Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Teknik Araçlarla İzleme”
- Uyuşmazlık: Sanığın, katılan hakkında verdiği iletişimin tespiti, teknik araçlarla izleme ve arama kararlarının görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı ve eylemlerin zincirleme suç olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, katılan hakkında verdiği iletişimin tespiti kararında kimlik bilgisi yerine kod adı kullanması, teknik araçlarla izleme kararında somut delil ve kuvvetli şüphe bulunmaması, yetkisiz olduğu halde arama kararı vermesi ve bu kararların katılanın mağduriyetine sebep olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunun unsurları oluşmuş ise de, aynı soruşturma dosyası kapsamında ve aynı katılana yönelik olarak aynı gün verilen üç ayrı karar tek suç olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, Özel Daire kararının sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında verilen iletişimin tespiti ve gizli soruşturmacı görevlendirilmesi kararlarının yasaya uygun olup olmadığı, elde edilen delillerin hükme esas alınıp alınamayacağı, hükmolunan cezalara ilişkin gerekçenin yeterliliği ve eksik araştırma yapılıp yapılmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların iletişimin tespiti ve gizli soruşturmacı görevlendirilmesi kararlarına konu suçun işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilememesi koşullarının oluştuğu, sanıklara verilen cezalar için yeterli gerekçe bulunduğu, gizli soruşturmacı ve dinlenmeyen tanıkların dinlenilmemesinin eksik araştırma nedeni teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık Cumhuriyet savcısının, katılanın odasında bulunan dinleme cihazıyla ilgili soruşturmada görevi kötüye kullanıp kullanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, şikâyete bağlı bir suç olan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu bakımından, katılanın ve diğer ilgililerin şikâyetçi olmaması, bulunan cihazın yasal bir dinleme kapsamında yerleştirilmiş olabileceği, olayın üzerinden uzun zaman geçmiş olması ve dosyada sanığın görevi kötüye kullandığına dair kesin ve inandırıcı delil bulunmaması gözetilerek beraat hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın farklı tarihlerde işlediği iki ayrı uyuşturucu madde ticareti eyleminin zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı ve uyuşturucu ticareti suçunda örgüt faaliyeti dışında gizli soruşturmacı görevlendirilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihi itibarıyla uyuşturucu madde ticareti suçunun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmediği durumlarda CMK m.139 uyarınca gizli soruşturmacı görevlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle gizli soruşturmacı olarak görevlendirilen kişilerin kolluk görevlisi sayılması ve tanık olarak dinlenilmesi gerektiği, aksi halde eksik araştırma ile hüküm kurulmuş olacağı gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkum olan sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve suç tarihleri gözetildiğinde hangi yasa maddesine göre ceza verileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin, sanığın suç ortağı olup olmadığını ve başka suç delilleri elde etmek amacıyla ilk uyuşturucu satışından sonra sanığı yakalamayıp takibine devam etmesi, bu süreçte sanığın birden fazla uyuşturucu satışı yapması ve kolluk görevlilerinin sanığı suça teşvik eden bir davranışta bulunmaması, ayrıca son suç tarihinden sonra ilgili kanun maddesinde değişiklik yapılmış olsa da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının süresinde yapılmaması nedeniyle sanık aleyhine daha ağır cezayı gerektiren yeni kanun maddesi uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün ve Özel Daire'nin bu hükmü düzelterek onama kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne dayanak oluşturan gizli soruşturmacı görevlendirilmesinin ve elde edilen delillerin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihi itibarıyla CMK m. 139'a göre örgüt faaliyeti dışında işlenen uyuşturucu ticareti suçu için gizli soruşturmacı görevlendirmesi mümkün olmadığı, bu nedenle uyuşturucuyu satın alan kamu görevlilerinin gizli soruşturmacı değil, kolluk görevlisi olarak değerlendirilmesi gerektiği, kolluk görevlisi olarak toplanan delillerin hukuka uygunluğunun ve sanığın suçu işlediğinin ispatı için bu görevlilerin tanık olarak dinlenmeleri gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı, oluştuğu takdirde suçun TCK'nın 79/1-a mı yoksa 79/1-b maddesi kapsamında mı kaldığı, sanıkların suça iştirak şeklinin müşterek faillik mi yoksa yardım eden sıfatıyla mı olduğu ve sanık ...’ün Arapça yaptığı konuşmaların kimliği belirsiz polislerce tercüme edilmesinin hükme esas alınıp alınamayacağı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'in göçmen kaçakçılığı organizasyonu kapsamında, göçmenlerin ülkede kalmalarına imkân sağlayarak TCK'nın 79/1-a maddesi kapsamında müşterek fail olarak suçu işlediği, sanık ...'ün ise Arapça konuşmalarının kimliği belirsiz polislerce tercüme edilmesinin eksik araştırma yarattığı gerekçesiyle, sanık ... hakkında mahkumiyet hükmü düzeltilerek onanmış, sanık ... hakkında ise bozma kararı verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın başkası tarafından kaydedilen ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden ses kaydını mahkemeye sunması eyleminin, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu mu yoksa özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna azmettirme mi oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun ancak konuşmanın tarafı olmayan üçüncü kişilerce işlenebileceği, sanığın ise başkası tarafından yapılan kaydı mahkemeye sunması nedeniyle bu suçu işlemediği; ancak katılanın özel hayatına ilişkin ses kaydının sanığın isteği üzerine kaydedilmesi ve bu kaydın sanık tarafından mahkemeye sunulması ile özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden, sanığın eyleminin TCK'nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna azmettirme oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerince sanıktan yapılan ilk uyuşturucu alımıyla suçun unsurları ve delilleri zaten oluşmuş olup, sonraki alımların sanığı daha fazla cezalandırmaya yönelik olduğu ve tek bir suçun devamı niteliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Gizli soruşturmacı görevlendirilmesinin usulüne uygun olmadığı, kolluk görevlilerinin ilk uyuşturucu alımıyla suçun ve delillerin ortaya çıktığı, sonrasında yapılan ikinci alımın sanığın ceza sorumluluğunu arttırmaya yönelik olduğu ve tek bir suçun devamı niteliğinde bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık hakkında TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç işlemek için örgüt kurulmadığının tespiti ve gizli soruşturmacı görevlendirilmesinin bu kapsamda mümkün olmadığı, kolluk görevlilerinin şüpheliyi suç işlemeye teşvik etmeden elde ettikleri delillerin hukuka uygunluğu ve sanığın ilk esrar satışından sonra yakalanmayıp ikinci kez satış yapmasının tek bir suçun temadisi olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaların Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde görülen davalarla birleştirilip birleştirilmeyeceği hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın ilk derece yargılama görevinin istisnai olduğu, davaların birleştirilmesinde yasal bir zorunluluk bulunmadığı, sanık sayısının çokluğu, olayların karmaşıklığı ve bağlantı ile iştirak kavramlarının dar yorumlanması gerektiği, davaların birleştirilmesinin makul sürede yargılanma hakkını ihlal edebileceği gerekçeleriyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin birleştirme kararları kaldırılarak davaların ayrı ayrı görülmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.