Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tanımanın İptali”
- Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasında davacının dava açma ehliyetinin olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 298. maddesi gereğince tanımanın iptali davasının Cumhuriyet savcısı tarafından da açılabileceği gözetilerek, davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmeli ve davanın esasının incelenmesi gerekirken, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı ...’ın nüfus kaydındaki baba adının düzeltilmesi talebinin, soybağı davası mı yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi davası mı olduğu ve buna göre görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı ...’ın nüfus kaydındaki baba adının düzeltilmesi talebinin, çocuk ile baba arasında evlilik dışında doğduğu için kurulmamış soybağının tespiti davası niteliğinde olduğu ve bu tür davalara 4787 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi'nin bakması gerektiği gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararına ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının, ölen kardeşinin nüfusunda tanıma yoluyla kayıtlı bulunan çocuğa ilişkin babalığın tespiti ve tanımanın iptali davalarını açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının daha önce tanımanın iptali davası açtığı ve bu davanın kesin hükme bağlandığı, dolayısıyla aynı konuda babalığın tespiti ve tanımanın iptali davaları açmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının tanıma tarihinden itibaren yasal hak düşürücü sürelerin geçmiş olması ve gecikmeyi haklı kılacak bir sebep sunulmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasında, davanın kabul koşullarının oluşup oluşmadığı ve hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava açma hakkının soybağı düzeltim davasının kesinleşmesiyle doğduğu, davanın hak düşürücü süre dolmadan açıldığı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre tanımanın yanıltma sonucu yapıldığı gözetilerek yerel mahkemenin tanımanın iptaline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, eski eşinin çocuğunu tanımasının iptali için açtığı davanın, tanımanın iptali mi yoksa soybağının reddi davası olarak nitelendirileceği ve hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava, tanımanın iptali davası olarak nitelendirilmiş ve tanıma tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan, davacının temyiz itirazları reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik dışı doğan çocuğun tanıma yoluyla kurulan soybağının iptali ile birlikte babalık tespiti davasının açılması ve mahkemenin bu davaları birlikte inceleme yükümlülüğü.
Gerekçe ve Sonuç: Tanıma yoluyla kurulan soybağının geçerli olması halinde babalık davasının dinlenemeyeceği, bu nedenle tanımanın iptali davasının öncelikle sonuçlandırılması ve babalık davasının bu sonuca göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasının, daha önce aynı konu hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı nedeniyle usulden reddedilmesinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, daha önce açılmış ve kesinleşmiş bir tanımanın iptali davasıyla aynı taraflar arasında, aynı konuda açılmış olması ve kesin hüküm teşkil eden önceki karar nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-i ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasının kabul koşullarının oluşup oluşmadığı ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 300. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreden sonra açıldığının anlaşılması ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü diğer nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tanıma yoluyla kurulan soybağının iptali davasında, mahkemenin soybağının reddine ilişkin hükümleri uygulayıp davayı reddetmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın tanımanın iptali davası olduğu, soybağının reddine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı ve mahkemenin TMK 300. madde hükümleri uyarınca hak düşürücü süreleri değerlendirerek karar vermesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tanıma senedi ile babalığı kabul edilen çocuğun, tanıyan tarafından açılan tanımanın iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tanıma tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, tanımanın iptali davasının reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasında hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olmadığını öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halükarda tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle dava açma hakkının düşeceği gözetilerek, davacının hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.