Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yasa Yolu”
- Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına rağmen aynı fiilden dolayı sanık hakkında açılan ikinci davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulup hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kanun yararına bozma yoluyla bozulup bozulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında bir takım hukuki sonuçlar doğurduğu ve bu kararın kesinleşmesi halinde kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına rağmen aynı sanık hakkında aynı fiilden dolayı verilen mahkûmiyet hükmünün kanun yararına bozma yoluyla denetlenip denetlenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, sanık hakkında bir takım hukuki sonuçlar doğurduğu ve kesin hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek; CMK m.309/4-d bendindeki "hükümlü" kavramının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş kişileri de kapsadığı ve bu kararların kanun yararına bozma yoluyla denetlenebileceği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmişken, sanık hakkındaki şikayetten vazgeçilmesi sebebiyle davanın düşürülmesi gerekirken mahkumiyet hükmü verilmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının da kesin hüküm niteliğinde bazı hukuki sonuçlar doğurduğu, bu nedenle şikayetten vazgeçilmesi halinde davanın düşürülmesi gerektiği gözetilerek Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle daha önce mahkûmiyet kararı verilmişken, aynı eylemden dolayı açılan ikinci davada verilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenemeyeceği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bozulması halinde davanın reddine karar verilmesinin Özel Dairece mi yoksa yerel mahkemece mi yapılacağı ve Özel Daire kararındaki "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin kararda yer alıp almaması gerektiği hususları uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın da kesin hüküm niteliğinde hukuki sonuçlar doğurduğu, bu nedenle kanun yararına bozma yoluyla incelenebileceği, aynı fiilden dolayı daha önce mahkûmiyet kararı bulunduğundan ikinci davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davanın reddinin cezanın kaldırılması sonucunu doğurması sebebiyle bu kararın Özel Daire tarafından verileceği ve Özel Dairece davanın reddine karar verildiğinden yerel mahkemede yapılacak bir işlem kalmadığı için "müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına" ibaresinin Özel Daire kararından çıkarılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir hükmün infaz aşamasında, hükmün kesinleşmesinden önce dava zamanaşımının gerçekleştiği iddiasıyla verilen davanın ortadan kaldırılması kararına karşı başvurulacak kanun yolunun temyiz mi yoksa itiraz mı olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5275 sayılı Kanun'un 98. maddesinde düzenlenen ve infaz aşamasında verilen kararlara karşı kanun yolunun itiraz olduğu, hükmün yorumu, cezanın hesabında duraksama, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilmeyeceği veya lehe kanun durumlarında hükmü veren mahkemeden karar istenebileceği, somut olayda ise kesinleşmiş hükmün infazı sırasında dava zamanaşımı nedeniyle oluşan tereddüdün giderilmesi için verilen kararın infaza ilişkin olduğu gözetilerek itiraz yoluna başvurulması gerektiği kabul edilerek yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının, hükmün kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren ve sanık lehine değişiklikler içeren 7242 sayılı Kanun'un uygulanmasını gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin ikinci fıkrasında, kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda lehe yasa değerlendirmesi yapılması gerektiği belirtildiğinden ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı ile dosya Ceza Genel Kurulu'nda incelenirken anılan kanun yürürlüğe girdiğinden, sanık lehine olabilecek bu değişikliğin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4733 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan verilen iki ayrı erteli hapis cezasına dair hükümlerin bozulmasının ardından zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasıyla verilen ertelenmeyen hapis cezası ile önceki erteli hapis cezaları arasında sanık lehine olanın hangisi olduğunun tespiti ve 7242 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerin bozma nedeni yapılıp yapılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin ikinci fıkrası uyarınca, kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda lehe değerlendirme yapılması gerektiği ve 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca suç tarihinde yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin sanık lehine olanının uygulanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 4733 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan verilen iki ayrı erteli hapis cezasına ilişkin hükümlerin bozulmasının ardından, zincirleme suç hükümleri uygulanarak verilen erteli olmayan hapis cezasının sanık lehine olup olmadığı ve 7242 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerin bozma nedeni oluşturup oluşturmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası uyarınca, kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda lehe değerlendirme yapılması gerektiği ve 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, lehe olan kanunun uygulanması gerektiği gözetilerek, Özel Daire'nin düzeltilerek onama kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında 5607 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, sonradan yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun ile getirilen değişiklikler dikkate alınarak bozulması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası uyarınca, kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan lehe değerlendirme yapılması gerekenler hakkında bozma kararı verilmesi gerektiği, ayrıca TCK'nın 7. maddesi uyarınca lehe olan kanunun uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının eleştirisiyle yetinilmesi mi yoksa bu hususun bozma nedeni yapılması mı gerektiği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin ikinci fıkrası ve 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, lehe olan kanun hükmünün uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen 4733 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan mahkûmiyet hükmünün, 7242 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikler sonrası oluşan yeni hukuki durum nedeniyle bozulması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin ikinci fıkrası uyarınca, kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda lehe değerlendirme yapılması gerektiği ve 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin 2. fıkrası gereğince fail lehine olan kanunun uygulanması gerektiği gözetilerek, Özel Daire’nin düzeltilerek onama kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz eden sanığın dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni belirtmemesi nedeniyle temyiz incelemesi yapılıp yapılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz nedeni ileri sürmemiş olması, CMK'nın 294/1 ve 298. maddeleri uyarınca temyiz incelemesi yapılmasını engellediğinden, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin bozma kararının kaldırılarak temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.