Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tefviz Kararı”
- Uyuşmazlık: Yargılamanın yenilenmesi davasında, sonradan elde edilen belgelerin HUMK 445/1. maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacılar tarafından sunulan belgelerin HUMK m.445/1 kapsamında olup olmadığı ve yargılamanın yenilenmesi davasında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin incelenmemesi ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi bozma nedeni olarak görülerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız elatılan taşınmazla ilgili olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının yasal dayanağı olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesinin, yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin davanın sonucuna etkisinin ne olacağı hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi gözetilerek, 2942 sayılı Kanun'un 38. maddesinin öngördüğü 20 yıllık hak düşürücü sürenin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından önce dolması ve mülkiyetin davacı idareye geçmiş olması nedeniyle, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, tapu kaydına dayanarak açtığı kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı mirasçının, taşınmazı Hazine'den tevfizen satın aldığını ve zilyetliğinin devam ettiğini iddia etmesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Hazinenin dayandığı tapu kaydının çok sayıda münakalesinin bulunması ve ifrazen tedavül görmesi nedeniyle, Hazine uhdesinde yer kalıp kalmadığının ve çekişmeli taşınmazın bu kayıt kapsamında olup olmadığının tespiti için tapu kayıtlarının tetkik edilmesi, taraf tanıkları ve bilirkişi incelemesi ile eksik araştırmanın giderilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tescil edilen ve kendilerinin miras yoluyla ve pay devirleriyle malik olduklarını iddia ettikleri taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve kendileri adına tescilini talep etmişlerdir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, dava konusu taşınmazlar üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi kapsamında kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarını sağladıkları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tespit ve tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu hususunda tapu iptali ve tescil davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı yönünden kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarının oluştuğu ve davacının dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsamadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların murisleri tarafından zilyetliğe dayalı olarak kazanıldığı iddia edilen taşınmazlar üzerinde Hazine adına kayıtlı tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescil davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların murislerinin zilyetliğe dayalı kazanım iddiasının ispatı için gerekli araştırma ve incelemenin yapılmadığı, özellikle de gayri sabit hudutlu tapu kaydı ve zilyetliğin kapsam ve niteliğinin belirlenmesi için yeterli delil değerlendirmesi yapılmadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı vakfın, kadastro çalışmaları sonucu davalılar adına tescil edilen taşınmazların, vakfa ait olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil talep etmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı vakfın dayandığı tapu kaydının sınırlarını doğru şekilde tespit etmeyip, yeterli araştırma ve inceleme yapmadan hüküm kurması ve davacı vakfın dayandığı tapu kaydının kapsamının belirlenmesi için gerekli işlemlerin yapılmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanması bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen parselin bir kısmının kendisine ait olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının mülkiyet iddiasının dayanağı olan önceki tapu kaydının, kesin hüküm teşkil eden hükmen tescil kararı ile oluştuğu ve dava konusu parselin bir kısmını kapsadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki "Hazine fazlalığı" şerhinin terkinine ilişkin davada, hak düşürücü süre geçtikten sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/D maddesi koşullarının incelenip incelenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık ve bir yıllık ek hak düşürücü sürelerin geçmiş olması ve davacının çap satın alan bir kişi olması nedeniyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/D maddesi koşullarının incelenmesine imkan bulunmadığı gözetilerek, Hukuk Genel Kurulu'nun bozma kararı kaldırılarak yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan ancak eski tapu kayıtlarında yer alan bir taşınmazın kendilerine tescilini talep etmişlerdir.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, davacıların zilyetlik iddiasını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş ancak Yargıtay, hükmüne uyulan bozma kararında belirtilen hususların yerine getirilmemesi, özellikle de davacıların dayandığı tapu kaydının doğru bir şekilde uygulanmaması ve eksik araştırma nedeniyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.