Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında tutuklu yargılanan ve müdafi talebinde bulunmayan sanığa müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa CMK 150/3 uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve ilk sorgusunda müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise müdafi hakkı kendisine hatırlatıldığı halde talepte bulunmadığı, CMK'nın 101/3. maddesinin ilk tutuklama talebine ilişkin olduğu ve kovuşturma aşamasındaki tutuklu yargılamada müdafi atanmasını zorunlu kılmadığı, zorunlu müdafilik hallerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve yorum yoluyla genişletilemeyeceği, sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı, TCK 314/2'de belirlenen temel cezanın 5 yıl hapis olduğu ve 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ceza artırımına ilişkin olduğu, CMK 150/3'ün ise temel cezayı esas aldığı, kanun koyucunun ceza artırımını öngören nitelikli halleri bu kapsamda değerlendirmediği, ayrıca sanığa talebi halinde baro tarafından ihtiyari müdafi görevlendirmesinin yapılabileceği gözetilerek, Özel Daire'nin sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması için CMK 226/2 uyarınca ek savunma hakkı verilip verilmediği hususunda Yargıtay 5. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa adli sicil kaydı okunmadan ve tekerrüre esas alınan hükmün kendisine ait olup olmadığı sorulmadan tekerrür hükümlerinin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması ve ayrıca hükmolunan hapis cezasının kanuni sonucu olarak TCK'nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle yerel mahkeme hükmünün bozulması isabetli görülmüştür. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında iddianamede yer almayan TCK'nın 58. maddesinin (tekerrür hükümleri) uygulanabilmesi için CMK'nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren sabıkalılık halinin sanık tarafından önceden bilindiği ve bu durumun ilk defa duruşmada ortaya çıkmadığı, ayrıca ek savunma hakkı verilmesinin de hukuki durumu değiştirmeyeceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında iddianamede talep edilmeyen TCK’nın 58. maddesinin (tekerrür hükümleri) uygulanması için CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanması halinde suçun hukuki niteliği değişmediğinden CMK m.226/1 değil, cezanın artırılmasını gerektiren bir hal olarak m.226/2'nin uygulanacağı, tekerrür hükümlerinin uygulanmasının sanık aleyhine pek çok hüküm içerdiğinden savunma hakkının kısıtlanmaması adına ek savunma hakkı verilmesi gerektiği, ancak adli sicil kaydının duruşmada okunması, sanığın tekerrüre esas hükümlülüğünü ve adli sicil kaydını kabul etmesi ve içeriğine itirazda bulunmaması hallerinde sanığın bu durumu önceden bildiğinin kabul edileceği ve ek savunma hakkı verilmesine gerek olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İddianamede sanık hakkında uygulanması istenen TCK'nun 39. maddesinin, sanığa ek savunma hakkı verilmeden uygulanmamasının CMK'nun 226. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında iddianamede TCK'nın 39. maddesinin uygulanması talep edilmiş olmasına rağmen, yerel mahkemece bu madde uygulanmayarak sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi ve bu hususta sanığa ek savunma hakkı tanınmamasının savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında iddianamede talep edilmeyen TCK'nın 58. maddesinin (tekerrür hükümleri) uygulanabilmesi için CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanması için gereken sabıka kaydının sanıklara duruşmada okunması ve sanıkların bu kayıtlara itiraz etmemeleri nedeniyle, tekerrür durumunun ilk defa duruşmada ortaya çıktığı kabul edilemeyeceğinden ve ayrıca ek savunma hakkı verilmesinin hükmü etkilemeyeceği gözetilerek, Özel Dairenin ek savunma hakkı verilmemesi nedeniyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkemenin hükmünün, adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin kanun maddesinin belirtilmemesi noktasında düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bozma ilamına direnilmesine karar verilmesinden sonra Cumhuriyet savcısından esas hakkındaki görüşü sorulmadan ve hazır bulunan sanıkların esasa ilişkin savunmaları alınmadan hükümler kurulmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin bozma ilamına direnme kararına konu hükümleri, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşü alınmadan, hazır bulunan sanıklara esas hakkında savunma yapma imkanı tanınmadan ve son sözleri sorulmadan verildiğinden, savunma hakkının kısıtlanması ve CMK 216. maddesine aykırılık teşkil etmesi gözetilerek bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.