Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sigortalılık Başlangıç Tespiti”
- Uyuşmazlık: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında açtığı tespit davasında, talebinin yalnızca sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti mi yoksa sigortalılık süresinin tespiti mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık başlangıç tarihi talebi tek başına hukuki yarar içermediği, hakimin HMK m.31 gereği davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının gerçek talebinin (sigortalılık süresinin tespiti) ne olduğunun tespit edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışı hizmet borçlanması yapan davacının sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde, 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a mı yoksa 4/1-b maddesi mi uygulanacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesindeki değişiklik uyarınca, yurt dışı hizmet borçlanması yapanların Türkiye'de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, yoksa 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle davacının Türkiye'deki sigortalılık durumunun araştırılıp buna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Türkiye’de çalışması bulunmayan davacının, 3201 sayılı Kanun kapsamında yaptığı yurtdışı borçlanma süresinin 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a (SSK) mı yoksa 4/1-b (Bağ-Kur) maddesi kapsamında mı değerlendirileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5754 sayılı Kanun ile değişik 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, Türkiye'de sigortalılığı bulunmayanların yurtdışı hizmet borçlanmasının 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma yapılması gerekliliğinin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca, usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olması ve Türkiye ile Almanya arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29/4. maddesinde, Türk sigortasına girişten önce Alman rant sigortasına girişi olanların, Alman rant sigortasına giriş tarihlerinin Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğinin belirtilmesi gözetilerek, davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye'deki sigortalılık başlangıcı olarak kabulü için borçlanma yapmasına gerek olmadığına dair direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5434 sayılı Kanun kapsamında hak kazanılan fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun kapsamındaki yaşlılık aylığı bağlanmasında sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde ve yaş haddinden indirimde nasıl uygulanacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5434 sayılı Kanun'daki fiili hizmet süresi zammının, 506 sayılı Kanun'daki itibari hizmet süresinden farklı olduğu, fiili hizmet süresi zammının yaş haddinden indirilebileceği ancak sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmek suretiyle yeni bir sigortalılık süresi oluşturamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 11.03.1981 tarihini sigorta başlangıç tarihi olarak kabul ederek 1479 sayılı Kanun'dan yararlanma ve emeklilik hakkı tespiti talebinde bulunması üzerine, davalı Kurum'un hukuki yarar ve tescil sürelerine aykırılık iddiasıyla açılan tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı tespiti talebinde hukuki yararının bulunmadığı, hâkimin HMK’nın 31. maddesi gereğince davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının talebini açıklığa kavuşturması gerektiği, ayrıca 1479 ve 5510 sayılı Kanunlarda belirtilen tescil sürelerine uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin, işveren tarafından verilen işe giriş bildirgesine rağmen, Kurum kayıtlarında görünmemesi nedeniyle tespiti talebi.
Gerekçe ve Sonuç: İşe giriş bildirgesinin süresinde verilmesi, sigorta sicil numarasının bildirgenin verildiği yıla ait olması, komşu işyeri sahibi ve çalışanı tanıkların davacının çalıştığını doğrulaması ve imzanın zamanla değişebileceği gözetilerek, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Doğum tarihi 26.06.1971 olan davacının, 01.08.1986 tarihindeki bir günlük çalışmasının tespiti talebinde hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 18 yaşından küçükken sigortalı çalışmaya başlayan davacının, 18 yaşını doldurduktan sonraki çalışmaları mevcut olsa da, 18 yaşından önceki çalışmalarının prim gün sayısına dahil edileceği ve yaşlılık aylığı hesabında etkili olacağı gözetilerek, sigorta başlangıç tarihinin tespiti talebinde hukuki yarar bulunduğu kabul edilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının fiili çalışmasını ispata yarayacak yeterli delil toplanmadığı ve Yargıtay’ın Özel Daire bozma kararında belirttiği hususlarda araştırma yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen çalışma süresinin borçlanılması halinde, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde 5510 sayılı Kanun'un 4/1-a veya 4/1-b maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesi uyarınca, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde, Türkiye'de sigortalılığı olmayan kişilerin sigortalılık başlangıç tarihinin 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin bu hususta araştırma yapmadan karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında, sadece işe giriş bildirgesinin verilmiş olmasının sigortalılık başlangıcı için yeterli olup olmadığı ve fiili çalışmanın da aranıp aranmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 2. ve 6. maddelerine göre sigortalılığın başlangıcı için fiili çalışmanın gerekliliği ve işe giriş bildirgesinin tek başına yeterli olmadığı, ayrıca fiili çalışmanın tespiti için de tanık dinlenmesi, bordro ve diğer kayıtların incelenmesi gibi daha kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.