Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yargılama Aşamasında Talep Değişikliği”
- Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında tefecilik, silahla tehdit, kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından verilen cezaların miktarı, suçun nitelikli hallerinin uygulanması ve mağdurun savunmasız olup olmadığının tespiti konularında yerel mahkeme kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların tefecilik suçunu birden fazla kişiye karşı işledikleri ve eylemlerin zincirleme suç teşkil ettiği, fahiş faiz oranları uyguladıkları, tehdit ve şiddet içeren yöntemler kullandıkları, mağdurların ciddi ekonomik ve sosyal zararlara uğradıkları, ayrıca silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarını da işledikleri gözetilerek cezaların miktarının hakkaniyete uygun olduğu ve şikayetçinin kasten yaralama suçunda kendisini savunamayacak durumda olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasının gerekli olmadığı, ancak sanık ...’ın kasten yaralama eyleminin TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğunun gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek, sanık ... hakkında şikayetçi ...'a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bozulmuş, diğer mahkumiyet hükümleri ise onanmıştır. - Uyuşmazlık: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124. maddesine göre taraf değişikliğinden önce arabuluculuk dava şartının tamamlanıp tamamlanamayacağına ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafta iradi taraf değişikliğinin yargılama esnasında yeni açılmış bir dava gibi değerlendirilmesi ve davacının taraf değişikliğinden önce yeni davalıya karşı arabuluculuğa başvurmuş olması gerektiği, aksi halde Anayasa'nın 36. maddesi ve AİHS'nin 6. maddesinde düzenlenen hakka erişim hakkının ihlal edileceği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kira tespiti davasında, davacının yargılama aşamasında bir sonraki kira dönemi için de kira tespiti talebinde bulunmasının kabul edilip edilmeyeceği ve bu talebin değerlendirilip değerlendirilmediği hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yargılama aşamasında bir sonraki kira dönemi için yaptığı kira tespiti talebinin de Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 26 ve Yargıtay içtihatları uyarınca değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak Yüksek Özel Daire bozma ilamında tarafların esas hakkındaki temyiz itirazlarını incelemediğinden dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıda iradi değişiklik yapılan ve yeni davalıya karşı dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulmuş olan bir davada, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmiş sayılıp sayılmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafta iradi değişiklik yapılması halinde, davanın yeni davalıya karşı açıldığı tarih değil, taraf değişikliği talebinin yapıldığı tarih esas alınarak dava şartlarının değerlendirilmesi ve taraf değişikliğinden önce yeni davalıya karşı arabuluculuk yoluna başvurulmuş ise dava şartının yerine getirilmiş sayılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş kazası nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, davacının dava dilekçesinde işverenin tam kusurlu olduğunu iddia ettikten sonra yargılama aşamasında davacının da kusurlu olduğunun tespit edilmesi durumunda, talep edilen manevi tazminat miktarından indirim yapılıp yapılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Manevi tazminatın amacının mağdurda bir huzur duygusu uyandırmak ve ruhi ızdırabı dindirmek olduğu, kusur oranının tespitinin manevi tazminat talebinin hukuki niteliğini değiştirmediği, ancak hâkimin takdir yetkisini kullanırken kusur oranını da dikkate alması gerektiği, davacının dava dilekçesindeki ifadelerinin genel ve soyut nitelik taşıdığı ve bu durumda yargılama sırasında kusurlu olduğunun tespit edilmesinin talep sonucunu değiştirmeyeceği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Dava tarihinden önce ölmüş bir kişiye karşı açılan birleşen davada, mirasçılarına husumet yöneltilerek davaya devam edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vefat eden davalıya karşı dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olmadığı, kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı ve usul ekonomisi ilkesi gereği, yargılama aşamasında husumet yöneltilen mirasçılara karşı davaya devam edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hasımsız olarak açılan vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davada, yargılama aşamasında yasal hasımların davaya dahil edilmesiyle taraf teşkilinin usulüne uygun sağlanıp sağlanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davanın çekişmeli yargı kapsamında olduğu ve davanın hasımsız açılmasının HMK 124. madde kapsamında kabul edilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilerek, yargılama aşamasında yasal hasımların davaya dahil edilmesiyle taraf teşkilinin usulüne uygun şekilde sağlandığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, işvereni olan şirket yerine şirket ortağını davalı göstermesi nedeniyle husumet itirazı üzerine davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı Özel Daire'nin bozma ilamına direnilmesi üzerine, taraf değişikliğine izin verilip verilmeyeceği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının şirket ortağına dava açmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı, ayrıca davacı vekilinin yargılama aşamasında HMK’nın 124. maddesi kapsamında taraf değişikliği talebinde bulunduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların akaryakıt kaçakçılığı suçunu, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun unsurları oluşacak şekilde mi yoksa iştirak halinde mi işledikleri.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, hiyerarşik bir yapı altında, süreklilik arz eden bir şekilde ve yeterli araç gerece sahip olarak, ileriye dönük belirsiz sayıda ve tipte suç işleme iradesiyle hareket ettikleri, aralarındaki akrabalık ve hemşehrilik ilişkilerinin örgüt yapısına engel teşkil etmeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin sanıkları suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçundan cezalandırmasına ilişkin hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasından sonra talep edilen yoksulluk nafakasının, HMK’nın 141. maddesinde düzenlenen iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk nafakasının boşanmanın fer'i niteliğinde bir talep olmasına rağmen, HMK'nın 141. maddesindeki iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu, dilekçeler aşamasından sonra ileri sürülemeyeceği, aksi halde karşı tarafın Anayasal hakları olan hukuki dinlenilme ve ispat hakkının ihlal edileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı cinsel taciz suçu bakımından CMK'nın 251. maddesiyle getirilen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün yargılama sırasında uygulanmasının zorunlu bir süreç olmayıp hakimin takdirine bırakıldığı, her halükarda sanık lehine sonuç doğuracak hükümler içermediği ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları da gözetilerek basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin değerlendirme yapılması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının isabetli olduğuna karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.