Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Uluslararası Sosyal Güvenlik Sözleşmesi”
- Uyuşmazlık: Yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Kanun’a göre borçlanmanın gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 29/4. fıkrasındaki hükmün Anayasa’nın 90. maddesi gereğince iç hukuk kurallarına üstünlüğü gözetilerek, davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye’deki sigortalılığının başlangıç tarihi olarak kabulü için borçlanma işlemine gerek olmadığına dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Kanun'a göre borçlanmanın gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29/4. fıkrasındaki hüküm ile Anayasa'nın 90. maddesi birlikte değerlendirilerek, uluslararası sözleşmelerin iç hukuka önceliği gözetilerek davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye'deki sigortalılığının başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için borçlanma işlemine gerek olmadığına ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle ölüm aylığı kesilen davacının, Kurum işleminin iptali ve aylıkların iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesindeki “fiilen birlikte yaşama” olgusunun, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama halinin her türlü delille ispatlanması gerektiği ve Kurum denetim raporlarının tek başına yeterli olmadığı, davacının da beyan ve imzasını içermeyen raporların aksi ispat yükünün davacıya yüklenemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının ölüm aylığının 5510 sayılı Kanunun 56/son maddesi uyarınca kesilmesine ilişkin Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davacının imzası bulunmayan ve sözlü beyanların tutanaklara geçirilmesi suretiyle düzenlenen rapor ve soruşturmanın aylık kesimi yapılmasını gerektirecek ispat kuvvetine sahip olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermesine rağmen, Hukuk Genel Kurulu, 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinin amacının hakkın kötüye kullanımını engellemek, hükmün Anayasa'ya aykırı olmadığı ve boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamanın ölüm aylığının kesilmesi için yeterli bir sebep olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararını bozmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle ölüm aylığı kesilen davacının, Kurum işleminin iptali ve aylığın devamına karar verilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesinde düzenlenen "fiilen birlikte yaşama" halinin tespiti için yeterli araştırma yapılmadan ve davacının beyan ve imzasını içermeyen Sosyal Güvenlik Kurumu yoklama memurlarının tutanaklarının aksi eşdeğer bir yazılı belgeyle kanıtlanması gerektiği gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle ölüm aylığı kesilen davacının, bu işlemin iptalini istediği davada, birlikte yaşama olgusunun ispatı ve işlemin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi uyarınca, ölüm aylığı almak için boşanan ve boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayan kişilerin aylığının kesilmesi öngörüldüğünden ve bu hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmediğinden, birlikte yaşama olgusunun ispat yükünün Kurum'da olduğu, ancak Kurum'un denetim memuru raporlarının tek başına yeterli delil sayılamayacağı, davacının imzasını içermeyen tutanakların aksi ispatının davacıdan istenemeyeceği ve yerel mahkemece tüm deliller toplanıp birlikte yaşama olgusu araştırılarak karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle 5510 sayılı Kanun'un 56/son maddesi uyarınca kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali istemi.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesindeki düzenlemenin, ölüm aylığından yararlanma hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla getirildiği, düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığı ve boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusunun tespiti halinde aylığın kesilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin eksik inceleme yapması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Kanun'a göre borçlanma yapılması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca, usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olması ve Türkiye ile Almanya arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29/4. fıkrasındaki hüküm gözetilerek, davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye'deki sigortalılığının başlangıç tarihi olarak kabulü için borçlanma işlemine gerek olmadığına karar verilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı bankanın vakıf sandığı tarafından ödenmesi gereken emekli ikramiyesini, vakıf senedinde yapılan değişiklikten haberdar olmadığı iddiasıyla talep etmesi üzerine, davacının söz konusu değişiklikten haberdar olup olmadığı ve buna bağlı olarak emekli ikramiyesine hak kazanıp kazanmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vakıf senedindeki değişikliğin yapıldığı tarihte banka şubesinde yönetici olarak çalıştığı, değişikliğin yapıldığı genel kurula katılacak delegenin seçildiği toplantıya başkanlık ettiği ve değişiklik sonrasında genel kurul tutanağının gönderildiği dikkate alınarak, davacının vakıf senedindeki değişiklikten haberdar olduğu ve bu değişiklikle getirilen şartları yerine getirmediği için emekli ikramiyesine hak kazanamadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.