Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yargılamanın Makul Sürede Bitirilmesi”
- Uyuşmazlık: 5271 sayılı CMK’nın 141. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca açılacak tazminat davaları açısından tazminat talebine dayanak teşkil eden mahkeme hükmünün kesinleşmesinin gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen kişilerin tazminat istemlerinin asıl davanın sonucunu etkilemediği ve asıl davanın sonucuna bağlı olmadığı, bu nedenle de tazminat talebine dayanak teşkil eden mahkemece hüküm verilmesini veya verilen hükmün kesinleşmesini bekleme zorunluluğunun bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasında, davacı vekilinin tekrarlanan mazeret bildirimleri üzerine davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin üst üste üç duruşma için başka mahkemelerde duruşması olduğu gerekçesiyle mazeret dilekçesi göndermesi ve eldeki davanın duruşmasına katılmak yerine başka mahkemelerdeki duruşmalara katılmayı tercih etmesi karşısında, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesi ve HMK’nın 150. maddesi gözetilerek Özel Daire'nin davanın açılmamış sayılmasına dair kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, usulüne uygun tebligata rağmen ön inceleme duruşmasından önce davaya cevap vermeyen ve delil bildirmeyen davalı alacaklının, ön inceleme duruşmasında tanık deliline dayanıp dayanamayacağı ve bu aşamadan sonra bildirdiği tanıkların dinlenilip dinlenilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesi ve delillerin sunulması ile toplanmasına ilişkin düzenlemeleri uyarınca, usulüne uygun tebligata rağmen süresinde cevap dilekçesi vermeyen ve delil bildirmeyen davalının ön inceleme duruşmasında ve sonrasında tanık delili bildirmesine olanak tanınmayacağı ve yerel mahkemenin bu yöndeki direnme kararının yerinde olduğu gözetilerek, dosyanın Özel Daireye, davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, boşanma davası dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı halde, tahkikat duruşmasına başlamadan önce verdiği dilekçe ile tanık delili bildirmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 119, 129, 137, 140 ve 145. maddeleri uyarınca yargılamanın etkin ve makul sürede bitirilmesi amacıyla delillerin dava ve cevap dilekçelerinde belirtilmesinin, bu dilekçelerin teatisi aşamasından sonra delil bildiriminin ise mümkün olmadığının gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı tarafın, cevap dilekçesinde delil bildirmemesine rağmen, ön inceleme duruşmasında tanık dinletme talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesince verilen bozma kararına karşı direnilmesi üzerine, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 119, 129, 137, 140 ve 145. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, yargılamanın etkin ve makul sürede bitirilmesi amacıyla delillerin dilekçeler teatisi aşamasında sunulmasının öngörüldüğü, bu süreçte delil bildirmeyen tarafın ön inceleme duruşmasında delil bildirmesi için süre verilemeyeceği ve davalının cevap dilekçesinde delil bildirmemiş olması, HMK 145. maddede öngörülen istisnai durumların da bulunmaması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına, ancak davacının ölümü nedeniyle TMK 181/2. maddesi gereğince kusur tespitine ilişkin hususun Özel Dairece incelenmesi gerektiği gözetilerek dosyanın Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafın, yasal süresi içinde cevap dilekçesi vermeyerek davacı tarafın iddialarını inkâr etmiş sayılması nedeniyle, daha sonra sunduğu tanık delillerinin kabul edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 128. maddesi gereğince, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının davacı tarafın iddialarını inkâr etmiş sayılacağı, ancak bu inkârın herhangi bir vakıaya dayanmadığı ve HMK’nın 129/1-e maddesi uyarınca delillerin cevap dilekçesinde gösterilmesi gerektiği, bu nedenle de yasal süre geçtikten sonra bildirilen tanık delillerinin kabul edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İki ortaklı bir limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemiyle açılan davada, husumetin şirkete mi yoksa diğer ortağa mı yöneltilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İki kişiden oluşan limited şirketin, tüm ortaklarının davacı ve davalı sıfatıyla yer aldığı davada, usul ekonomisi ilkesi gereğince taraf teşkilinin sağlanmış sayılması ve şirketin ayrıca davalı olarak gösterilmesinin gereksizliği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, daha önce Yargıtayca onanan ve kesinleşen maddî tazminat hükmüne rağmen, yerel mahkemenin son kararında bu konuda yeniden hüküm kurmasının doğru olup olmadığı ve davalı erkeğin karar düzeltme talebinin yerindeliği.
Gerekçe ve Sonuç: Dosyanın daha önce dört kez bozma geçirmesi, usul ekonomisi ve yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkeleri gözetilerek, yerel mahkemenin kesinleşen hususa tekrar karar vermesindeki usuli hata, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyecek nitelikte görülerek Yargıtay karar düzeltme talebi reddedilmiş ve düzelterek onama kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davanın makul sürede bitirilmemesi nedeniyle tedbir nafakası ödemek zorunda kalan davacının, yargılamanın uzun sürmesinden dolayı Devlete karşı tazminat talep edebilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: HMK m. 46'da sayılan hâkimlerin yargılama faaliyetinden doğan Devletin tazminat sorumluluğu hallerinin sınırlı olarak sayıldığı ve davada ileri sürülen yargılamanın uzun sürmesinin bu haller arasında yer almadığı gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, cevap dilekçesinde tanık delili bildirmeyen davalıya, ön inceleme aşamasında ve sonrasında tanık bildirmesi için süre verilip verilemeyeceği ve bu durumun davalının hukuki dinlenilme hakkını ihlal edip etmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 137, 140 ve 145. maddeleri ile TMK’nın 184. maddesi ve Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 7. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, boşanma davalarında dahi olsa, usul ekonomisi ve adil yargılanma hakkının gözetilmesi amacıyla, davalı tarafın cevap dilekçesinde belirtmediği tanıkları sonradan bildirmesi için süre verilemeyeceği, aksi halde davalının bu hakkını kötüye kullanarak yargılamayı uzatabileceği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı-karşı davalının dinletmek istediği tanıklarını usule uygun şekilde bildirip bildirmediği ve dinlenmeyen tanıklarının dinlenilmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı-karşı davalının, karşı dava dilekçesine cevap olarak sunduğu dilekçelerde ileri sürdüğü iddia ve savunmalarının aynı olmasına rağmen, her dilekçesinde farklı tanıklar bildirmesinin HMK m. 240/2'ye aykırı olduğu ve ikinci tanık listesi yasağına tabi olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya tanıklarını bildirmesi için verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı ve davalının kesin süreden sonra bildirdiği tanıkların dinlenip dinlenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kesin sürenin amacının yargılamayı hızlandırmak olduğu, davalının kesin süreden sonra tanıklarını bildirmesinin yargılamayı uzatmadığı ve savunma hakkını engellememek adına kesin süre kuralının esnetilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.