Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Vergi Kaydı”
- Uyuşmazlık: Davacının vergi kaydı bulunmayan dönemde, sadece meslek odası kaydı ile Bağ-Kur zorunlu sigortalısı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 2654 ve 3165 sayılı Kanunlarla değişik 24. ve 25. maddeleri ile Ek Geçici 13. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, 27.4.1982 ile 22.3.1985 tarihleri arasında davacının Bağ-Kur sigortalılığı için gerekli vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı bulunmadığından, sadece meslek odası kaydının sigortalılık için yeterli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, vergi kaydı bulunmadığı dönemde Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı ve yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vergi kaydı bulunmadığı dönemde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı şartlarını taşımadığı ve sigorta tescili için gerekli şartları taşımadığını bilerek Kuruma başvurmasının Medeni Kanun'un 2. maddesindeki objektif iyi niyet kuralına aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 4.10.2000 tarihinden önceki dönemler için zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının Bağ-Kur'a tescil başvurusu yaptığı tarihte yürürlükte olan 3165 sayılı Kanun'un, sigortalılık için vergi mükellefiyeti veya oda kaydı şartlarını aradığı ve davacının vergi kaydı bulunduğu dönemler itibariyle sigortalılığının başlaması gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 20.04.1982 ile 02.02.1988 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun (Esnaf Bağ-Kur) kapsamında sigortalı sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının uyuşmazlık konusu dönemde gelir vergisi, meslek kuruluşu ve esnaf sicil kaydı bulunmadığı, 1479 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri uyarınca zorunlu sigortalılık için aranan şartları taşımadığı ve zirai kazanç nedeniyle vergi kaydı olmasına rağmen Esnaf Bağ-Kur giriş bildirgesinde vergi kaydı başlangıç tarihi olarak 01.01.1982 tarihinin hatalı yazılmasına dair Kurumun işlemine sessiz kalınmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın iptaline ve yersiz ödeme iddiası ile borç çıkarılmasına yönelik Kurum işleminin iptali ve sigortalığın tespiti ile yaşlılık aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkin davada, davacının kendi nam ve hesabına faaliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda yapılması gereken araştırmanın kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için vergi yoklama fişleri, trafik cezaları, oda ve sicil kayıtları, prim ödemeleri gibi tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak Hazine adına tescil edilen ve harici satışla üçüncü kişi adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, 276 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozma kararında belirtilen vergi kaydının dosyaya getirtilmemesi, taşınmazın vergi kaydı kapsamında kalıp kalmadığının tespit edilmemesi ve davacıların zilyetliğe dayalı tespit ve tescili yapılan taşınmazlarının belirlenmemesi; 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise bozma kararında belirtilen hususa aykırı olarak davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vergi kaydı sona eren Bağ-Kur sigortalısının, daha sonraki dönem için Esnaf ve Sanatkarlar Odası kaydının bulunmasının gerekip gerekmediği ve bu kaydın geçerliliği hususunda araştırma yapılması gerekliliğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri ve 5510 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca vergi kaydı olmayan Bağ-Kur sigortalısının, zorunlu sigortalı sayılabilmesi için kanunla kurulmuş meslek kuruluşuna kayıtlı olması gerektiği, bu kapsamda davacının oda kaydının geçerliliği hususunda yeterli araştırma yapılmadan ve davacının zorunlu sigortalılık koşullarını taşıyıp taşımadığı tartışılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının SSK sigortalılığı ile çakışan Bağ-Kur sigortalılığının sona erme tarihi ve 1479 sayılı Kanun'un Ek 19. maddesinin uygulanabilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Çakışan sigortalılık durumlarında 1479 sayılı Kanun'un Ek 19. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, Bağ-Kur sigortalılığının vergi kaydı, meslek kuruluşu kaydı ve esnaf sicil kaydı ile olan ilişkisi ve davacının kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma durumunun devam edip etmediğinin tespiti gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın tespiti davasında, davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için yapılan yargılama sürecindeki araştırmanın yeterliliği ve bu bağlamda davacının sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının vergi ve meslek kuruluşu kayıtlarının yanı sıra, yargılama sürecinde toplanan deliller ve dosya kapsamıyla kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleştiğinin ve uyuşmazlık konusu dönemde nakliyecilik faaliyeti yaptığı hususunun kanıtlandığı değerlendirilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 01.10.2008 tarihinden önceki süreler için 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca 01.10.2008 tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıt ve tescili bulunmayanların sigortalılıkları 01.10.2008 tarihinden başlatılacağı, davacının da bu tarihten önce Kurum'a kayıt ve tescilinin olmadığı ve borçlanma talebinde bulunmadığı gözetilerek, geriye dönük sigortalılığının tespitine imkan bulunmadığından yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.