Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yasa Yorumu”
- Uyuşmazlık: Hakimin, kesinleşmemiş ceza davasında sanığın temyiz talebini reddetmeyerek Yargıtay'a göndermesi nedeniyle hakim aleyhine açılan tazminat davasında hakimin hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza mahkemesi hakiminin, kararına karşı yapılan temyiz talebinin reddine ilişkin takdir yetkisini kullanırken yasa yorumu yaptığı ve bu yorumun hukuka aykırılık oluşturmadığı, ayrıca kesinlik nedeniyle temyiz dilekçesinin reddedilmesi halinde dahi yasa yolunun açık olup olmadığı hususunun nihai olarak Yargıtay denetimi sonucunda belirleneceği gözetilerek, hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve HUMK 576. madde gereğince hakim yararına manevi tazminata hükmedilmesi yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hizmet tespiti davasında, sigortalının aynı işyerinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmasının sona ermesinin ardından 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi çalışmasının devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi tarihten itibaren başlayacağının belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Çalışmanın kesintisiz olarak devam etmesi ve işçi yararına yorum ilkesi gözetilerek, 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalı hizmetin sona ermesi değil, aynı işyerinde devam eden T.C. Emekli Sandığına tabi çalışmanın sona erme tarihinin hak düşürücü süre hesabı için esas alınması gerektiği değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalının aynı işyerinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmasının sona ermesinin ardından 5434 sayılı Yasa kapsamında çalışmaya devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çalışmanın kesintisiz olarak devam etmesi ve işçi yararına yorum ilkesi gözetilerek, hak düşürücü sürenin, 5434 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmanın sona erme tarihinden itibaren başlayacağı kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak davalı vekillerinin işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Lehe yalan tanıklık yapan sanıklar hakkında, daha sonra gerçeği söylemeleri nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 274. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Yalan tanıklık suçunda korunan hukuki değerin maddi gerçek olduğu, bu nedenle lehe tanıklığın da gerçeğe aykırılığının yalan tanıklık suçu oluşturacağı, sanıkların yalan tanıklıkları nedeniyle henüz bir hak kısıtlaması veya yoksunluğuna dair karar veya hüküm verilmeden önce gerçeği söylemeleri gözetilerek TCK'nın 274/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yanlış tedavi iddiasıyla açılan tazminat davasında, doktorun kamu görevlisi olması nedeniyle husumetin idarede olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 129/5. maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine açılabilmesi için eylemin hizmet kusurundan kaynaklanması gerekirken, dava dilekçesinde ileri sürülen olguların doktorun kişisel kusuruna dayandığı, bu nedenle öncelikle kişisel kusur iddiası doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın kavgada yumruk atarak katılanı yaraladıktan sonra kırdığı bira şişesini katılana salladığı ancak isabet ettiremediği olayda, eylemin basit yaralama, silahla yaralamaya teşebbüs veya tamamlanmış silahla yaralama suçlarından hangisini oluşturduğu ve TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin bir bütün olarak silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturduğu, ancak tamamlanmış basit yaralama suçunun da varlığı gözetilerek, teşebbüs nedeniyle indirilecek cezanın basit yaralama suçunun cezasının altına düşmemesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın kavgada mağdura önce yumruk atıp yaraladıktan sonra bıçak salladığı ancak isabet ettiremediği olayda, eylemin hukuki nitelendirmesinin ne olacağı ve TCK'nın 86/3-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eylemlerinin kısa süre içinde ve aynı mağdura yönelik olması sebebiyle tek bir fiil olarak kabul edilmesi, ancak bıçak kullanılmasının yaralama suçunun işleniş biçimini ağırlaştıran bir unsur olarak değerlendirilmesi ve bu nedenle sanığın TCK'nın 86/2, 86/3-e ve 35. maddeleri uyarınca silahla kasten yaralamaya teşebbüsten cezalandırılması gerektiği, ancak verilecek cezanın tamamlanmış basit yaralama suçu için öngörülen cezanın altına düşmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aynı mağdura ait işyerinden farklı tarihlerde hırsızlık yapan sanık hakkında, ilk hırsızlık olayıyla ilgili iddianame düzenlendikten sonra ikinci hırsızlığın işlenmesi durumunda, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İddianamenin mahkemece kabulü ile hukuki kesintinin meydana geldiği, bu nedenle ilk hırsızlık olayına ilişkin iddianamenin kabulünden sonra işlenen ikinci hırsızlık eyleminin ayrı bir suç teşkil ettiği ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sigortalının, aynı işyerinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmasının ardından 5434 sayılı Yasa kapsamında çalışmaya devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren başlayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesindeki "hizmet" kavramının, çalışmanın kesintisiz devam etmesi halinde hem SSK hem de Emekli Sandığı kapsamındaki çalışmaları kapsaması ve işçi yararına yorum ilkesi gereğince hak düşürücü sürenin, kesintisiz çalışmanın tamamen sona erdiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiği gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.