Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Vergi Dairesi Kaydı”
- Uyuşmazlık: Davacının vergi kaydı bulunmadığı halde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tescil edildikten sonra geriye dönük prim ödeyerek 01.03.1984-01.04.1988 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının vergi kaydının başlangıç tarihini bildiği ve düzeltmelere sessiz kaldığı, iyi niyetli olmadığı, ayrıca Kurumun vergi mükellefiyetini re'sen sorgulama yükümlülüğü bulunduğu gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesi kapsamında borçlanma talebinde bulunan sigortalının, Kurum'un talebi işleme koymaması üzerine uzun süre sonra dava açmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kanunda öngörülen süre içinde borçlanma talebinde bulunduğu, ancak Kurum'un talebi işleme koymadığı ve bu nedenle davacının uzun süre sonra dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı sayılamayacağı gözetilerek direnme kararı onanmış ve dosya esas incelemesi için Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın iptaline ve yersiz ödeme iddiası ile borç çıkarılmasına yönelik Kurum işleminin iptali ve sigortalığın tespiti ile yaşlılık aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkin davada, davacının kendi nam ve hesabına faaliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda yapılması gereken araştırmanın kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için vergi yoklama fişleri, trafik cezaları, oda ve sicil kayıtları, prim ödemeleri gibi tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak Hazine adına tescil edilen ve harici satışla üçüncü kişi adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, 276 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozma kararında belirtilen vergi kaydının dosyaya getirtilmemesi, taşınmazın vergi kaydı kapsamında kalıp kalmadığının tespit edilmemesi ve davacıların zilyetliğe dayalı tespit ve tescili yapılan taşınmazlarının belirlenmemesi; 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise bozma kararında belirtilen hususa aykırı olarak davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın tespiti davasında, davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için yapılan yargılama sürecindeki araştırmanın yeterliliği ve bu bağlamda davacının sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının vergi ve meslek kuruluşu kayıtlarının yanı sıra, yargılama sürecinde toplanan deliller ve dosya kapsamıyla kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleştiğinin ve uyuşmazlık konusu dönemde nakliyecilik faaliyeti yaptığı hususunun kanıtlandığı değerlendirilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Vergi dairesi kaydının kapalı olması nedeniyle ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, şirketin vergi dairesi kaydının kapalı olması nedeniyle terkin işleminin usulsüz olduğu ve davacının şirketin ihyasını talep etmesinde hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle ihya talebini kabulüne dair kararında, uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırılık bulunmadığı gözetilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Vergi kaydı sona eren Bağ-Kur sigortalısının, daha sonraki dönem için Esnaf ve Sanatkarlar Odası kaydının bulunmasının gerekip gerekmediği ve bu kaydın geçerliliği hususunda araştırma yapılması gerekliliğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri ve 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca vergi kaydı olmayan Bağ-Kur sigortalısının, zorunlu sigortalı sayılabilmesi için kanunla kurulmuş meslek kuruluşuna kayıtlı olması gerektiği, bu kapsamda davacının oda kaydının geçerliliği hususunda yeterli araştırma yapılmadan ve davacının zorunlu sigortalılık koşullarını taşıyıp taşımadığı tartışılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 01.10.2008 tarihinden önceki süreler için 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca 01.10.2008 tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıt ve tescili bulunmayanların sigortalılıkları 01.10.2008 tarihinden başlatılacağı, davacının da bu tarihten önce Kurum'a kayıt ve tescilinin olmadığı ve borçlanma talebinde bulunmadığı gözetilerek, geriye dönük sigortalılığının tespitine imkan bulunmadığından yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçunun sübutu bakımından eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık tarafından düzenlendiği iddia edilen müstahsil makbuzları, faturalar ve sevk irsaliyelerinin sahteliği hususunda yeterli araştırma yapılmadan, ilgili tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalının, vergi ve oda kaydı bulunmadığı dönemde, Kurumun hatalı tescili nedeniyle ödenen primlerin, sonradan vergi kaydının tespit edilmesi üzerine iptal edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vergi ve oda kaydının olmadığı dönemde, Kurumun hatalı tescili sebebiyle Bağ-Kur sigortalısı olarak kaydedilmesi ve bu süreye ait primleri ödemesi, sonradan vergi kaydının tespit edilmesiyle sigortalılığının iptal edilmesini haklı kılmazken, yerel mahkemenin direnme kararının Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesine ve iyi niyet kurallarına aykırı bulunarak bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.