Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İnfaz Kurumuna Yasak Eşya Sokma”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sanığın ceza infaz kurumuna soktuğu uyuşturucu maddenin miktarı ve eylemin niteliği gözetilerek hangi suçtan ve ne miktarda ceza ile cezalandırılması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıktan ele geçirilen uyuşturucu maddenin az miktarda olması ve ticarete yönelik emare bulunmaması nedeniyle uyuşturucu ticareti suçundan beraatine, ancak maddenin ceza infaz kurumuna sokulması fiilinin TCK'nın 297/1. maddesinde düzenlenen “infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma” suçunu oluşturduğu, ancak yerel mahkemece temel cezanın alt sınırdan uzaklaştırılmasına dair gerekçenin yetersiz olması gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevinde bulunduğu sırada idrarında uyuşturucu madde tespit edilmesi nedeniyle, infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın cezaevinde uyuşturucu kullandığını kabul etmesi, Adli Tıp Kurumu raporuna göre esrar kullanımının idrarda en fazla üç hafta içinde tespit edilebilmesi ve sanığın izin dönüşü ile test tarihi arasında uzun süre geçmiş olması, uyuşturucunun cezaevinde kullanıldığını gösterdiğinden, kullanım için dahi olsa maddenin cezaevine sokulmuş veya bulundurulmuş olması gerektiği değerlendirilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevinde bulunduğu sırada idrarında uyuşturucu madde tespit edilmesi nedeniyle TCK'nın 297/1-2. cümlesi uyarınca infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan cezalandırılmasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkta uyuşturucu maddenin tespit edilmesi ile cezaevinde uyuşturucu madde kullandığının sabit olduğu, kullanım için maddenin cezaevi içine sokulmuş veya orada bulundurulmuş olmasının zorunlu olduğu ve bu nedenle eylemin TCK'nın 297/1. maddesindeki seçimlik hareketlerden "bulundurma" fiilini de içerdiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır. - Uyuşmazlık: Cezaevine girişi sırasında üzerinde uyuşturucu madde bulunan sanığın eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu mu yoksa cezaevine yasak eşya sokma suçu mu oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, cezaevine girerken üzerinin aranacağını bildiği halde uyuşturucu maddeyi özellikle saklayarak içeri sokmaya çalışmasının ve bu maddenin aynı zamanda uyuşturucu kullanma araçlarıyla birlikte ele geçirilmesinin cezaevine yasak eşya sokma suçunu oluşturduğu gözetilerek, sanığın eyleminin TCK'nın 297/1. maddesinde düzenlenen infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmaya teşebbüs suçunu oluşturduğuna ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında isnat edilen infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçunun sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın suçu işlediğine dair diğer sanık beyanları dışında kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, bu beyanların da diğer tanık ifadeleriyle çeliştiği ve sanığın suçlamayı reddettiği gözetilerek, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Suç tarihinde aktif olmayan ve başkası adına kayıtlı bir sim kartın ceza infaz kurumuna gönderilmesi eyleminin, infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sim kartın suç tarihinde aktif olmasa dahi operatör uygulamalarına göre talep üzerine yeniden aktif hale getirilebilecek olması ve infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunun bir tehlike suçu olması gözetilerek, yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü ile Özel Daire’nin düzeltilerek onama kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İnfaz koruma memuru olan sanığın ceza infaz kurumuna uyuşturucu madde sokması nedeniyle, fikri içtima hükümleri uyarınca uyuşturucu madde ticareti suçundan cezalandırılmasında TCK'nın 297/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın işlediği fiilin hem infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunu hem de uyuşturucu madde ticareti suçunu oluşturduğu, fikri içtima hükümleri gereği daha ağır cezayı gerektiren uyuşturucu madde ticareti suçundan dolayı temel cezanın belirlendiği, TCK'nın 297/1 maddesinin ikinci cümlesi uyarınca temel cezanın yarı oranında artırıldığı ve sanığın infaz koruma memuru olması nedeniyle de TCK'nın 297/3 maddesi uyarınca bir kat artırım yapılmasının hukuka uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevine uyuşturucu sokma eyleminin, uyuşturucu ticareti yapma suçundan beraatine ve infaz kurumuna yasak eşya sokma suçundan mahkûmiyetine neden olan hükümde, fiilin hukuki nitelendirilmesinde hata yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın tek bir fiili ile hem uyuşturucu madde nakletme suçu hem de infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunun teşebbüsünü oluşturduğu, bu nedenle TCK'nın 44. maddesindeki fikri içtima hükmü gereğince en ağır cezayı öngören uyuşturucu madde nakletme suçundan cezalandırılması gerekirken, fiilin iki ayrı suç olarak değerlendirilerek beraat ve mahkûmiyet kararlarının birlikte verilmesi suretiyle CMK'nın 225. maddesine aykırı davranıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, cezaevinde iken idrarında uyuşturucu madde tespit edilmesi nedeniyle, infaz kurumuna yasak eşya sokma suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın cezaevi dışında uyuşturucu madde kullandığına dair savunmasını çürütecek delil bulunmaması ve idrarında uyuşturucu tespit edildiği tarih ile cezaevinden izinli çıktığı tarihin Adli Tıp raporundaki kalış süresine yakın olması göz önünde bulundurularak, sanığın infaz kurumuna yasak eşya soktuğuna dair yeterli delil olmadığı, ancak izinli çıktığı sırada uyuşturucu kullandığına dair ikrarı ve idrar test sonucu bir arada değerlendirildiğinde, eyleminin TCK 191/1'de düzenlenen kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, infaz kurumuna yasak eşya sokma suçuna teşebbüs eden ve kullanmak için uyuşturucu madde bulunduran başka bir sanığın suçunu ortaya çıkarması nedeniyle TCK'nın 192/3. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İnfaz kurumuna yasak eşya sokma suçu, TCK'nın 192/3. maddesinde sayılan suçlardan olmadığı, ayrıca sanığın ortaya çıkardığı suç ile kendi işlediği uyuşturucu ticareti yapma suçu arasında bir denklik ilişkisi veya sanığın ortaya çıkardığı suçun daha ağır nitelikte bir suç olmadığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinin uygulanması gerektiği yönündeki itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın cezaevine uyuşturucu sokma eyleminin hangi suçları oluşturduğu ve fikri içtima hükümlerinin nasıl uygulanacağı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin hem uyuşturucu ticareti yapma hem de infaz kurumuna yasak eşya sokma suçlarını oluşturduğu, fikri içtima hükümleri gereğince en ağır ceza olan uyuşturucu ticareti yapma suçundan cezalandırılması ve cezanın infaz kurumuna yasak eşya sokma suçu nedeniyle yarı oranında artırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin beraat kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.