Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zeytinlik Sahası”
- Uyuşmazlık: Davacıların, taşınmazın tespit tarihinden sonra kısmen murisleri tarafından imar ve ihya edilerek zeytinliğe çevrildiğini ve murisleri adına tashihen tescil edilmesi gerekirken davalı adına tescil edildiğini iddia ederek açtıkları tapu iptal ve tescil davasının hangi dairede görüleceği hususunda yaşanan görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın zeytinlik sahası olarak ayrılan yerlerden olması ve 3572 sayılı Kanun'un 4. maddesi gereğince ıslah ve temlik işlem ve şartlarının yerine getirilmiş olması sebebiyle davalı adına tashihen tescil edilmiş olması nedeniyle, davanın tapulu taşınmaza yönelik kadastro sonrası şahsi sebebe dayalı tapu iptali ve tescili niteliğinde olduğu ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin kararına göre görevli dairenin 7. Hukuk Dairesi olduğu gözetilerek dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden bir taşınmazın kadastro tespiti sırasında, tapu kaydına itiraz eden mirasçılar ile zilyetlik iddiasında bulunan müdahil arasında mülkiyetin kime ait olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Müdahilin ve önceki zilyetlerin taşınmazı bir insan ömrünü aşan süre zarfında malik sıfatıyla, Medeni Kanun'un yürürlük tarihinden önce en az 10 yıl boyunca kullandıkları ve 1858 tarihli Arazi Kanunnamesi’nin 20. maddesindeki diğer şartların da oluştuğu gözetilerek, tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazların olağanüstü zamanaşımı yoluyla davacı adına tescil edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Karayolları Genel Müdürlüğü'nün davaya dahil edilmemesi, imar planının kesinleşme tarihinin tespit edilmemesi ve davacı lehine kazandırıcı zamanaşımıyla iktisap koşullarının oluşması halinde dahi, taşınmazların bir kısmının otoyol üzerinde kalması nedeniyle bu kısma isabet eden yerler için tescil hükmü kurulamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu hususun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı, 1976 yılındaki 2/B uygulamasının iptal edildiği ve 1989 yılındaki çalışmalara konu edilmediği gözetilerek, orman sınırları dışında olmadığından 2/B şerhi verilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemece hatalı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 20 yıl boyunca malik sıfatıyla, nizasız, fasılasız ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanmadığı ve davacı tarafından ekonomik amacına uygun olarak kullanılmadığı, dolayısıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen zilyetlik şartlarının oluşmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu hususun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içinde kaldığı, 1976 yılındaki 2/B uygulamasının iptal edildiği ve 1989 yılındaki çalışmalara konu edilmediği, dolayısıyla orman sınırları dışında olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidiyle orman sınırları içinde kaldığı, 1976 yılındaki 2/B uygulamasının iptal edildiği ve 1989 yılındaki çalışmalara konu edilmediği, dolayısıyla orman sınırları dışında olmadığı ve kullanım kadastrosuna da konu edilmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve bu hususun tapu kaydına şerh edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı, 1976 yılındaki orman kadastro komisyonu işlemlerinin orman sınırları dışına çıkarma niteliğinde olmadığı ve 1989 yılındaki 2/B çalışmalarına konu edilmediği gözetilerek, taşınmazın 2/B kapsamında olmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman kadastro çalışmaları ve Yargıtay içtihatları değerlendirilerek, taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmadığı ve 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı sonucuna varılarak, Bölge Adliye Mahkemesi'nin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman kadastro çalışmaları ve itiraz komisyonu kararları incelendiğinde, taşınmazın 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmadığı ve 1942 yılında kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1942 yılındaki orman tahdidi sınırları içerisinde kaldığı, 1976 yılındaki orman kadastro komisyonu işleminin iptal edildiği, 1989 yılındaki 2/B çalışmalarına konu edilmediği ve mahkeme kararlarının gerekçe kısmının kesin hüküm oluşturmadığı gözetilerek, taşınmazın 2/B kapsamında olmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman kadastro çalışmaları, Yargıtay kararları ve kadastro mahkemesi kararları birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmadığı, halihazırda orman sınırları içinde bulunduğu ve idari bir tasarrufla orman sınırları dışına çıkarılmadıkça mahkemelerin bu yönde karar veremeyeceği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.