Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Suçun Sabit Olması”
- Uyuşmazlık: Sanığın, iki ayrı kişiye ait kişisel verileri BİMER'e göndererek işlediği fiillerin, ayrı ayrı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarını mı yoksa zincirleme suç hükümleri uyarınca tek bir suçu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın farklı kişilere ait kişisel verileri farklı zamanlarda ele geçirdiğinin kabulü gerektiği, TCK'nın 43/2. maddesindeki zincirleme suç hükmünün uygulanabilmesi için fiilin hukuki anlamda tek olması gerektiği ve somut olayda bu koşulun gerçekleşmediği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında iki ayrı araçla ilgili olarak düzenlenen sahte belgeler nedeniyle iki ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın iki ayrı araca ait sahte belgeleri farklı zamanlarda kullanmaya başladığı ve resmî belgede sahtecilik suçunun seçimlik hareketlerinden kullanma fiilini her bir araç için ayrı ayrı ve farklı zamanlarda gerçekleştirdiğinin anlaşılması, ayrıca suçların mağdurunun kamu olması ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların aynı mağdura karşı işlenmesi şartının gerçekleşmemesi gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı cinsel taciz ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının sabit olup olmadığı ve konut dokunulmazlığının ihlali suçunun sabit olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yerel mahkeme ile özel daire arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin beyanlarının tutarlı ve samimi olması, sanığın gece vakti mağdurenin evine gelerek kapıyı zorlaması, tanık beyanları ve olayın meydana geldiği yer ve zaman gözetilerek sanığın konut dokunulmazlığının ihlali ve cinsel taciz suçlarından mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsiz görülerek bozulmuştur. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun her iki mağdura karşı tek bir eylemle işlendiğinden ve cinsel taciz suçuyla birlikte işlendiğinden, 7188 sayılı Kanun'daki değişiklik dikkate alınsa dahi uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına gerek olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara yüklenen resmi evrakta sahtecilik suçunun sabit olup olmadığı ve sabit ise eylemlerinin ayrı ayrı sahtecilik suçlarını mı yoksa zincirleme suçu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık orman muhafaza memurlarının, sorumluluktan kurtulmak amacıyla farklı tarihlerde düzenledikleri sahte suç tutanaklarını aynı gün savcılığa vermeleri ve diğer deliller birlikte değerlendirilerek, eylemlerinin zincirleme sahtecilik suçu oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın farklı tarihlerde gerçekleştirdiği uyuşturucu madde verme ve satma eylemlerinin zincirleme suç teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın alıcı konumundaki görevlilere uyuşturucu madde verme eylemleri ile 27.05.2014 tarihli uyuşturucu madde satma eylemi arasında 5 ay 22 günlük uzun bir süre bulunması, eylemlerin farklı yerlerde ve farklı nitelikte uyuşturucu maddelerle gerçekleştirilmesi, sanığın eylem tarzını değiştirmesi ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde suç işleme kararının yenilendiğinin anlaşılması gözetilerek, eylemlerin zincirleme suç oluşturmadığı ve sanığın ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararının bozulmasına dair Yargıtay 20. Ceza Dairesinin kararı kaldırılmıştır. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanığın eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğinin sabit olup olmadığı, sabit ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bakımından TCK’nın 109/2. maddesinin, zincirleme suç hükümlerinin ve haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, işçileri tarafından hırsızlık olayı ile ilgili olarak mağdurların hukuka aykırı olarak alıkonulmasına ve darp edilmesine ilişkin eylemlere katıldığı, mağdurları darp ettiği ve saçlarını kestiği, bu eylemlerin işkence ve hürriyetten yoksun bırakma suçlarını oluşturduğu, fiilin cebir ve hile kullanılarak işlendiği, ancak zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı ve haksız tahrik hükümlerinden de yararlanamayacağı gözetilerek Özel Daire kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmünün Özel Dairece bozulmasına dair temyiz incelemesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı ve suçun sabit olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire'nin, ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin delilleri takdir yetkisine rağmen, maddi olay değerlendirmesindeki hukuka aykırılıkları temyiz yoluyla inceleyebileceği ve dosya kapsamında mağdurun beyanları dışında sanığın suçunu ispatlayacak yeterli delil bulunmadığı gözetilerek, Özel Daire bozma kararının hukuka uygun olduğu kabul edilmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin gerçekleştirdiği nitelikli dolandırıcılık suçuna iştirak edip etmediği, iştirak şeklinin ne olduğu, eylemlerin zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı ve katılan hazine vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sahte müstahsil makbuzlarını düzenleyip komisyon karşılığı vermesinin, bu makbuzları kullanan kişilerin nitelikli dolandırıcılık suçlarına yardım etmek niteliğinde olduğu, sanığın bu suça iştirak kastıyla hareket ettiği ve eylemlerinin zincirleme suç oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın komisyon karşılığı düzenleyip verdiği sahte müstahsil makbuzlarını kullanan kişilerin destekleme primi alması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği, işlediği kabul edilirse suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, sanığın bu suça iştirak derecesinin ne olduğu, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası düzenlemesinin uygulanması ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası tayin etmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, gerçek bir ticari faaliyeti olmaksızın komisyon karşılığı sahte müstahsil makbuzu düzenleyerek, başkalarının haksız destekleme primi almasını sağlamasının nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak ettiği, TCK'nın 158/1-f maddesindeki adli para cezası miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı hükmünün temel ceza belirlenirken uygulanması gerektiği ve yerel mahkemenin gün belirlemeden doğrudan adli para cezası belirlemesinin hukuka aykırı olması nedeniyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ardından sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi üzerine hükmün açıklanması aşamasında, ilk hükümde verilen cezanın ertelenmesinin “kazanılmış hak” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu doğrultuda hükmün açıklanması sırasında erteleme hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık lehine yapılan ilk temyiz sonucu bozma kararı verilmesinin ardından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi üzerine hükmün açıklanması gerektiğinde, ilk hükümdeki cezanın ertelenmesinin "cezayı aleyhe değiştirmeme ilkesi" gereğince kazanılmış hak olarak korunması gerektiği ve hükmün açıklanması sırasında bu hususun gözetilmesi gerektiğine karar verilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların mağdura karşı nitelikli yağma suçunu işleyip işlemedikleri, işlemişlerse suç iştiraklerinin müşterek faillik mi yoksa yardım etmek mi olduğu ve ayrıca kasten yaralama suçundan hüküm kurulup kurulamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlenmesi sırasında mağdurun cep telefonunun cebir kullanılarak alınması eyleminin yağma suçunu oluşturduğu, sanıklardan ikisinin bu suça iştiraklerinin yardım etme kapsamında kaldığı, bir sanığın ise müşterek fail olduğu, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlenmesi sırasında uygulanan cebrin kasten yaralama suçunun temel şeklini oluşturması nedeniyle ayrıca bu suçtan hüküm kurulamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.