Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İskân Kanunu”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: 2510 sayılı İskân Kanunu kapsamında hak sahipliği iptal edilen davalıların, 5543 sayılı İskân Kanunu'nun geçici 7/3. maddesi uyarınca hak sahipliklerinin devam edip etmediği ve buna bağlı olarak tapu iptali ve tescil davasının reddinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5543 sayılı İskân Kanunu'nun geçici 7/3. maddesinin, 2510 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi olanların hak sahipliklerini herhangi bir koşul aranmaksızın devam ettirdiğini ve davalıların hak sahipliğinin iptal kararından sonra yürürlüğe giren bu düzenleme ile korunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İskânlı göçmenlere tahsis edilen taşınmazların Hazine adına tescil edilmiş olması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davası.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların tahsis tarihinden önce Hazine adına tespit ve tescil edilmiş olması, davacıların mirasbırakana yapılan temlik işleminin hukuki sonuç doğurmaması ve davacıların ihlal edilmiş bir haklarının bulunmaması gözetilerek, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, önceden orman olan ve 2B arazisi olarak orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2510 sayılı İskan Kanunu'na göre orman arazilerinin iskana konu edilemeyeceği, Anayasa'nın 169. maddesi gereğince ormanların daraltılamayacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilen hükümleri dışında kalan kısımlarının da 5304 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırıldığı gözetilerek, önceden orman olan taşınmazın tapu kaydı ve zilyetlikle özel mülkiyete konu olamayacağına ve davacı adına tesciline karar verilemeyeceğine dair bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşen orman sınırları içerisinde bulunan ve 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili talebiyle açılan davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan direnmenin hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Orman sınırları içindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağı, kesinleşen devlet ormanı sınırları içinde bulunan taşınmaz hakkında 2510 sayılı Yasaya göre oluşturulan tapu kaydının hukuki değerinin bulunmadığı ve Anayasa Mahkemesinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 45. maddesini iptal kararının uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 2510 sayılı İskân Kanunu'na göre hak sahibi olup, sonradan hak sahipliği iptal edilen kişilerin, 5543 sayılı İskân Kanunu'nun geçici 7/3. maddesi kapsamında hak sahipliklerinin devam edip etmediği ve davalıların tapu iptali ve tescil davasının reddinin gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5543 sayılı İskân Kanunu'nun geçici 7/3. maddesinin, hak sahipliği daha önce iptal edilmiş kişileri kapsamadığı, davalıların hak sahipliğinin iptal edilmesiyle tescilin dayanağının ortadan kalktığı, ancak 2510 sayılı İskân Kanunu'na göre hak sahipliğinin iptali halinde taşınmazın bedelinin tahsil edileceğinin öngörüldüğü gözetilerek, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İptal edilen iskan hak sahipliğine dayalı tapunun iptali ve tescil davasında, 5543 sayılı İskân Kanunu'nun geçici 7/3. maddesinin uygulanabilirliği ve 2510 sayılı İskân Kanunu'na göre hak sahipliğinin iptali halinde tapu iptali için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5543 sayılı İskân Kanunu'nun Geçici 7/3. maddesinin, hak sahipliği daha önce iptal edilmiş olanları kapsamadığı ve 2510 sayılı İskân Kanunu'na göre hak sahipliğinin iptali halinde, idarenin tapuyu geri alma yetkisinin bulunmadığı, taşınmazın bedelinin tahsilinin öngörüldüğü gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mülga 2510 sayılı İskân Kanunu uyarınca hak sahibi olup, daha sonra hak sahipliği iptal edilen davalıların, 5543 sayılı İskân Kanunu'na eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca mülkiyet haklarının devam edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 5543 sayılı İskân Kanunu'na eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasının, mülga 2510 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi olanların hak sahipliklerini herhangi bir koşul aranmaksızın devam ettirdiğini açıkça belirtmesi ve bu düzenlemeyle kanun koyucunun uyuşmazlığı gidermesi gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, su altında kalan tarım arazileri karşılığında kendisine devredilen konut ve işletme binası için 2510 sayılı İskân Kanunu'nun ek 22. maddesi uyarınca yapılan borçlandırmanın, idarenin ancak yapının maliyet bedeli üzerinden borçlandırma yapabileceği hükmüne aykırı olarak fazla hesaplandığı iddiasıyla açılan menfi tespit davasında, yerel mahkemenin direnme kararının hukuki olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 2510 sayılı İskân Kanunu ve taraflar arasındaki sözleşmenin 14. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının sözleşmede yazılı bedeli ödemekle yükümlü olduğu ve bu bedelin yasal sınırları aştığı iddiasının dinlenebilir olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mülga 2510 sayılı İskân Kanunu'na göre hak sahibi olup, sonradan hak sahipliği iptal edilen kişiler hakkında, 5543 sayılı İskân Kanunu'na sonradan eklenen geçici 7/3. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanacaksa bu kişilerin mülkiyet haklarının devam edip etmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskân Kanunu'na eklenen geçici 7/3. maddenin, 2510 sayılı Kanun'a göre hak sahibi olanların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam edeceğini düzenlediği, davalıların hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce verilmiş olsa dahi, hükmün amacının 2510 sayılı Kanun'a göre hak sahibi olanların haklarını korumak olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mülga 2510 sayılı İskân Kanunu'na göre hak sahibi olanların hak sahipliklerinin daha sonra iptal edilmesi üzerine, 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskân Kanunu'na eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağı ve bu bağlamda tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskân Kanunu’na eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasının, mülga 2510 sayılı Kanun’a göre hak sahibi olup da sonradan hak sahipliği iptal edilenleri de kapsadığı, bu düzenleme ile hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam edeceğinin öngörüldüğü ve bu nedenle tapu kaydının yolsuz hale geldiğinden bahsedilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mülga 2510 sayılı İskân Kanunu'na göre hak sahibi olup sonradan hak sahipliği iptal edilen davalıların, 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskân Kanunu’na eklenen geçici 7. maddenin üçüncü fıkrası hükmünden yararlanıp yararlanamayacağı, yararlanamamaları halinde taşınmazın tapu kaydının iptal edilip Hazine adına tescil edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskân Kanunu’na eklenen geçici 7. maddenin üçüncü fıkrasındaki "Mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder" hükmünün, 2510 sayılı Kanun’a göre hak sahibi olanların hukuki durumunu korumayı amaçladığı ve bu nedenle davalıların hak sahipliğinin devam ettiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.