Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zorunlu Sigortalılık Tescili”
- Uyuşmazlık: 27.11.2000 tarihinde 506 sayılı Kanun'a tabi sigortalılığı başlayan davacının, 1.9.1989-30.11.1989 tarihleri arasındaki vergi kaydına istinaden 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1989 olarak tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 4.10.2000 tarihinden önce 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık tescili ve prim ödemesi bulunmadığı ve 27.11.2000 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun'a tabi zorunlu sigortalı olduğu gözetilerek, 1479 sayılı Kanun'un 4956 sayılı Kanun ile eklenen geçici 18. maddesi kapsamında geriye dönük sigortalılık tesciline olanak bulunmadığından direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 11.03.1981 tarihini sigorta başlangıç tarihi olarak kabul ederek 1479 sayılı Kanun'dan yararlanma ve emeklilik hakkı tespiti talebinde bulunması üzerine, davalı Kurum'un hukuki yarar ve tescil sürelerine aykırılık iddiasıyla açılan tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı tespiti talebinde hukuki yararının bulunmadığı, hâkimin HMK’nın 31. maddesi gereğince davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının talebini açıklığa kavuşturması gerektiği, ayrıca 1479 ve 5510 sayılı Kanunlarda belirtilen tescil sürelerine uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İsteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakışması durumunda hangisinin geçerli olacağı ve son yedi yıllık fiili hizmet süresinin hesabında isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin dikkate alınıp alınmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin direnme kararında, Özel Daire'nin bozma kararına karşı yeterli ve detaylı hukuki gerekçe sunulmaması ve usulüne uygun bir gerekçe içermemesi nedeniyle, direnme kararı HUMK'nun 429. maddesi gereğince usulden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken aynı zamanda 506 veya 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olan kişinin, bu sigortalılıkları makul süreyi aştıktan sonra yeniden tescil başvurusu, prim ödemesi veya ürün teslimatı olmaksızın, devam eden tarımsal faaliyetine dayanarak Tarım Bağ-Kur sigortalılığının kendiliğinden başladığının kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 2926 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca diğer kanunlar kapsamında zorunlu sigortalılık makul süreyi aştığında tarımsal faaliyete son verildiği kabul edilerek Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği ve yeniden başlaması için tescil başvurusu, prim ödemesi veya prim tevkifatı gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tarım sigortalılığından sonra zorunlu sigortalılığı bulunmayan davacının isteğe bağlı sigortalılık başvurusunun geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 85. maddesi uyarınca isteğe bağlı sigortalılık için başvurudan önce 506 sayılı Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil şartı aranması ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamındaki sigortalılığın bu şarta karşılık gelmemesi gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında sigortalı olup 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescili bulunmayan davacının, 506 sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalılığına geçerlilik tanınıp tanınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 2925 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığa denk sayılamayacağı, 506 sayılı Kanunun 85. maddesinde aranan isteğe bağlı sigortalılık için gerekli olan zorunlu sigortalılık tescil şartının 2925 sayılı Kanuna göre yapılan tescille sağlanamayacağı ve 2925 sayılı Kanunun 39. maddesinde 506 sayılı Kanunun 85. maddesine atıf yapılmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 01.10.2008 tarihinden önceki süreler için 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca 01.10.2008 tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıt ve tescili bulunmayanların sigortalılıkları 01.10.2008 tarihinden başlatılacağı, davacının da bu tarihten önce Kurum'a kayıt ve tescilinin olmadığı ve borçlanma talebinde bulunmadığı gözetilerek, geriye dönük sigortalılığının tespitine imkan bulunmadığından yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, SSK sigortalılığı sona erdikten sonra, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devam edip etmediğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının SSK sigortalılığı sona erdikten sonra Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devamı için gerekli başvuruyu yapmadığı, prim ödemediği veya ürün teslimatı gerçekleştirmediği, dolayısıyla zorunlu sigortalılık sona erdikten sonra sigortalılık iradesini ortaya koyacak bir eylemde bulunmadığı gözetilerek, mahkemenin davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devam ettiğine dair kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 04.10.2000 tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıt ve tescili bulunmayan davacının, vergi ve oda kaydına istinaden 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesinde belirtilen süre içinde borçlanma hakkını kullanmayan davacının, vergi kaydı bulunan geçmiş dönemleri borçlanarak sigortalılığının tespitine yasal olanak bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özel kuruluşlara ürün teslimi sırasında tevkifat yoluyla kesilen Bağ-Kur priminin Kurum hesabına intikal etmediği durumlarda, sigortalılık tescili ve geçmişe yönelik Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Özel kuruluşlara yapılan ürün teslimlerinde, tevkifat yoluyla kesilen primlerin Kurum hesabına intikal etmemiş olması, sigortalının sorumluluğunda olmadığı ve bu durumun tescile engel teşkil etmeyeceği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.