Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Suç Niteliğinin Hatalı Belirlenmesi”
- Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin verdiği mahkûmiyet hükmünü, sanıklar aleyhine suç niteliğinin hatalı belirlenmesi gerekçesiyle duruşma açmaksızın bozup bozamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına konu kararları, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşü alınmadan, hazır bulunan sanıklara ve suça sürüklenen çocuklara esasa ilişkin savunma yapma olanağı tanınmadan ve son söz hakkı verilmeden tesis edilerek sanıkların ve suça sürüklenen çocukların savunma hakkı kısıtlandığı gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların maktulü yağma ve öldürme eylemlerine ilişkin suç vasıflarının belirlenmesine ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların maktulü planlayarak yağmalamaya karar verdikleri, yağma suçunu gizlemek ve yakalanmamak amacıyla öldürdükleri, sanık ...’in ise diğer sanıkları yağma suçuna azmettirdiği ancak yaralama sonucu ölümün de meydana gelebileceğini öngörmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın aynı mağdura karşı aynı suç işleme kararı altında birden fazla eylem gerçekleştirmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, yerel mahkemece her iki eylemden ayrı ayrı hüküm kurulması ve zincirleme suç hükümlerinin nasıl uygulanacağı hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın aynı mağdura karşı aynı suç işleme kararı çerçevesinde işlediği fiillerin zincirleme suç oluşturduğu, yerel mahkemenin ise suç vasfında yanılgıya düşerek ilk suçu TCK'nın 141/1. maddesi yerine 142/1-b maddesinden uygulama yapması, ikinci suça ilişkin uygulama maddesini hatalı belirtmesi ve zincirleme suç hükümlerini uygulamaması nedeniyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin yağma mı yoksa hırsızlık mı oluşturduğu hususunda Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hırsızlık amacıyla girdiği iş yerinde, mağdur iş yerine gelince elindeki silahı doğrultarak mağduru kaçmaya mecbur etmesi ve malı almadan ayrılmasının yağma suçunu oluşturduğu, Yerel Mahkemece eylemin hırsızlık olarak nitelendirilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı ve temyiz incelemesinin sanık müdafisinin temyiz nedenleriyle sınırlı olmayıp maddi hukuka aykırılık iddialarının tümünün incelenmesi gerektiği gözetilerek, hırsızlık, silahla tehdit ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın aynı mağdura karşı zincirleme suç kapsamında iki ayrı hırsızlık eylemi gerçekleştirmesi durumunda, yerel mahkemenin her iki eylemden ayrı ayrı hüküm kurmasının doğru olup olmadığı ve zincirleme suç hükümlerinin nasıl uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın aynı mağdura karşı aynı suç işleme kararı altında işlediği fiillerin zincirleme suç oluşturduğu, yerel mahkemenin ise suç vasfını hatalı belirlediği, uygulama maddesini yanlış gösterdiği ve TCK’nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerini uygulaması gerekirken iki ayrı suçtan hüküm kurduğu gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, uyuşturucu maddeyi temin ettikleri kişinin kimliğini kolluk kuvvetlerine bildirmelerinin ve bu kişinin daha sonra kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan beraat etmesinin, sanıkların etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmalarına engel teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti mi, yoksa kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair ihbar mektubu dışında başka delil bulunmaması, ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarının kişisel kullanım sınırları içerisinde olması ve sanığın tüm aşamalarda uyuşturucu maddeyi kullanmak için bulundurduğunu beyan etmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın uyuşturucu madde ticareti suçu işlediğinin şüphe boyutunda kaldığı ve sübuta ermediği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında tutuklu yargılanan ve müdafi talebinde bulunmayan sanığa müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa CMK 150/3 uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve ilk sorgusunda müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise müdafi hakkı kendisine hatırlatıldığı halde talepte bulunmadığı, CMK'nın 101/3. maddesinin ilk tutuklama talebine ilişkin olduğu ve kovuşturma aşamasındaki tutuklu yargılamada müdafi atanmasını zorunlu kılmadığı, zorunlu müdafilik hallerinin kanunda sınırlı olarak sayıldığı ve yorum yoluyla genişletilemeyeceği, sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı, TCK 314/2'de belirlenen temel cezanın 5 yıl hapis olduğu ve 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ceza artırımına ilişkin olduğu, CMK 150/3'ün ise temel cezayı esas aldığı, kanun koyucunun ceza artırımını öngören nitelikli halleri bu kapsamda değerlendirmediği, ayrıca sanığa talebi halinde baro tarafından ihtiyari müdafi görevlendirmesinin yapılabileceği gözetilerek, Özel Daire'nin sanığın savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verdiği bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay’ın bozma ilamına uyan yerel mahkemenin, sanığın eylemini kasten öldürme suçundan kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçuna dönüştürüp değiştirmesinin mümkün olup olmadığı ve bu durumda temyiz incelemesinin Ceza Genel Kurulu’nca mı yoksa Özel Daire’ce mi yapılacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin bozma kararına uyan yerel mahkeme, bozma nedeni dışında kalan hususlarda sanığın hukuki durumunu yeniden değerlendirebileceğinden ve uyma kararı sonrasında suç niteliğinin değiştirilebileceğinden, yerel mahkemenin usule ilişkin direnme kararı isabetli görülmüş, ancak dosyanın esasının incelenmesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine temyiz bulunan dosyada, suç vasfının hatalı belirlenmesi durumunda, aleyhe temyiz yasağı kapsamında eleştiri ile onama kararı mı, yoksa bozma kararı mı verileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Aleyhe değiştirme yasağının yalnızca ceza miktarı ile sınırlı olup suçun niteliğini kapsamaması ve lehe temyiz halinde Yargıtay'ın suç niteliğindeki hatayı düzeltmekle yükümlü olması gözetilerek, yerel mahkemenin genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan verdiği mahkûmiyet hükmünün, silahla tehdit suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.