Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yargı Görevi Yapan Kişi”
- Uyuşmazlık: Haciz işlemi sırasında avukata karşı gerçekleştirilen görevi yaptırmamak için direnme suçunda, avukatın "yargı görevi yapan kişi" sayılıp sayılmayacağı ve TCK’nın 265/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Avukatların TCK'nın 6/1-d maddesi kapsamında yargı görevi yapan kişilerden olması ve müvekkilleri adına haciz işlemlerini takip etmelerinin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 35. maddesi anlamında adli bir işlem sayılması nedeniyle, haciz sırasında avukata karşı gerçekleştirilen direnme eyleminin TCK’nın 265/2. maddesindeki nitelikli hal olarak kabul edilerek cezayı ağırlaştıracağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin yargı görevi yapan kişiye karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu mu yoksa tehdit suçunu mu, yoksa yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, bir cinayet davasında maktulün kardeşinin müdafiliğini yapan avukata, dosyayı takip etmesi halinde kendisine ve ailesine zarar vereceğini söyleyerek tehdit etmesi ve bu nedenle avukatın görevden çekilmesi sonucu oluşan eylemin, avukatın yargı görevi yapan sıfatıyla görevini yapmasını engellemek amacıyla gerçekleştirildiği, bu nedenle de TCK'nın 265/2. maddesinde düzenlenen yargı görevi yapan kişilere karşı görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görülen görevi kötüye kullanma davası ile Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen suç örgütüne ilişkin dava arasında bağlantı bulunup bulunmadığı ve davaların birleştirilip birleştirilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görülen davanın beraatle sonuçlanıp kesinleşmesi nedeniyle, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin birleştirme kararının hukuken imkansız hale geldiği ve Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin diğer dosyadaki bilgi ve belgelerden yararlanarak yargılamaya devam edebileceği gözetilerek, birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın işlediği fiillerin TCK m.277'de tanımlanan yargı görevi yapanları etkileme suçunu oluşturup oluşturmadığı, suç tarihinden sonra yapılan yasa değişikliğinin sanık lehine uygulanıp uygulanmayacağı ve 2005 yılındaki fiil bakımından dava zamanaşımının dolup dolmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin suçun kanuni tanımına uyduğu, suç tarihinden sonra yapılan yasa değişikliğinin sanık lehine uygulanması gerektiği, 2005 yılındaki eylem bakımından ise dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin kararı kısmen bozulmuş ve bu eylem yönünden davanın düşmesine, diğer eylemler yönünden ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık Cumhuriyet savcısının, dosya kendisine tevzi edilmeden önce dosya ile ilgilenmesinin ve olaya müdahil olmasının görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yıllık iznini yarıda keserek göreve dönmesi, kendisine tevzi edilmeden önce soruşturma dosyasıyla ilgilenmesi, dosyayı takip eden kişilerle yoğun telefon görüşmeleri yapması ve basında çıkan haberlerin ardından soruşturmayı hızla sonuçlandırması gibi hususlar, görevinin gereklerine aykırı hareket ederek dosya taraflarının mağduriyetine sebebiyet verdiği gerekçesiyle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu değerlendirilerek mahkûmiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye mi yoksa yönetici mi olduğu noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın örgüt hiyerarşisinde tek başına karar alma yetkisine sahip olmadığı, Danıştay ile ilgili kararları bir üst kurulun aldığı, ayrıca yargı yapılanmasının mahrem imamlara bağlı olduğu ve sanığın da bu imamlardan talimat aldığı gözetilerek, sanığın eyleminin TCK'nın 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu kabul edilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet hükmünün temyizi üzerine; suçüstü hâlinin bulunup bulunmadığı, soruşturma usulünün ve makamlarının, yargılama makamının hukuka uygunluğu, delillerin geçerliliği, savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, hükmün gerekçesinin yeterliliği ve nihayetinde mahkûmiyet hükmünün isabetliliği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın örgüt üyeliğine ilişkin ByLock yazışmaları, tanık beyanları, HTS kayıtları ve Anayasa Mahkemesi'nin ihraç kararı gibi delillerin, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu ve örgütsel saikle hareket ettiğini göstermesi, ayrıca CMK'nın 161. maddesinin 8. fıkrası ve Yargıtay Kanunu m.46/6 uyarınca soruşturma usulü, makamları ve yargılama makamının hukuka uygun olması, savunma hakkının kısıtlanmaması, hükmün gerekçeli olması gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü onanmış ve AİHM kararına rağmen sanığın salıverilme talepleri reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kendisini avukat olarak tanıtıp dolandırıcılık yapmasının TCK'nın 158/1-l maddesi kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu mu yoksa TCK'nın 157/1. maddesi kapsamında basit dolandırıcılık suçunu mu oluşturacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağduru ararken kendisini adliye uzlaştırma bürosu görevlisi olarak tanıtıp, mağdurun güvenini kötüye kullanarak dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdiğinin TCK 158/1-l maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarını oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, HSK üyesi iken silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanmasında, HSK üyelerine tanınan koruma ve soruşturma usullerinin uygulanıp uygulanmayacağı, yargılama makamının belirlenmesi ve suçüstü halinin varlığına dair itirazların değerlendirilmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın ByLock kullanması, örgüt toplantılarına katılıp himmet vermesi, örgüt talimatıyla HSK üyeliğine aday olup seçildikten sonra da örgüt talimatlarını yerine getirmesi, örgütsel amaçlarla hareket etmesi ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olması gibi hususlar sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair kesin kanaat oluşturması, HSK üyeliğine ilişkin dokunulmazlık ve özel soruşturma usullerinin silahlı terör örgütü üyeliği suçu gibi ağır cezalık suçüstü hallerinde uygulanamayacağı, yargılama makamının belirlenmesinde kanuni hakim ilkesinin ihlal edilmediği, sanığın örgüt üyeliğindeki devamlılığın suçüstü anında belirlenmesiyle suçüstü halinin varlığının kabul edilebileceği, TCK'nın 30/1. maddesindeki hata hükmünün uygulanma olanağı bulunmadığı, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasında indirim oranının isabetli olduğu ve savunma hakkının kısıtlanmadığı gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ilanen tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı ve dava zamanaşımının dolup dolmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa gerekçeli kararın tebliği için gerekli yasal işlemlerin tam olarak yerine getirilmemesi ve özellikle resmî kurumlardan adres araştırması yapılmadan ilanen tebliğe karar verilmesi nedeniyle tebliğin usulsüz olduğu, bu nedenle sanık müdafisinin temyizinin süresinde olduğu ve ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarih ile denetim süresi içerisinde işlenen yeni suç nedeniyle mahkumiyet kararının kesinleştiği tarih arasında geçen sürenin de hesaba katılmasıyla dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü bozulmuş ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın hakime noterden ihtarname çekme eyleminin TCK 277/1'deki yargı görevlisini etkilemeye teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararında, daire bozma kararına uymayıp yeni bir gerekçe ile hüküm kurması ve bu hususların daire denetiminden geçmemiş olması nedeniyle, direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu değerlendirilerek dosyanın temyiz incelemesi yapılabilmesi için Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bozma ilamına direnme kararı verilerek sanığın silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan mahkûm edilmesinin isabetli olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın örgütsel faaliyetlerinin önemini ortaya koyan hususlar bulunsa da, Bylock kaydı ve 2014 sonrası örgüt yapılanmasında yer almadığı, istişare heyetinde bulunsa dahi tek başına karar alma yetkisinin olmadığı gözetilerek, sanığın eyleminin örgüt üyeliği suçunu oluşturduğu ve bu suçtan cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.