Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zorunlu Müdafi Ücreti”
- Uyuşmazlık: Hakkında beraat kararı verilen ve CMK gereğince atanan zorunlu müdafii ile temsil edilen sanık veya mahkumiyet halinde CMK gereğince atanan zorunlu mağdur vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretinin hükmedilip hükmedilemeyeceği hususunda bölge adliye mahkemesi ceza daireleri arasında oluşan içtihat farklılığı.
Gerekçe ve Sonuç: Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesine dayanılarak Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlandığı, ancak CMK ve ilgili mevzuatta Türkiye Barolar Birliği'ne zorunlu müdafi veya vekil ücretlerine ilişkin düzenleme yetkisi veren açık bir hüküm bulunmadığı gözetilerek, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 14/1 ve 14/4. maddelerinde belirlenen hususların CMK gereğince atanan zorunlu müdafi veya vekil ücretlerine uygulanamayacağına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakkında beraat kararı verilen ve CMK gereğince atanan zorunlu müdafii ile temsil edilen sanık lehine ya da mahkumiyet durumunda CMK gereğince atanan zorunlu mağdur vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretinin hükmedilip hükmedilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, vekalet sözleşmesine dayalı avukatlık faaliyetleri kapsamında uygulanmak üzere Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlandığı, CMK’da Türkiye Barolar Birliğine zorunlu müdafi veya vekil ücretlerine ilişkin düzenleme yapma yetkisi veren bir hüküm bulunmadığı gözetilerek, zorunlu müdafi veya vekil ücretlerinin AAÜT ile belirlenemeyeceğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların bir ahırdan hayvan çalması eyleminin TCK'nın 142/2-g mi, yoksa 142/1-b maddesi kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği, sanıklar açısından suçun sabit olup olmadığı, bir sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulanmamasının isabetli olup olmadığı ve reşit olmayan sanıklara atanan zorunlu müdafi ücretlerinin yargılama giderlerine dahil edilip sanıklardan tahsil edilmesinin mümkün olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: İhbar dışında sanıkları suçla ilişkilendiren herhangi bir delil bulunmadığı, ahırın konut eklentisi sayılması gerektiği, sanık ... hakkında takdiri indirim uygulanmaması için yeterli gerekçe sunulmadığı ve reşit olmayan sanıklara atanan zorunlu müdafi ücretlerinin AİHS ve Anayasa'nın 90/5. maddesi uyarınca sanıklara yüklenemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs mü yoksa kasten yaralama mı oluşturduğu, zorunlu müdafi ve vekil ücretlerinin sanıktan tahsil edilip edilemeyeceği ve TCK'nın 53. maddesinin iptal edilen hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında yerel mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın çocuğunu öldürmeye elverişli bıçakla hayati bölgelerden yaralaması, olay öncesi ve sonrasındaki davranışları ile ilk savunmasındaki öldürme kastını açıklaması birlikte değerlendirildiğinde eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu, ayrıca sanığın mali imkânlardan yoksun olması ve AİHS’nin 6/3-c maddesi gözetildiğinde zorunlu müdafi ve vekil ücretlerinin sanıktan tahsil edilemeyeceği ve son olarak Anayasa Mahkemesinin TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal etmesi nedeniyle hükmün bu yönüyle de yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin kasten yaralama mı yoksa TCK'nın 37. maddesi delaletiyle kasten öldürme suçunu mu oluşturduğu ve zorunlu müdafi ücretinin sanıktan tahsil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, maktulü arkadaşıyla birlikte dövdükten sonra bıçakla yaraladığı, maktulün sonrasında aldığı başka bir bıçak darbesiyle öldüğü olayda, sanığın eyleminin TCK'nın 37. maddesi kapsamında kasten öldürme suçunu oluşturduğu ve AİHS 6/3-c maddesi uyarınca sanığın maddi imkânlarının yetersizliği nedeniyle zorunlu müdafi ücretinin sanıktan tahsil edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Avukat tutacak mali imkanı bulunmadığı anlaşılan sanıklara CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak atanan müdafilere ödenen ücretin, mahkûmiyet hükmü ile birlikte yargılama giderlerine dahil edilerek sanıklardan tahsiline karar verilmesinin AİHS’nin 6/3-c maddesine aykırılığı.
Gerekçe ve Sonuç: Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla iç hukuk kuralları çatıştığında milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınması gerektiği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesi uyarınca avukat tutacak mali imkanı bulunmayan sanıkların ücretsiz olarak avukat yardımından yararlanması gerektiği ve sanıkların avukat tutacak mali imkanlardan yoksun olduğunun anlaşıldığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün yargılama giderleri yönünden bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden yargılama giderlerine ilişkin hatalı uygulamanın giderilmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Görevi kötüye kullanma suçundan beraat eden sanık lehine, yargılama aşamasında vekâletname sunulmaması nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yargılama giderlerine ilişkin hükümleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve içtihatlar gözetilerek, beraat eden sanık lehine vekâlet ücretine hükmedilebilmesi için yargılamaya vekâletnamenin sunulması gerektiği, vekâletnamenin avukat-müvekkil ilişkisinin ispatı ve kötüye kullanımın önlenmesi açısından önem taşıdığı, bu nedenle yargılama aşamasında vekâletname sunulmaması ve süre talep edilmemesi karşısında beraat eden sanık lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa zorunlu olarak atanan müdafiye ödenen ücretin mahkûmiyet hükmü ile birlikte yargılama giderlerine dâhil edilerek sanıktan tahsiline karar verilmesinin AİHS’nin 6. maddesine aykırı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın Yargıtay incelemesi sırasında öldüğünün tespit edilmesi üzerine, ölümün kamu davasını düşüren bir neden olması ve bu hususun öncelikle değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemede ölümle ilgili araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi için hüküm bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kasten öldürme suçundan yargılanan sanık hakkında, zorunlu müdafinin karar duruşmasında hazır bulunmaması nedeniyle verilen mahkûmiyet hükmünün savunma hakkını ihlal edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 188/1. ve 289/1-e maddeleri uyarınca, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda zorunlu müdafinin duruşmada hazır bulunmasının yasal bir zorunluluk olduğu, sanık müdafisinin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmaması halinde yeni bir müdafi görevlendirilmesi veya duruşmanın ertelenmesi gerektiği, aksi halde savunma hakkının ihlal edileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen hükmü temyiz eden avukatın bu işleme yetkili olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kolluktaki ifadesinden itibaren yargılama sürecinin çeşitli aşamalarında avukatın hazır bulunması, sanığın avukat ile savunulmaktan vazgeçmediğinin anlaşılması ve mahkemenin de bu durumu kabul ederek gerekçeli kararı avukata tebliğ etmesi nedeniyle, avukatın sanık müdafii sıfatını koruduğu ve temyize yetkili olduğu gözetilerek Özel Dairenin 'red' kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.