Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zorla Alıkoyma”
- Uyuşmazlık: Sanıklara atılı nitelikli cinsel saldırı ve zorla kaçırıp alıkoyma suçlarının sabit olup olmadığı hususunda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan uyuşmazlık ve 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilmesinin zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kamu davasına katılma hakkı bulunduğu, Bakanlığın davadan haberdar edilmesi gerektiği, ancak bu zorunluluğun yerine getirilmemiş olmasının tek başına hükmün bozulması için yeterli olmadığı ve Bakanlığa yasal temyiz süresinin başlatılması için gerekçeli kararın tebliğ edilmesi gerektiği gözetilerek dosyanın yerel mahkemeye tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma davasında, yerel mahkemenin boşanmaya karar vermesini, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozmasına rağmen direnmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulu'nun direnme kararını inceleyerek nihai karara varması.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacıya müstakil ev açmayarak kendi ailesi ile yaşamaya zorlaması, şiddet uygulaması, yargılama esnasında davacıyı kaçırması ve zorla alıkoyması, boşanma kararı sonrası davacının babası tarafından bıçaklanması gibi olaylar değerlendirilerek evlilik birliğinin davacı yönünden temelden sarsıldığı ve bu evliliğin yürümesinin mümkün olmadığı sonucuna varılarak yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak manevi tazminat gibi sair hususların incelenmesi için dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma ilamına karşı verdiği kararın direnme kararı mı yoksa yeni hüküm mü olduğu hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma kararından sonra sanık hakkında ilk hükümde bulunmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyet kararı vermesi ve gerekçesini değiştirmesi nedeniyle, verilen kararın direnme kararı değil yeni hüküm niteliğinde olduğu, yeni hükümlerin ise doğrudan Ceza Genel Kurulunca değil ilgili dairece incelenmesi gerektiği gözetilerek dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların akıl hastası reşit olmayan mağdureyi alıkoyma eylemlerinin TCK'nın 430/1. mi yoksa 430/2. maddesine göre mi nitelendirileceği ve dava zamanaşımının dolup dolmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların mağdureyi cebir, tehdit veya hile kullanmadan, şehvet hissiyle alıkoydukları eylemlerinin 765 sayılı TCK'nın 430/2. maddesine uyduğu, bu madde kapsamındaki suçun dava zamanaşımının ise dolduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuş ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kira alacağını tahsil etmek amacıyla kiracısının evine girip eşyalarını alması eyleminin hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarını oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, kiracı konutta otururken ve taşınma girişimi yokken yetkili mercilerden karar almaksızın eve girip eşyaları alması, hapis hakkı kullanımına uygun olmadığı ve bu nedenle eyleminde hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının unsurları oluştuğu gözetilerek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kısıtlı ergin kişi hakkında 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun 22. maddesine dayalı koruma kararı verilmesine ilişkin istemlerde görevli mahkemenin aile mahkemesi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Korunmaya muhtaç kişinin bakımının sağlanması için koruma kararı verilmesi talebinin ve davacı Kurumun sorumluluğunun TMK’nın 366. maddesinden kaynaklanması ve bakım görevinin 2828 sayılı Kanun ile Kuruma verilmiş olması karşısında talep konusunun hukukî nitelik bakımından aile hukuku hükümleriyle sıkı sıkıya bağlantılı olması gözetilerek, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen, korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken bakıma muhtaç yetişkin hakkında koruma kararı verilmesi taleplerinde aile mahkemelerinin görevli olduğuna ve yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdureye yönelik eylemlerinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdureyi zorla durdurup bıçakla tehdit ederek hareket özgürlüğünü kısıtlamasının ve bir süre bu şekilde alıkoymasının TCK 109. maddedeki kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarını oluşturduğu, bu eylemin akabinde cinsel saldırı suçunun işlenmiş olmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşumuna engel teşkil etmediği ve suçun oluşması için gereken sürenin mevcut olduğu gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet kararının onanmasına, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda rapor alınmasının gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanabilmesi için mağdurun ruh sağlığının bozulup bozulmadığının uzman görüşüyle tespit edilmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmadan eksik incelemeyle hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Çocuğun mutat meskeni olan Almanya'ya iadesi kararına karşı yapılan istinafın reddinin temyiz incelemesidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin, çocuğun iadesi halinde fiziki ve psikolojik tehlikeye maruz kalacağı iddiasını somut delillerle ispatlayamaması ve iadeden kaçınma sebeplerinin bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdureye yönelik cinsel istismar suçunu işlediği sırada mağdureyi alıkoymasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Cinsel istismar suçunun mağdurun hürriyetinin kısıtlanması olmadan işlenemeyeceği ve sanığın mağdureyi hürriyetinden yoksun kılma eyleminin cinsel istismar suçunun bir parçası olduğu, amaç suç dışında ayrıca bir hürriyeti kısıtlama fiilinin bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tarafların Türkiye'ye tatil amacıyla geldikleri sırada anne tarafından boşanma davası açılması ve geçici velayetin anneye verilmesi üzerine, müşterek çocuğun Lahey Sözleşmesi kapsamında mutat meskeni olan baba yanında İsviçre'ye iade edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların Türkiye’ye birlikte tatile geldikten sonra anne tarafından boşanma davası açılması ve babanın bu durumu bilerek tek başına İsviçre’ye dönmesi nedeniyle çocuğun “kaçırılma” veya “alıkonulma” hallerinin olmadığı, ayrıca boşanma davası ile tarafların ayrı yaşamaya hak kazandıkları, velayetin tedbiren anneye verildiği, çocuğun annesinden hiç ayrılmadığı ve henüz üç yaşını doldurmadığı, bu yaştaki bir çocuğun anneden ayrılmasının çocuğu fiziki ve psikolojik tehlikeye maruz bırakacağı, babanın çalışması halinde çocuğa üçüncü bir kişi tarafından bakılacak olması gibi hususlar gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.