Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zorunlu Davaya Katılma”
- Uyuşmazlık: Suç tarihinde 11 yaşında olan mağdureye CMK 234/2 uyarınca atanan zorunlu vekil ile mağdurenin kanuni temsilcisinin davaya katılma konusunda iradelerinin çelişmesi halinde hangisinin beyanına üstünlük tanınacağı ve bu bağlamda mağdurenin velisinin davaya katılmayı reddetmesi durumunda zorunlu vekilin temyiz hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma hakkının şahsa sıkı surette bağlı bir hak olduğu, ayırt etme gücü bulunmayan küçüğün bu hakkını kanuni temsilcisinin kullanabileceği, velinin açıkça temsil görevini kötüye kullanması hali dışında velinin iradesine üstünlük tanınması gerektiği ve somut olayda mağdurenin velisinin davaya katılmayı reddetmesi nedeniyle zorunlu vekilin temyiz hakkının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tarım ve Orman Bakanlığı'nın, 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu'na muhalefet suçundan açılan kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu'na muhalefet suçunda korunan hukuki yararın kamu sağlığı, mağdurun ise toplum olduğu, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın söz konusu suçtan doğrudan zarar görmediği ve davaya katılmasını öngören özel bir kanun hükmü de bulunmadığı gözetilerek, Bakanlığın davaya katılma ve temyiz hakkının olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasına ilişkin Yargıtay 14. Ceza Dairesi kararı üzerine yapılan itirazın incelenmesinde, 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilmesinin ve davaya katılmasının zorunlu olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi, Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri ile uluslararası sözleşmeler gözetilerek, Bakanlığın çocuklara yönelik şiddet suçlarıyla ilgili davalardan haberdar edilmesinin ve davaya katılmasının zorunlu olduğu, Bakanlığın bu davalarda taraf sıfatıyla yasal haklarını kullanabilmesi için yerel mahkeme kararının Bakanlığa tebliğ edilmesi gerektiği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilerek, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma kararı kaldırılmış ve dosya tevdi kararının verilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun cinsel istismarı suçundan sanığın ceza ehliyetinin araştırılmasına gerek olup olmadığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılıp katılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın çocukların cinsel istismarı davalarına katılabilme hakkı bulunduğu, Bakanlığın bu davadan haberdar edilmemiş olmasının ve Bakanlığa gerekçeli karar tebliğ edilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğu, bu eksikliğin giderilmesi ve Bakanlığın da temyiz hakkını kullanabilmesi için dosyanın Yargıtay 14. Ceza Dairesine tevdi edilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, tutuklu yakınını başka bir cezaevine nakletmesi karşılığında rüşvet aldığı iddiasıyla yargılandığı davada, beraat kararının temyiz edilmesi üzerine, Adalet Bakanlığının davaya katılma ve temyiz hakkının bulunup bulunmadığı, cezaevindeki telefon görüşmelerinin hukuka uygun delil olup olmadığı ve sanığın beraatinin yerinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Adalet Bakanlığının rüşvet suçundan davaya katılma ve temyiz hakkı olmadığı, cezaevindeki telefon görüşme kayıtlarının hukuka uygun delil olduğu ve sanığın tutuklunun naklinde usulsüzlük yapmadığı, aracı piyasa değerine yakın bir fiyata aldığı ve rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin beraat kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Suç tarihinde 15 yaşını bitirmiş olup 18 yaşını doldurmamış, kovuşturma aşamasında ise 18 yaşını doldurmuş mağdurun soruşturma aşamasında şikayetçi olduğu halde kovuşturma aşamasında beyanı alınamadığı ve katılma hususu kendisine sorulmadığı davada, CMK'nın 234. maddesi uyarınca atanan vekilin temyiz hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılmanın şahsa sıkı surette bağlı haklardan olması, suç tarihinde 15 yaşından büyük çocukların ceza muhakemesinde davaya katılma bakımından ayırt etme gücüne sahip olmaları, davaya katılma veya katılmamanın sonuçlarını algılayabilecek durumda olan mağdurun kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçmesi ve usulüne uygun şekilde davaya katılmaması gözetilerek, CMK'nın 234. maddesi uyarınca atanan vekilin temyiz hakkı olmadığı ve ilk bozma kararının kaldırılarak beraat hükmünün onanması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Akıl hastası mağdura atanan kanuni temsilcinin davaya katılmayı reddetmesi durumunda, CMK 234/2 uyarınca atanan zorunlu vekilin temyiz hakkı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olan davaya katılma hakkının kullanımı konusunda akıl hastası mağdurun iradesinin geçerli olmadığı, bu hakkın kanuni temsilcisi tarafından kullanılacağı, CMK m.260/1 ve m.261 uyarınca da mağdur vekilinin temyiz hakkının mağdurun davaya katılmasına bağlı olduğu ve bu hususta kanuni temsilcinin iradesinin belirleyici olduğu gözetilerek, zorunlu vekilin temyiz talebinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda, mağdurun ruh sağlığının bozulmasına ilişkin raporun hangi tarih esas alınarak düzenlenmesi gerektiği ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın davaya katılıp katılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna dair raporun düzenlenmesi için öngörülen 6 aylık sürenin, zincirleme suçlarda son eylem tarihinden itibaren başlaması gerektiği ve Bakanlığın davaya katılma hakkının bulunmasına rağmen, mevcut yargılamada katılan vekillerinin temyiz hakkını kullanarak etkin bir denetim sağladıkları gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı, iştirak hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, cezanın belirlenmesinde dayanak alınan gerekçenin kanuna uygunluğu ve TMSF’nin davaya katılma hakkının olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, şirketin çıkarlarına aykırı hareket ederek başkasına ait ve belirli bir amaçla zilyetliklerinde bulunan mal üzerinde, devrin amacı dışında tasarrufta bulunarak veya bu devir olgusunu inkâr ederek, şirket zarara uğratmaları nedeniyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmalarına, iştirak hükümlerinin doğru uygulanması, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmasında gösterilen gerekçelerin yeterliliği ve TMSF'nin davaya katılma hakkı bulunması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığı ve 6284 sayılı Kanun uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sanık hakkında açılan kamu davasından haberdar edilip davaya katılmasının zorunlu olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun'un 20/2. maddesi ve Anayasa'nın 36. ve 40. maddeleri gözetilerek, Bakanlığın davaya katılma hakkının bulunduğu ve bu hakkın kullanılabilmesi için Bakanlığın davadan haberdar edilmesinin zorunlu olduğu, ancak bu eksikliğin hükmün bozulmasını gerektirmediği, bunun yerine Bakanlığa kararların tebliğ edilerek yasal temyiz süresinin başlatılması gerektiği değerlendirilerek dosyanın yerel mahkemeye tevdiine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6284 sayılı Kanun uyarınca katılma hakkı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın, yerel mahkemece duruşmaya çağrılmaması nedeniyle temyiz aşamasında katılma talebinde bulunması üzerine, Yargıtay'ın bu talebi kabul edip esastan inceleme yapmasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesinin, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen katılma taleplerinin temyiz aşamasında kabulüne imkan tanımadığı, ancak Bakanlığın duruşmadan haberdar edilmemesinin katılma ve diğer haklarını kullanmasını engellediğinden bozma kararının yerinde olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Cinsel taciz suçundan sanığın beraatine ilişkin karara karşı mağdurun eşi tarafından yapılan temyiz başvurusunun, eşin davaya katılma ve temyiz yetkisinin bulunup bulunmadığı noktasında.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun eşinin suçtan doğrudan zarar görmediği, dolaylı olarak etkilendiği, 5271 sayılı CMK'nın 237/1. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunanların "mağdur, suçtan zarar gören ve malen sorumlu olanlar" ile sınırlı olduğu ve bu kapsamda eşin davaya katılma ve temyiz yetkisinin olmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.