Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sevkin Zorunluluğu”
- Uyuşmazlık: Davalı Emekli Sandığı'nın, davacı ikinci basamak sağlık kurumuna sevk olmadan gelen hastalar için düzenlenen 2006 yılına ait faturalarda indirim yapmasının doğru olup olmadığı ve davacının fark fatura alacağının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki protokolün 7. maddesi gereğince ikinci basamak sağlık kurumlarından olan tıp merkezlerinde Maliye Bakanlığınca belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiği, bu indirimin sevk zinciri ile ilgisinin bulunmadığı ve 2006 yılı bütçe uygulama talimatında sevk zinciri bulunup bulunmamasının öneminin olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sağlık hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Hastanın kendi isteğiyle özel hastaneye nakledildiği ve bu durumda SGK'nın sorumluluğunun bulunmadığı, hastanın kardiyoloji yoğun bakımına sevk endikasyonunun da zorunlu olmadığı gözetilerek, davalıların itirazının haklı olduğu ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının ateşli silah yaralanması sonucu ambulans uçakla yapılan sevkinin yol giderlerinin davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanıp karşılanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Yasa ve ilgili mevzuattaki düzenlemeler uyarınca, sevke esas sağlık kurulu raporunda hastalığın ne olduğu, mutat taşıt ile seyahat edilememe gerekçeleri ve ambulans uçakla sevkin zorunluluğunun açıkça belirtilmesi şartı aranmasına rağmen, somut olaydaki raporun bu şartları taşımadığı, ayrıca 2006 yılı Bütçe Uygulama Talimatı'ndaki "uygun görülen taşıt" ibaresinin, daha sonraki düzenlemeler ışığında ambulans uçak ücretini kapsamadığı ve organ/doku nakli haricindeki durumlarda hava ambulansı kullanımının mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında tutuklu yargılanan ve müdafi talebinde bulunmayan sanığa müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa CMK 150/3 uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve ilk sorgusunda müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise müdafi hakkı kendisine hatırlatıldığı halde talepte bulunmadığı, CMK'nın 101/3. maddesinin ilk tutuklama talebine ilişkin olduğu ve kovuşturma aşamasındaki tutuklu yargılamada müdafi atanmasını zorunlu kılmadığı, zorunlu müdafilik hallerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve yorum yoluyla genişletilemeyeceği, sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı, TCK 314/2'de belirlenen temel cezanın 5 yıl hapis olduğu ve 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ceza artırımına ilişkin olduğu, CMK 150/3'ün ise temel cezayı esas aldığı, kanun koyucunun ceza artırımını öngören nitelikli halleri bu kapsamda değerlendirmediği, ayrıca sanığa talebi halinde baro tarafından ihtiyari müdafi görevlendirmesinin yapılabileceği gözetilerek, Özel Daire'nin sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu yargılanan sanığa zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve yargılama sırasında dosyada mevcut delillerin hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davada, suçun cezasının alt sınırının TMK'nın 5/1. maddesi gereğince yapılacak arttırımla 5 yıldan fazla olması ve CMK 150/3 gereğince zorunlu müdafi atanması gerektiği, ayrıca hükmün dayandığı delillerin dışında ByLock kullanıcısı olduğuna dair rapor ve tanık beyanlarının sanık ve müdafiine okunmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kooperatife peşin ödeme yapan davacının, genel kurul kararı ve yönetim kurulu kararı sonrası peşin ödemeli üyeliğinin kooperatifçe zımnen kabul edilip edilmediği ve buna bağlı olarak davalı kooperatife borcunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kooperatif genel kurulunun peşin ödemeli üyelik uygulamasını mevcut tüm ortakları kapsayacak şekilde karara bağlaması ve davacının da bu uygulamadan yararlanmak üzere yaptığı başvurunun yönetim kurulu kararıyla kabul edilmesi nedeniyle, davacının peşin ödemeli ortak olduğu ve mahkemenin bu sıfatı dikkate alarak borcun bulunup bulunmadığını belirlemesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, davacıya teslim aldığı malları iade ettiğine dair sunduğu irsaliyeli faturanın geçerli bir ispat aracı olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının yerinde olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının iadeye ilişkin sunduğu tek bir irsaliyeli faturanın, iade edilen mal miktarı, iade süreci ve ticari teamüller gözetildiğinde tek başına yeterli bir ispat aracı olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca mahkemece davalının savunmasındaki çelişkiler ve eksiklikler üzerinde yeterince durulmadığı değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya ait olduğu iddia edilen imzanın, davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı ve bu imzanın bulunduğu sevk irsaliyesine konu mal bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda, imza incelemesinin hangi imzalar üzerinden yapıldığı, mukayese için kullanılan imzanın kime ait olduğunun tespiti ve sevk irsaliyesindeki yazıları kimin yazdığının belirlenmemesi hususunda eksiklikler bulunduğu ve bu nedenle raporun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirket tarafından davacı şirket lehine verilen ve davacı şirket tarafından tahsil edilen teminat mektubu bedelinin cezai şart alacağına mahsup edilip edilemeyeceği ve bu mahsubun sonuçlarının takibe konu cari hesap alacağına etkisi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, teminat mektubunu cezai şart alacağı doğmadan tahsil etmesi ve cezai şartın varlığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunması nedeniyle, teminat mektubu bedelinin cari hesaptan mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.