Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“TCK 103”
- Uyuşmazlık: Sanığın mağdureye yönelik eyleminin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu yoksa sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğu ve temel ceza belirlenirken TCK’nın 61. maddesi uyarınca gösterilen gerekçenin yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdureye yönelik cinsel davranışlarının ani bir hareket niteliğinde olmayıp süreklilik gösterdiği, mağdurenin vücudunun farklı yerlerine birbirini takiben birçok kez dokunduğu ve bu davranışlarını uzun bir süre devam ettirdiği, bu nedenle eylemin sarkıntılık düzeyini aşarak TCK’nın 103/1-1. cümlesi kapsamında kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin TCK'nın 103. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu yoksa aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdureye yönelik bedensel temas içeren eylemlerinin TCK'nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suç oluşturduğu, ancak bu eylemlerin devamlılık göstermeyen ani ve kesintili davranışlar niteliğinde olduğu gözetilerek, eylemin sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu kabul edilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çocuğun cinsel istismarı suçunda mağdurenin ruh sağlığına ilişkin raporun hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı ve Adli Tıp Kurumu’ndan ek görüş alınmasına gerek olup olmadığı noktasında yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararından sonra 5237 sayılı TCK’nın 103. maddesinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle cinsel istismar suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde daha az ceza öngörülmesi ve mağdurun ruh sağlığının bozulması halindeki ceza artırımının kaldırılması karşısında, sanığın eyleminin yeni düzenlemeye göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çocuğun cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulması halinin netice sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre değerlendirilmesi ve sonradan yapılan kanun değişikliğinin sanıkların hukuki durumuna etkisinin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemleri sonucunda mağdurda oluşan ruh sağlığı bozukluğunun öngörülebilir olduğu ve bu nedenle sanıkların taksirle hareket ettikleri, ayrıca TCK'nın 103. maddesinde 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin sanıkların lehlerine olabileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eylemlerinin TCK'nın 103/1-birinci cümlesi kapsamında kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu yoksa aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdureye yönelik farklı zamanlarda tekrarlanan ve cinsel amaçlı bedensel temas içeren eylemlerinin, ani ve kesiklik arz eden hareketler niteliğinde olmayıp süreklilik gösterdiği ve sarkıntılık düzeyini aştığı gözetilerek, eylemin TCK'nın 103/1-birinci cümlesi kapsamında çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdurenin yaşı konusunda hataya düşüp düşmediği ve bu hatanın TCK 30. maddesinde düzenlenen hata hali kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay 14. Ceza Dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdure ile uzun süre arkadaşlık etmesi ve ailesinin mağdurenin yaşı nedeniyle evliliğe karşı çıktığını bilmesi, mağdurenin yaşının küçük olduğunu bilmediği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olması ve TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata halinin uygulanma şartlarını taşımaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayanmaksızın 15 yaşından küçük mağdureye karşı cinsel istismarda bulunan sanığın, mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmasından sorumlu olup olmadığı ve sorumlu tutulması halinde TCK'nın 103. maddesindeki değişiklikler nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, mağdurenin yaşı, kendi yaşı ve eyleminin sosyal sonuçlarını bilmesi nedeniyle mağdurenin ruh sağlığının bozulabileceğini öngörmesi gerektiği ve bu nedenle en azından taksirle hareket ettiği, ayrıca TCK'nın 103. maddesindeki değişikliklerin sanık lehine olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin sanığı TCK'nın 103/6 maddesinden cezalandırmasının hukuka uygun olduğu ve Anayasa Mahkemesinin TCK 53. madde ile ilgili iptal kararı da dikkate alınarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümde TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata halinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdurenin yaşı konusunda hataya düştüğü iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olması ve TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata halinin uygulanma şartlarının bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme hükmünün, sanığa verilen hak yoksunluğuna ilişkin kısmı düzeltilerek, onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdureye yönelik eylemlerinin TCK'nın 103/1-1. cümlesinde düzenlenen basit cinsel istismar suçunu mu yoksa aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdureye yönelik cinsel davranışlarının ani bir hareket niteliğinde olmayıp süreklilik göstermesi, mağdurenin vücudunun farklı yerlerine dokunmak suretiyle eylemleri ısrarlı bir şekilde sürdürmesi ve mağdureye yönelik bu davranışlarını uzun bir süre devam ettirmesi nedeniyle, eylemin sarkıntılık düzeyini aşarak TCK'nın 103/1-1. cümlesi kapsamında kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdurelere yönelik eylemlerinin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu yoksa sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğu ve mağdure ...’a yönelik eylemin sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdureler ... ve ...’ya yönelik eylemlerinin ani, kesiklik gösteren ve basit cinsel istismar yoğunluğuna ulaşmayan, mağdurelerin tepkisi üzerine sonlandırılan ve mağdurelerle baş başa kalma sürelerinin kısa olması sebebiyle sarkıntılık düzeyinde kaldığı, mağdure ...’ya yönelik eylemin ise cinsel amaç taşıdığına dair şüphenin bulunması nedeniyle suç unsurlarının oluşmadığı gözetilerek Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında çocukların cinsel istismarı suçundan mahkumiyet kararı verilirken TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata halinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata halinin uygulanma şartlarının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı çocukların cinsel istismarı suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemlerinin hazırlık hareketi niteliğinde olduğu ve TCK'nun 35. maddesinde tanımlanan teşebbüs aşamasına ulaşmadığı, bu nedenle çocukların cinsel istismarı suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.