Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Uyuşturucu Madde Etkisi”
- Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Bir maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde sayılıp sayılmayacağının ve suç tarihi itibarıyla Bakanlar Kurulu listesinde yer almasa dahi TCK 188. madde kapsamında suç oluşturup oluşturmayacağının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun konusunun belirlenmesinde, ilgili maddenin uzman bilirkişi tarafından uyuşturucu veya uyarıcı etkiye sahip olduğunun tespit edilmesinin yeterli olduğu, suç tarihi itibarıyla Bakanlar Kurulu listesinde yer almasa dahi sanığın cezalandırılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında verilen cezanın ve etkin pişmanlık hükmünün uygulanmasının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında belirlenen temel hapis cezasının, suçta ele geçen uyuşturucu madde miktarı gözetildiğinde orantısız şekilde yüksek olduğu ve sanığın eylemlerinin TCK 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartlarını taşımadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın farklı tarihlerde gerçekleştirdiği uyuşturucu madde verme ve satma eylemlerinin zincirleme suç teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın alıcı konumundaki görevlilere uyuşturucu madde verme eylemleri ile 27.05.2014 tarihli uyuşturucu madde satma eylemi arasında 5 ay 22 günlük uzun bir süre bulunması, eylemlerin farklı yerlerde ve farklı nitelikte uyuşturucu maddelerle gerçekleştirilmesi, sanığın eylem tarzını değiştirmesi ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde suç işleme kararının yenilendiğinin anlaşılması gözetilerek, eylemlerin zincirleme suç oluşturmadığı ve sanığın ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararının bozulmasına dair Yargıtay 20. Ceza Dairesinin kararı kaldırılmıştır. - Uyuşmazlık: Açık bir otoparkta ve eklentilerinde yapılan arama işlemlerinin hukuka uygunluğu ve sanıklara isnat edilen uyuşturucu ticareti yapma suçunun ispatı konusunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin açık otoparkta uyuşturucu madde satıldığına dair ihbar üzerine yaptıkları fiziki takip neticesinde, otoparka girip çıkan bir tanığın üzerinde uyuşturucu madde bulunması üzerine otoparkta arama yapmaları ve sanık ...’in üst aramasında uyuşturucu madde ele geçirmeleri hukuka uygun olmakla birlikte; otopark müştemilatındaki kasanın sanık ...’in rızası ile açılarak aranması ve burada uyuşturucu madde ele geçirilmesinin hukuka aykırı olduğu, sanık ...’in üst aramasında ele geçirildiği iddia edilen uyuşturucu maddenin nasıl ele geçirildiği hususunda kolluk görevlilerinin dinlenilmesi gerektiği, kasa ve sanık ...’te ele geçirilen uyuşturucu maddeler dışında sanıkların uyuşturucu ticareti yaptıklarını gösterir başka bir delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna ilişkin olarak yapılan arama işleminin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin, alınan istihbarat bilgisi doğrultusunda yaptıkları araştırma sırasında suçüstü haliyle karşılaşmaları ve sanıkların kaçmaya başlamaları üzerine, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 4/A maddesi ve Ek 6. maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 90/4. maddesi kapsamında sanıkların üzerlerini kontrol etmelerinin önleyici kolluk yetkisi dahilinde hukuka uygun olduğu, bu nedenle ele geçirilen uyuşturucu maddelerinin hukuka aykırı delil olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkemenin mahkumiyet hükümlerinin onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cezaevine girişi sırasında üzerinde uyuşturucu madde bulunan sanığın eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu mu yoksa cezaevine yasak eşya sokma suçu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, cezaevine girerken üzerinin aranacağını bildiği halde uyuşturucu maddeyi özellikle saklayarak içeri sokmaya çalışmasının ve bu maddenin aynı zamanda uyuşturucu kullanma araçlarıyla birlikte ele geçirilmesinin cezaevine yasak eşya sokma suçunu oluşturduğu gözetilerek, sanığın eyleminin TCK'nın 297/1. maddesinde düzenlenen infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmaya teşebbüs suçunu oluşturduğuna ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna ilişkin olarak yapılan arama işleminin hukuka uygun olup olmadığı ve bu bağlamda sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin uyuşturucu madde ticareti yapıldığına dair edinilen bilgiler sonucu olay yerinde karşılaştıkları durumun suçüstü hali olarak değerlendirilmesi ve bu kapsamda suç delillerinin kaybolmasını engellemek için yapılan aramanın hukuka uygun olduğu, ancak sanığın suçun ortaya çıkmasına ve suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardımda bulunmadığından TCK'nın 192/3. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi ve TCK 53. maddenin uygulanması yönünden yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunun sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkta uyuşturucu madde ele geçirilmemesi, kullandığını iddia ettiği maddenin uyuşturucu olup olmadığının tespit edilememesi ve sanığın ikrarı dışında mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmaması, ayrıca suçun konusu olan kenevirin dikili halde ele geçirilmiş olması ve bu nedenle kullanmak için bulundurma suçunun oluşmaması gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına dair Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanığın hapis cezasıyla cezalandırılmasına karşın, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 6. fıkrasındaki “bu suç” ibaresinin yargılama konusu suçu ifade ettiği, sanık hakkında daha önce aynı suçtan dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine karar verilmiş ve sanığın bu tedbirlere uymadığı tespit edildiğinden, yerel mahkemenin sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yer olmadığına dair kararının gerekçesinin kanuni ve yeterli olduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanığın hapis cezasıyla cezalandırılmasının yanı sıra tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilmesinin zorunlu olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 5560 sayılı Kanun ile değişikliğe uğraması sonucu, hakimin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulunduran ve kullanan kişi hakkında hapis cezası ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulamasının zorunlu olmadığı, bu hususta takdir yetkisinin bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin sanığa sadece hapis cezası vermesine ilişkin hükmü onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.