Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Temyiz İncelemesinin Sınırı”
- Uyuşmazlık: Beraat eden sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmeyen bir kararda, yalnızca vekalet ücreti için yapılan temyiz başvurusunda inceleme kapsamı ve temyiz edilebilirlik sınırının ne olacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Beraat kararının esasına ilişkin temyiz başvurusu olmadığında, vekalet ücreti talebiyle yapılan temyiz incelemesinin vekalet ücreti ile sınırlı yapılması gerektiği ve bu durumda temyiz edilebilirlik sınırının HUMK 427. maddesi değil, asıl hükmün tabi olduğu sınırlar olacağı gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına istinaden verilen davanın düşmesi kararına karşı yapılan temyiz incelemesinin kapsamı (CMK m. 231/10 hükmü ile sınırlı mı yoksa dosya esasına ilişkin mi olacağı) hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: CMK’nın 231/10. maddesindeki düşme kararının CMK’nın 223/8. maddesindeki düşme kararından farklı ve özel bir düzenleme olduğu, temyiz incelemesinin sınırlarının dar yorumlanması gerektiği, bu nedenle temyiz incelemesinin sanığın denetim süresi içinde kasten suç işleyip işlemediği ve denetimli serbestlik yükümlülüklerine uyup uymadığı hususları ile sınırlı olması gerektiği, sanığın güncel adli sicil kayıtlarına göre denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemediğinin anlaşıldığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın düşmesine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verildikten sonra denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemeyen sanık hakkında verilen davanın düşmesine ilişkin kararın temyizinde, incelemenin CMK’nın 231/10. maddesi ile sınırlı olarak mı, yoksa dosyanın esasına ilişkin olarak mı yapılacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HAGB kurumunun amacı, ilkeleri ve diğer kanuni düzenlemeler gözetilerek, HAGB kararını kabul eden sanık hakkında verilen düşme kararına karşı yapılan temyizin, CMK'nın 231/10. maddesindeki şartların varlığıyla sınırlı olarak incelenmesi gerektiği ve bu dar yorumun sanığın adil yargılanma hakkını ihlal etmediği gerekçesiyle, yerel mahkemenin düşme kararı onanmıştır. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Davaların yığılması halinde, temyiz kesinlik sınırının tespitinde maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı mı yoksa toplam olarak mı değerlendirileceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaların yığılması halinde dahi her bir talebin ayrı dava niteliği taşıdığı, ancak aynı olaydan kaynaklanan ve aynı dava dilekçesinde ileri sürülen maddi ve manevi tazminat taleplerinin tek bir hükümle sonuçlandığı gözetilerek temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde taleplerin toplam değerinin esas alınması gerektiğine ve bu nedenle manevi tazminat yönünden de temyiz incelemesinin mümkün olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay ilgili dairesinin hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin davada ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği ve davanın reddine ilişkin kararın temyizi üzerine, HMK’nın 362. maddesindeki temyiz kesinlik sınırının uygulanıp uygulanmayacağı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay ilgili dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara karşı HMK m. 47/1’de temyiz yolu öngörülmekle birlikte, temyiz kesinlik sınırına dair bir düzenleme yer almaması ve bölge adliye mahkemeleri için getirilen kesinlik sınırının Yargıtay daireleri için de uygulanması gerektiği gerekçesiyle, HMK’nın 362. maddesinde belirtilen parasal sınırın esas alınması gerektiği gözetilerek temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davaların yığılması durumunda, temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı mı yoksa toplam olarak mı değerlendirileceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaların yığılması halinde her bir talebin ayrı bir dava niteliği taşımasına rağmen usul ekonomisi gereği tek bir dava gibi yürütüldüğü, bu nedenle aynı davada istenen maddi ve manevi tazminat talepleri için temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde taleplerin toplam değerinin dikkate alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davaların yığılması halinde temyiz kesinlik sınırının tespitinde, aynı davada birleştirilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı mı yoksa toplam olarak mı değerlendirileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davaların yığılması durumunda dahi, her bir talebin ayrı bir dava niteliği taşıdığı, ancak usul ekonomisi gereği aynı dava dilekçesinde birleştirildiği, bu nedenle de temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde talep edilen maddi ve manevi tazminat tutarlarının toplamının esas alınması gerektiği gözetilerek, Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davaların yığılması halinde, temyiz kesinlik sınırının tespitinde maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı mı yoksa toplam olarak mı değerlendirileceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davaların yığılması halinde taleplerin her biri ayrı dava niteliğini korusa da, aynı olaydan kaynaklanan ve aynı dava dilekçesinde yer alan maddi ve manevi tazminat talepleri için temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde taleplerin toplam değerinin dikkate alınması gerektiği gözetilerek direnme kararına konu Özel Daire ek kararının kaldırılmasına ve davanın esasının incelenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davaların yığılması halinde, temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı mı yoksa toplam olarak mı değerlendirileceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davaların yığılması durumunda her bir talebin ayrı bir dava niteliği taşımasına rağmen, tek bir eylemden kaynaklandıkları ve görünüşte tek bir hüküm bulunduğu gözetilerek temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde maddi ve manevi tazminat taleplerinin toplamının dikkate alınmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay ilgili dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı tazminat davasında verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunda, temyiz kesinlik sınırının uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalarda Yargıtay dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlara karşı da HMK’nın 362. maddesindeki temyiz kesinlik sınırının uygulanması gerektiği, aksi halde kanun koyucunun bölge adliye mahkemeleri için öngördüğü kesinlik sınırını aşan yetkiyi Yargıtay dairelerine tanımış olacağı gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.