Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Uyuşturucu Madde Kullanımı”
- Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Bir maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde sayılıp sayılmayacağının ve suç tarihi itibarıyla Bakanlar Kurulu listesinde yer almasa dahi TCK 188. madde kapsamında suç oluşturup oluşturmayacağının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun konusunun belirlenmesinde, ilgili maddenin uzman bilirkişi tarafından uyuşturucu veya uyarıcı etkiye sahip olduğunun tespit edilmesinin yeterli olduğu, suç tarihi itibarıyla Bakanlar Kurulu listesinde yer almasa dahi sanığın cezalandırılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilerek Özel Daire bozma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, TCK 188. maddedeki uyuşturucu ticareti mi, yoksa TCK 191. maddedeki kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu oluşturduğu ve sanığın cezai ehliyetinin olup olmadığı hususunda araştırma yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkta ele geçirilen iki farklı uyuşturucu maddenin miktarı, ele geçiş biçimi, maddeleri edinme şekli ve beyanları değerlendirildiğinde eylemin uyuşturucu ticareti suçunu oluşturduğu, ancak sanığın akıl hastalığına ilişkin savunması ve cezai ehliyetinin tam olarak tespit edilmemiş olması gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevinde bulunduğu sırada idrarında uyuşturucu madde tespit edilmesi nedeniyle, infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın cezaevinde uyuşturucu kullandığını kabul etmesi, Adli Tıp Kurumu raporuna göre esrar kullanımının idrarda en fazla üç hafta içinde tespit edilebilmesi ve sanığın izin dönüşü ile test tarihi arasında uzun süre geçmiş olması, uyuşturucunun cezaevinde kullanıldığını gösterdiğinden, kullanım için dahi olsa maddenin cezaevine sokulmuş veya bulundurulmuş olması gerektiği değerlendirilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevinde bulunduğu sırada idrarında uyuşturucu madde tespit edilmesi nedeniyle TCK'nın 297/1-2. cümlesi uyarınca infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan cezalandırılmasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkta uyuşturucu maddenin tespit edilmesi ile cezaevinde uyuşturucu madde kullandığının sabit olduğu, kullanım için maddenin cezaevi içine sokulmuş veya orada bulundurulmuş olmasının zorunlu olduğu ve bu nedenle eylemin TCK'nın 297/1. maddesindeki seçimlik hareketlerden "bulundurma" fiilini de içerdiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır. - Uyuşmazlık: İstihbari bilgiye dayalı olarak araçta ve evde yapılan aramaların hukuka uygun olup olmadığı ve elde edilen uyuşturucu maddelerin suçun ispatı için kullanılıp kullanılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Araçta yapılan aramanın, olay yeri ve tarihi kapsayan önleme araması kararına istinaden yapılmış olması, kolluk görevlilerinin elinde adli arama kararı alınmasını gerektirecek yeterli bilginin bulunmaması ve uyuşturucu maddelerin toplum sağlığı açısından tehlike oluşturması gözetilerek hukuka uygun yöntemle elde edildiğine, evde yapılan aramada ise sanığın uyuşturucu maddeyi başkalarına kullandırdığına dair kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bir kısım yönünden kaldırılmasına, diğer kısım yönünden ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cezaevine girişi sırasında üzerinde uyuşturucu madde bulunan sanığın eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu mu yoksa cezaevine yasak eşya sokma suçu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, cezaevine girerken üzerinin aranacağını bildiği halde uyuşturucu maddeyi özellikle saklayarak içeri sokmaya çalışmasının ve bu maddenin aynı zamanda uyuşturucu kullanma araçlarıyla birlikte ele geçirilmesinin cezaevine yasak eşya sokma suçunu oluşturduğu gözetilerek, sanığın eyleminin TCK'nın 297/1. maddesinde düzenlenen infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmaya teşebbüs suçunu oluşturduğuna ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunun sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkta uyuşturucu madde ele geçirilmemesi, kullandığını iddia ettiği maddenin uyuşturucu olup olmadığının tespit edilememesi ve sanığın ikrarı dışında mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmaması, ayrıca suçun konusu olan kenevirin dikili halde ele geçirilmiş olması ve bu nedenle kullanmak için bulundurma suçunun oluşmaması gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına dair Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın üzerinde bulunan uyuşturucu maddenin kişisel kullanım için mi yoksa ticari amaçla mı bulundurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın daha önce uyuşturucu madde bulundurmaktan işlem görmüş olması, uyuşturucu maddeyi kolaylıkla satabileceği bir yerde yakalanması, maddenin satışa hazır dokuz ayrı pakete sarılı olması ve yaklaşık altı ay önce de benzer şekilde paketlenmiş uyuşturucu madde ile yakalanmış olması, maddenin ticari amaçla bulundurulduğuna dair yeterli şüphe uyandırdığından yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanığın hapis cezasıyla cezalandırılmasına karşın, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 6. fıkrasındaki “bu suç” ibaresinin yargılama konusu suçu ifade ettiği, sanık hakkında daha önce aynı suçtan dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine karar verilmiş ve sanığın bu tedbirlere uymadığı tespit edildiğinden, yerel mahkemenin sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine yer olmadığına dair kararının gerekçesinin kanuni ve yeterli olduğu gözetilerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın aracında ele geçirilen uyuşturucu maddeler nedeniyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkum edilmesiyle ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında alınan ihbar, aracında ele geçirilen uyuşturucu maddeler, sanığın çelişkili savunmaları, tanık beyanları ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediğinin sabit olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.