Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sebepten Mücerretlik”
- Uyuşmazlık: Davalı tarafından davacıya verilen bonoların sözleşmeden kaynaklanan alacaklara mahsuben verilip verilmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından davacıya verilen bonoların, sözleşmedeki alacaklara karşılık verildiğinin davalı tarafından ispatlanamaması ve senedin sebepten mücerret olması gözetilerek yerel mahkemenin bonoları sözleşme alacağından mahsup etmesi hatalı bulunmuş ve karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespiti ve ödenen miktarların iadesi için açılan menfi tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Kambiyo senedinin sebepten mücerret olması ve davacıların, kambiyo senedinin kefalet imzalarının yer aldığı genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğunu ispatlayamamaları gözetilerek, ilk derece mahkemesinin ret kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bonoya dayalı menfi tespit davasında, hamilin senedi iktisap ederken kötü niyetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Senedin lehtar imzasının sahte oluşu, takip eden cirantaların bilinmemesi ve hamilin açık kimliği ve adresi bilinmeyen bir kişiden yüksek bedelli senedi devraldığını iddia etmesi gibi hususlar hayatın olağan akışına aykırı bulunarak hamilin kötü niyetli olduğu kabul edilmiş ve yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Vekilin yetkisini aşarak düzenlediği çek nedeniyle şirketin sorumlu olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Vekile çek düzenleme yetkisi verilmediği ve vekilin bu hususta şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, TTK m.678 uyarınca yetkisiz temsil durumunda temsil olunanın sorumlu olmayacağı gözetilerek, şirketin çek borcundan sorumlu olmadığı yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bono hamili aleyhine açılan menfi tespit davasında, bonoyu hamile ciro eden lehtarın hukuki durumunun da etkileneceği gerekçesiyle davacıya lehtar aleyhine dava açmak üzere süre verilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Medeni yargılama hukukunun temel ilkelerinden olan tasarruf ilkesi gereğince davacı, kendi lehine dava açmaya zorlanamayacağından ve davalının takip alacaklısı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak davalının esasa ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının başka bir şahsa teminat olarak vermek üzere imzaladığı boş senedi ele geçirerek doldurup icra takibine koyması nedeniyle açılan menfi tespit davasında, davacının iddialarının aldatma (hile) olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ve bu bağlamda tanık deliline başvurulup başvurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının iddialarının, Türk Borçlar Kanunu'ndaki aldatma (hile) tanımına uymadığı, davalının boş senedi doldurup icra takibine koymasının kasten yanlış bir kanaat uyandırma veya mevcut yanlış bir kanaati koruma veya sürdürme olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle tanık deliline başvurulamayacağı ve ispatın yazılı delille yapılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Üçüncü kişinin borcundan dolayı yapılan haciz esnasında düzenlenen protokol ve protokole göre imzalanan senetlerin, korkutma nedeniyle geçersiz olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, haciz işlemi sırasında polis memurlarının tanıklığıyla, müşterilerine ait malların haczedilmemesi için manevi cebir ve baskı altında kalarak protokolü ve senetleri imzaladığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Zorla düzenlettirildiği iddia edilen bono nedeniyle başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit davasında, borçlunun haciz sırasında verdiği ödeme taahhüdünün borcu kabul anlamına gelip gelmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Bonoların gasp yoluyla elde edildiğinin ceza mahkemesi kararıyla sabit olması ve borçlunun haciz baskısı altında ödeme taahhüdünde bulunmasının irade sakatlığına neden olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bonoda aval veren eş için, Türk Borçlar Kanunu'nun kefalet sözleşmesinde eş rızası şartını düzenleyen hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Avalin kambiyo senetlerine özgü bağımsız bir teminat türü olduğu, Türk Ticaret Kanunu'nda özel olarak düzenlendiği ve ticari hayatın hız ve güven gerekleri gözetilerek, kefalet sözleşmesinden farklı olarak avalde eş rızası aranmaması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Davacıların, davalı lehine düzenledikleri bono nedeniyle borçlu olmadıklarını ileri sürerek, bonoya dayalı icra takibinin iptalini istemeleri.
Gerekçe ve Sonuç: Bononun teminat amacıyla düzenlendiği iddiasının, senede karşı senet kuralı gereğince yazılı delille ispatlanamaması ve aval verenlerin kambiyo senetlerindeki sorumluluğunun illeti bağımsız olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Konut satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak ödenen peşinatın ve sözleşme bedeli karşılığı verilen ... yazılı senetlerin iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Konut satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olması, ... yazılı senetlerin 6502 sayılı Kanun'un 4. maddesi 5. fıkrası uyarınca tüketici yönünden geçersiz olması ve davacının temyiz incelemesi dışında kalması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.