Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sosyal Sigorta Yardımları”
- Uyuşmazlık: Malullük aylığı bağlanması talebi üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporunun bağlayıcılığı ve Adli Tıp Kurumu'ndan görüş alınmasının gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararlarının 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 109. maddesi gereğince Kurum için bağlayıcı nitelikte olduğu ve davacı lehine olan rapora itiraz edilmemesi nedeniyle Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına gerek olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu raporlarında davacının maluliyet oranının 1479 ve 5510 sayılı Kanunlarda aranan oranlarda olmadığının tespiti karşısında, maluliyet aylığı bağlanıp bağlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporlarının Kurum için bağlayıcı, davacı için ise lehine olan maluliyet oranı yönünden itiraz edilmediği ve sadece başlangıç tarihi yönünden itiraz olduğu gözetilerek, Adli Tıp Kurumu raporundaki maluliyet oranının davacı aleyhine değerlendirilemeyeceği ve direnme kararının onanması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Maluliyet aylığı bağlanması davasında, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli olup olmadığı ve maluliyet aylığı bağlanıp bağlanamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Maluliyet aylığı bağlanması için gerekli incelemelerin yapılmadan ve çalışma gücü kaybı oranının başlangıç tarihi itibariyle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’ndan sorulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının ölüm aylığının 5510 sayılı Kanunun 56/son maddesi uyarınca kesilmesine ilişkin Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davacının imzası bulunmayan ve sözlü beyanların tutanaklara geçirilmesi suretiyle düzenlenen rapor ve soruşturmanın aylık kesimi yapılmasını gerektirecek ispat kuvvetine sahip olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermesine rağmen, Hukuk Genel Kurulu, 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinin amacının hakkın kötüye kullanımını engellemek, hükmün Anayasa'ya aykırı olmadığı ve boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamanın ölüm aylığının kesilmesi için yeterli bir sebep olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararını bozmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle ölüm aylığı kesilen davacının, bu işlemin iptalini istediği davada, birlikte yaşama olgusunun ispatı ve işlemin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi uyarınca, ölüm aylığı almak için boşanan ve boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayan kişilerin aylığının kesilmesi öngörüldüğünden ve bu hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmediğinden, birlikte yaşama olgusunun ispat yükünün Kurum'da olduğu, ancak Kurum'un denetim memuru raporlarının tek başına yeterli delil sayılamayacağı, davacının imzasını içermeyen tutanakların aksi ispatının davacıdan istenemeyeceği ve yerel mahkemece tüm deliller toplanıp birlikte yaşama olgusu araştırılarak karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle ölüm aylığı kesilen davacının, Kurum işleminin iptali ve aylığın devamına karar verilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinde düzenlenen "fiilen birlikte yaşama" halinin tespiti için yeterli araştırma yapılmadan ve davacının beyan ve imzasını içermeyen Sosyal Güvenlik Kurumu yoklama memurlarının tutanaklarının aksi eşdeğer bir yazılı belgeyle kanıtlanması gerektiği gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle ölüm aylığı kesilen davacının, Kurum işleminin iptali ve aylıkların iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesindeki “fiilen birlikte yaşama” olgusunun, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama halinin her türlü delille ispatlanması gerektiği ve Kurum denetim raporlarının tek başına yeterli olmadığı, davacının da beyan ve imzasını içermeyen raporların aksi ispat yükünün davacıya yüklenemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.