Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tasarrufun İptali”
- Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz konulan taşınmazın, dava devam ederken üçüncü kişiye devredilmesi ve akabinde haczin kaldırılıp tekrar konulması işlemlerinin hukuki niteliği ve şikayetçinin bu hacze karşı şikayet hakkı.
Gerekçe ve Sonuç: Tasarrufun iptali davasında davalı üçüncü kişiden malı devralan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi nedeniyle, tasarrufun iptali kararının davada taraf olmayan dördüncü kişiye etkisi olmadığı, haczin kaldırılmasının ardından tekrar konulan haczin ise yeni bir haciz niteliğinde olduğu ve haciz tarihinde malik olmayan borçlu adına kayıtlı değilken taşınmaza haciz konulamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davanın, Borçlar Kanunu'nun muvazaa hükümlerine mi yoksa İcra ve İflas Kanunu'nun tasarrufun iptali hükümlerine mi göre açıldığı ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, dava dilekçesindeki talep, maddi olguların anlatımı ve davacının beyanları dikkate alındığında Borçlar Kanunu'ndaki muvazaa hükümlerine dayalı bir iptal davası olduğu, bu tür davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağı ve İcra ve İflas Kanunu'nun 283. maddesinin kıyasen uygulanarak taşınmazın haczi ve satışına karar verilebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasında, İİK m. 277 vd. maddeleri ile BK m. 179, 180 ve 110. maddelerine dayalı taleplerin birlikte görülüp görülemeyeceği, borçlu ile üçüncü kişi arasında iptal davasına konu olabilecek bir tasarruf işleminin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde davanın konusuz kalıp kalmadığı, bekletici mesele ve yargılama giderlerinin belirlenmesi hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının talepleri arasında terdit bulunmadığı, somut uyuşmazlığın niteliği, BK’nın 110, 179 ve 180. maddeleri kapsamındaki taleplerin İİK m. 280/3’deki iptal sebepleri bakımından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, taleplerden birine ilişkin verilecek kararın diğerini doğrudan etkileyeceği, bu sebeple davacının taleplerinin bir bütün olarak ele alınarak çözülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu, ayrıca dosya kapsamında icra iflas hukuku anlamında iptale konu edilebilecek bir devir veya tasarruf işleminin bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmış, davacı vekilinin direnme kapsamı dışında kalan ve Özel Dairece incelenmeyen temyiz itirazlarının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay’a gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasın reddinin iptali davasında, davacının dava sebebini tasarrufun iptali olarak ıslah etmesi üzerine hangi hukuki düzenlemenin uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, mirasın reddinin iptali davasını açtıktan sonra dava sebebini tasarrufun iptali olarak ıslah etmesi ve Yargıtay'ın da ilk bozma kararında davayı tasarrufun iptali davası olarak kabul etmesi nedeniyle, yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamına aykırı şekilde davayı mirasın reddinin iptali davası olarak değerlendirip hak düşürücü süre nedeniyle reddetmesi usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İcra takibinde, taşınmazın satış bedeli üzerinden tasarrufun iptali davası açıp kazanan alacaklının mı yoksa daha önce ipotek tesis ettiren bankanın mı öncelikli alacaklı olarak kabul edileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tasarrufun iptali davası, taşınmazın borçluya ait olduğu dönemdeki satış işlemini iptal ettiğinden, bu tarihten sonraki tüm haciz ve ipoteklerin, tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklıya karşı önceliği bulunmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının ve istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı bankanın, borçlu şirketlerin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla başka bir şirket kurarak mal varlıklarını aktardıkları iddiasıyla açtığı tasarrufun iptali davasında, davanın özel dava şartlarının oluşup oluşmadığı ve mahkemenin gerekli incelemeyi yapıp yapmadığı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı bankanın, hangi borçlular hakkında ve hangi danışıklı işlemlerle alacaklılardan mal kaçırıldığı hususunu açıkça belirtmemesi ve mahkemenin de bu konuda gerekli incelemeyi yapmaması, tasarrufun iptali davasının özel dava şartlarının oluşmasını engellediğinden ve adil yargılamayı zedelediğinden, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davanın, Borçlar Kanunu'nun muvazaa hükümlerine mi yoksa İcra ve İflas Kanunu'nun tasarrufun iptali hükümlerine mi dayandığı ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıalar ve talep sonucu birlikte değerlendirildiğinde, davanın Borçlar Kanunu'nun 18. maddesinde düzenlenen muvazaa hükümlerine dayandığı, bu nedenle İcra ve İflas Kanunu'nun 284. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasına konu taşınmazın dava devam ederken üçüncü kişi tarafından devredilmesi nedeniyle davanın İİK m.283/2 gereğince bedele dönüşüp dönüşmediği ve verilen iptal kararının infaz kabiliyetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın üçüncü kişi tarafından devredildiği tarihte, taşınmaz üzerindeki ihtiyati haciz nedeniyle mülkiyetin henüz alıcıya geçmediği, bu nedenle davanın İİK 283/2 anlamında bedele dönüşmediği, davacı alacaklının tasarrufun iptali kararı ile kesinleşen haciz yoluyla alacağını tahsil edebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasında davacının icra takibine konu alacağının gerçek olup olmadığı ve davalının İİK m. 280 kapsamında tasarrufun iptali koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının alacağının gerçek olduğunun banka dekontu ile ispatlandığı, davalı üçüncü kişinin borçlunun kızı olması ve borçlunun malvarlığındaki tek taşınmazı devretmesi sebebiyle zarar verme kastını bilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasında, borçlunun aciz halinin gerçekleşip gerçekleşmediği ve dava konusu taşınmazın borçluya ait olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun aciz halinin tespiti için yeterli araştırma yapılmadan davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek, dava konusu taşınmazın kime ait olduğunun belirlenmesi, borçlunun aciz halinin tespiti için gerekli delillerin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Miras bırakanın, kızı tarafından açılan ecrimisil davası sonucu oluşan alacaktan kurtulmak için yaptığı taşınmaz devrinin, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaa olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tasarrufun iptali davasında, miras bırakanın mal kaçırma amacının alacaklısına yönelik olduğunun tespit edilmiş olmasının, mirasçıdan mal kaçırma amacını ortadan kaldırmadığı ve davacının miras hakkını korumak için muris muvazaasına dayanarak dava açabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Borçlunun yaptığı taşınmaz satışının alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla yapılıp yapılmadığı ve bu nedenle tasarrufun iptaline karar verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Borcun iptali istenen tasarruftan önce doğduğu, davalı tanıklarının davacı ve borçluyu tanımadığı, davacı tanığının ise alacağın muvazaalı olduğuna dair bir beyanda bulunmadığı, davalı tarafından borçluya gönderilen ihtarname ve açılan elatmanın önlenmesi davasının icra takibinden ve tasarrufun iptali davasından sonra olduğu gibi hususlar gözetilerek, takip konusu alacağın muvazaalı olmadığı ve davanın esasına girilerek tasarrufun İİK m. 277 vd. maddeleri uyarınca iptal edilip edilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.