Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Velayetin Kötüye Kullanılması”
- Uyuşmazlık: Vasiyetname ile intikal eden taşınmazın velayet sahibi anne tarafından satılmasının velayet görevinin kötüye kullanılması olup olmadığı ve satışın geçerliliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Velayet sahibi annenin, çocuğun vasiyetname ile kendisine intikal eden taşınmaz hissesini, çocuğun menfaatini gözetmeden ve velayet görevini kötüye kullanarak sattığı, davalı alıcının da çocuğun aleyhine gerçekleştirilen bu satışta kötü niyetli olduğu değerlendirilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve davacı çocuğun hissesi oranında tapu iptali ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayet altındaki çocuğun taşınmazının velayet sahibi anne tarafından diğer çocuğa devredilmesi işleminin velayetin kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı ve bu bağlamda tapu iptal ve tescil davasında ispat yükünün kimde olduğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının velayet altında olduğu dönemde annesi tarafından gerçekleştirilen taşınmaz devrinin velayetin kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve davalının iyi niyetli olduğunu ispatlayamaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayet hakkının kötüye kullanılması suretiyle yapılan tapu devrine ilişkin tapu iptal ve tescil davasında davalı şirketin pasif husumetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Velayet altında bulunan çocuğun mallarının velisi tarafından devrinde velayet hakkının kötüye kullanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, davalının velisi veya mirasçıları olması gerekirken, doğrudan satış işleminin diğer tarafı olan şirkete yöneltilmesinin hatalı olduğu, davacıların velisi veya mirasçılarına karşı dava açılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin, diğer eşin evli olduğunu bilerek birlikte olduğu kişiye karşı açtığı manevi tazminat davasının kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiye karşı, diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunamayacağı ve davacının, eşinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini bilerek evlendiği için davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan müşterek çocuğun babasıyla kişisel ilişkisini annenin engellemesi nedeniyle velayetin değiştirilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Annenin çocuğun babasıyla kişisel ilişkisini sürekli olarak engellemesi ve bu nedenle hakkında çocuk teslimine muhalefet etmekten yaptırım uygulanması, annenin TMK 324. maddesindeki yükümlülüğüne aykırı davranışı ve velayet hakkını kötüye kullanması olarak değerlendirilerek velayetin babaya verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında velayeti babaya verilen çocukların, babanın velayet görevini kötüye kullanması nedeniyle velayetlerinin anneye verilmesi talebiyle açılan davada, çocuklara temsil kayyımı atanması gerekip gerekmediği ve velayetin değiştirilip değiştirilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuklar ile velayeti elinde bulunduran baba arasında menfaat çatışması olmadığı ve çocukların gelişimleri ile Almanya’daki yaşamlarına dair olumsuz bir durumun tespit edilememesi, ayrıca Türk Medeni Kanunu m.348’de sayılan velayetin kaldırılması şartlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen kişinin ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali istemiyle açılan davada, işlemin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesinin amacının ölüm aylığından yararlanma hakkının kötüye kullanılmasını engellemek olduğu, bu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığının Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edildiği, boşanma davasının davacı tarafından değil eşi tarafından açılmış olması, davacının eşinin boşanmadan sonra başka biriyle evlenmiş olması ve boşanma kararında çocukların velayetinin anneye verilip iştirak nafakası bağlanması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının ölüm aylığını almak için eşinden boşandığı sonucuna varılamayacağı, fiilen birlikte yaşama olgusunun Kurum görevlilerince tutulan tutanak ve tanık beyanlarıyla sabit olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayet hakkının kötüye kullanılması nedeniyle yapılan tapu iptal ve tescil davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Velayet hakkının kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil talepli davalarda görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevsiz olması gerektiği ve bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup re'sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın sahte nüfus cüzdanı kullanarak kredi kartı edinmesi ve kullanması eylemlerinin resmî belgede sahtecilik suçu ile banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan ayrı ayrı cezalandırılıp cezalandırılmayacağı ve dava zamanaşımının dolup dolmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sahte kimlik kullanarak kredi kartı edinmesi ve kullanması eylemlerinin TCK m. 245/3 kapsamında değerlendirilip, sahte nüfus cüzdanı düzenleme fiilinin ise TCK m. 204/1 kapsamında ayrıca cezalandırılması gerektiği, ancak resmî belgede sahtecilik suçundan dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmünün bozulmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ölüm aylığı alan davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayıp yaşamadığı ve bu durumun aylığın kesilmesini gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesinin amacının hakkın kötüye kullanımını engellemek olduğu, Anayasa Mahkemesi'nin de bu maddenin anayasaya aykırı olmadığına karar verdiği, fiili birlikte yaşama durumunun tespiti halinde ölüm aylığının kesilmesinin gerektiği ve yerel mahkemenin eksik inceleme yaptığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayet görevinin kötüye kullanılması iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasının kabulünün temyizen incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin velayet hakkının kötüye kullanıldığına ve satışların muvazaalı olduğuna dair değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, delillerin takdirinde ve usulde bir hata görülmediği gözetilerek, mahkemenin tapu iptal ve tesciline ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Velinin velayet görevini kötüye kullanması nedeniyle yapılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, velinin velayet görevini kötüye kullanarak davacıya zarar verdiği iddiasını ispatlayamaması ve hükmün usul ve yasaya uygun olması gözetilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.