Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zorla Kaçırma”
- Uyuşmazlık: Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanıklar hakkında TCK'nun 109/5. maddesi uyarınca ceza artırımı yapılmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların mağdureyi kaçırmalarının boşanma davası açacağını öğrenen kocanın evlilik birliğini sürdürme amacına yönelik olduğu, fiili bir birliktelikleri olmaması ve eylemin cinsel saikle işlendiğine dair herhangi bir delil bulunmaması gözetilerek, TCK'nın 109/5. maddesindeki cinsel amaç unsurunun gerçekleşmediği gerekçesiyle yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 765 sayılı TCK'dan 5237 sayılı TCK'ya geçiş sürecinde, kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmünden sonra yapılan uyarlama kararında, yeni TCK'ya göre alınan Adli Tıp raporlarına dayalı lehe-aleyhe yasa karşılaştırmasının tüm sonuçlarıyla yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş mahkumiyet hükmünden sonra yapılan uyarlama kararında, mağdurların yaralanmalarına ilişkin 5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe girmesinden sonra alınan Adli Tıp raporlarına göre lehe-aleyhe yasa karşılaştırmasının somut olayda tüm sonuçlarıyla yapılmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının baskı ve tehdit altında evlendirildiği iddiasıyla açtığı evlenmenin feshi davasında, davacının nikahtan hemen sonra zabıtaya sığınmamasının evlilik birliğine rızasının bulunduğuna delil olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı tarafından zorla kaçırılması ve tehdit altında tutulması nedeniyle nikahtan hemen sonra zabıtaya başvurmamasının mazur görülebileceği ve bu durumun davacının evlilik birliğine rızasının bulunduğu anlamına gelmeyeceği değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli cinsel saldırı suçlarından mahkumiyetlerine ilişkin yerel mahkeme kararının Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından onanmasına yapılan itirazın kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin soruşturma aşamasındaki beyanlarının diğer delillerle uyumlu olması, sonradan şikayetinden vazgeçmesinin bağışlama olarak nitelendirilmesi ve ruh sağlığının bozulduğuna dair raporun gerekçeli olması gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek yerel mahkeme kararının onanması uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Nitelikli cinsel saldırı suçuna iştirak eden sanıkların eylemlerinin müşterek faillik mi yoksa yardım suçuna mı uyduğu ve bir sanığın suça iştirak edip etmediği hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararına karşı verdiği kararın yeni hüküm niteliğinde olduğu ve direnme kararı sayılamayacağı gözetilerek dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanıkların mağdureyi zorla kaçırarak ırzına geçip geçmedikleri hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin beyanlarındaki çelişkiler, olay yeri tanıklarının beyanları, mağdurenin vücudunda zorlama bulgularının olmaması ve sanıkların suçlamaları reddetmeleri birlikte değerlendirildiğinde sanıkların eylemlerinin şüphe boyutunda kaldığı ve "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet hükmü ve Özel Daire onama kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların mağduru hürriyetinden yoksun bırakma eyleminin örgütsel saikle işlenip işlenmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların mağduru Kobani'ye götürme kastıyla hareket ettikleri ve mağdura yönelik sözlerinin örgütsel bağlantıyı gösterdiği, niteliği, işleniş biçimi ve tehlikenin ağırlığı itibarıyla eylemin örgüt üyeleri tarafından işlenebilecek nitelikte olduğu ve bu tür organizasyonların örgütsel yapı dışında değerlendirilemeyeceği gözetilerek sanıkların silahlı terör örgütüne üye olma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği halde, sanıklar aleyhine temyiz bulunmadığı gibi itirazın da lehe olduğu gözetilerek Özel Daire onama kararının isabetli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun sabit olup olmadığı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma kararına karşı verdiği direnme kararında, direnme gerekçelerini açıklamayıp ilk hükümdeki gerekçeleri tekrarlaması ve usulüne uygun direnme gerekçesi gösterilmemesi nedeniyle, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı nitelikli yağma ve suç işlemek amacıyla kurulmuş silahlı örgüte üye olma suçlarının sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde, hükme esas alınan iletişim tespit tutanaklarının içeriğinin ve sanığın örgüt liderine bağlılığını gösterdiği iddia edilen konuşma kısımlarının belirtilmemesi, atılı suçla ilgisi tartışılmayan iletişim kayıtlarının delil olarak kullanılması, teşhis tutanağı olmamasına rağmen teşhise atıfta bulunulması, delillerin ve sanığın savunmasının yeterli derecede tartışılmaması ve iletişim tespit tutanaklarının sanığa okunup savunmasının alınmaması suretiyle CMK’nın 209, 217 ve 230. maddelerine aykırı hareket edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması gibi eksiklikler nedeniyle, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.