Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sonradan Elde Edilen Delil”
- Uyuşmazlık: Sanığın üzerinde yapılan arama işleminin hukuka uygun olup olmadığı ve elde edilen delillerin hükme esas alınıp alınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin ihbar üzerine olay yerine gittiklerinde sanığı suçüstü halinde yakalamaları ve uyuşturucu maddeyi ele geçirmeleri nedeniyle, CMK 90/4, PVSK Ek-6 ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 8. maddesinin (f) bendi uyarınca yapılan aramanın hukuka uygun olduğu ve ayrıca arama kararı alınmasına gerek olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün onanmasına, Özel Daire bozma kararının ise kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Silah kaçakçılığı suçundan yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında elde edilen ve sanığın rüşvet suçunu işlediği şüphesini uyandıran deliller ile rüşvet suçundan sanığın iletişiminin denetlenmesi sırasında elde edilen delillerin, hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açılan sanık aleyhine kullanılıp kullanılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hem silah kaçakçılığı hem de rüşvet suçundan yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında elde edilen delillerin, görevi kötüye kullanma suçu bakımından tesadüfi delil niteliğinde olduğu ve katalog suçlar kapsamında olmayan bu suçun ispatında kullanılamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fuhşa aracılık suçlamasıyla yapılan aramada, CMK'nın 119/4. maddesine göre arama tanığı bulundurulmamasının arama işlemini hukuka aykırı hale getirip getirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: CMK'nın 119/4. maddesinin açık hükmüne aykırı olarak, arama işleminin ihtiyar heyeti veya komşulardan iki kişi bulundurulmadan yapılması nedeniyle hukuka aykırı olduğu, bu nedenle elde edilen delillerin de hukuka aykırı delil olarak kabul edilmesi ve hükme esas alınamayacağı gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ceza infaz kurumunda hükümlü bulunan sanığın, telefon görüşmesi sırasında görevli memura yönelik hakaret suçunun, telefon dinlemesinden elde edilen kayıtlar ile ispatlanıp ispatlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Cezaevlerinde yapılan telefon dinlemelerinin CMK 135'teki koruma tedbiri kapsamında değerlendirilemeyeceği, 5275 sayılı Kanun'un 66. maddesi gereğince cezaevinde tutulmanın doğal bir sonucu olarak elde edildiğinden yasal bir delil niteliği taşıdığı ve bu delillerin kullanılmasının yasaklanmasına dair bir düzenleme de bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin mahkumiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Gecikmesinde sakınca bulunan hal iddiasıyla Cumhuriyet savcısı tarafından verilen yazılı arama emriyle yapılan aramada elde edilen delilin hukuka uygun olup olmadığı ve bu delil dışında sanığın mahkumiyeti için yeterli delil bulunup bulunmadığı hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sulh ceza hakiminin arama talebini reddetmesine rağmen, Cumhuriyet savcısının bu karara itiraz etmeyip gecikmesinde sakınca bulunan hal iddiasıyla arama emri vermesinin hukuka aykırı olduğu, bu nedenle elde edilen delilin de hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş sayılacağı ve diğer delillerin de tek başına mahkumiyet için yeterli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hakkında iletişimin tespiti kararı bulunan şüpheli ile aynı suçtan soruşturulan ve tanıklıktan çekinme hakkı bulunan diğer şüpheli arasındaki telefon görüşmelerinin, hakkında iletişimin tespiti kararı bulunmayan şüpheli aleyhine delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: CMK m.135/3 hükmünün birlikte suç işleme şüphesi altında bulunan kişileri kapsamayacağı, suça katılımı tespit edilen kişinin tanıklıktan çekinme hakkını kaybettiği ve iletişimin tespiti kararının usulüne uygun olarak alınması gözetilerek, telefon görüşme kayıtlarının diğer şüpheli aleyhine delil olarak kullanılabileceği kabul edilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti suçundan alınan iletişimin denetlenmesi kararları üzerine elde edilen delillerin, TCK'nın 188/5 ve 220/1-2. maddeleri kapsamında hükme esas alınıp alınamayacağı ve sanık Harun'un uyuşturucu madde ihracı suçuna asli fail olarak mı yoksa yardım eden olarak mı katıldığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Özel yetkili mahkemelerce örgütlü uyuşturucu ticareti suçundan verilen iletişimin dinlenmesi kararları sonucu elde edilen delillerin, aynı soruşturma kapsamındaki suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve uyuşturucu madde ihracı suçlarından hüküm kurulmasında kullanılabileceği, delillerin hukuka uygun yöntemlerle elde edildiği ve bu hususta kanuni bir engel bulunmadığı gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının Özel Dairece yeniden incelenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti suçundan alınan iletişimin denetlenmesi kararları kapsamında elde edilen delillerin, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma suçları kapsamında da kullanılıp kullanılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşturucu madde ticareti suçundan alınan iletişimin dinlenmesi kararları kapsamında elde edilen delillerin, aynı soruşturmanın kapsamındaki suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma suçları bakımından da hukuka uygun delil olarak kabul edilerek kullanılabileceği gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve hükümlerin esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın konutunda arama tanığı bulundurulmadan yapılan aramada ele geçirilen delillerin hukuka aykırı olup olmadığı ve bu deliller dışında sanığın mahkumiyeti için yeterli delil bulunup bulunmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 119/4. maddesine aykırı olarak sanığın konutunda arama tanığı bulundurulmadan yapılan aramada elde edilen delillerin hukuka aykırı delil olarak kabul edilmesi ve bu deliller dışında sanığın mahkumiyeti için yeterli delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti suçundan dolayı alınan iletişimin denetlenmesi kararları ile elde edilen delillerin, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu ticareti yapma suçlarından hüküm kurulmasında kullanılıp kullanılamayacağı ve sanık H.'ın suçtaki rolünün asli fail mi yoksa yardım eden mi olduğu hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 135/6. maddesi uyarınca verilen iletişimin denetlenmesi kararları kapsamında elde edilen delillerin, örgütlü suçlarla mücadele amacına uygun olarak ve kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı gözetilerek, aynı soruşturma kapsamındaki suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu ticareti yapma suçlarından mahkumiyet hükmü kurulmasında kullanılabileceği, bu nedenle Özel Daire bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının diğer yönlerden incelenmek üzere dosyanın Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kaçak sigaraların ele geçirilme şeklinin hukuka uygun olup olmadığı ve bu delillerin hükme esas alınıp alınamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa yönelik bir arama kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilmiş bir yazılı arama izni olmaması ve kolluk görevlilerinin sanığı suça teşvik ederek kaçak sigaraları ele geçirmesinin hukuka aykırı olması, elde edilen delillerin yasak delil niteliğinde olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin beraat kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.