Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Şirket Müdürü”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Şirket müdürünün görevi kötüye kullanması nedeniyle oluşan zarara ilişkin tazminat davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, şirket müdürünün yetkilerini kötüye kullanması sebebiyle oluşan zarara ilişkin bir tazminat talebi olması ve bu nedenle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesi kapsamında mutlak ticari dava niteliğinde bulunması gözetilerek asliye hukuk mahkemesi yerine asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin işsizlik sigortası primi ve gecikme zammı borcundan, şirket müdürünün sorumluluğunun kapsamı ve hesaplanması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uymak yerine, esinlenerek yeni bir hüküm kurması ve direnme kararının şartlarını taşımaması nedeniyle dosyanın, Özel Daire tarafından incelenmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirkete isnat edilen haksız rekabet eylemi nedeniyle davalı şirkette ticari vekil olan davalı ile davalı şirket yetkilisinin TMK’nın 50/3. maddesi gereğince kişisel sorumluluklarının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin organı gibi hareket eden ticari vekil ile şirket müdürünün, haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle TMK'nın 50. maddesi gereğince kişisel sorumluluklarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Şirket müdürünün, şirketin sigorta prim borçlarından dolayı, şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmadığı ve asıl borçlu şirkete karşı takibin semeresiz kalması halinde, müdüre karşı takibe geçilip geçilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hem 506 sayılı Kanun'un 80. maddesi hem de 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesi uyarınca, şirket müdürünün, şirketin prim borçlarından dolayı Kuruma karşı işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, bu nedenle davacıya ayrıca ödeme emri gönderilmesine gerek olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Devredilen işyerinin eski işverenine ait sigorta prim borçlarından, limited şirket ortaklarının ve müdürlerinin sorumluluk oranlarının belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca, limited şirket ortaklarının sermaye hisseleri oranında, müdürlerin ise kanuni temsilci sıfatıyla Kuruma karşı mal varlıklarıyla sorumlu oldukları gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, eski şirket müdürünün davalıya yaptığı taşınmaz satışlarının muvazaalı olduğu iddiasıyla açtığı tapu iptal ve tescil davasında, muvazaa iddiasının ispatı için gerekli delil türünün ne olduğuna ve davacı şirketin taraf sıfatıyla mı yoksa üçüncü kişi sıfatıyla mı muvazaayı ileri sürdüğüne ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, taşınmaz satışlarında taraf konumunda olduğu ve resmi yazılı şekle tabi bir sözleşmenin muvazaalı olduğunun iddia edilmesi halinde, 6100 sayılı HMK'nın 201. maddesi uyarınca yazılı delil ile ispat zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin sahip olduğu tek taşınmazın devrinin şirketin varlığını sona erdirecek nitelikte olup olmadığı ve bu devir işleminin geçerliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin tek malvarlığı olan taşınmazın devrinin, şirketin fiilen tasfiyesine yol açacak nitelikte önemli bir malvarlığı devri olduğu, limited şirket müdürünün bu devir için ortaklar kurulu kararı almaksızın yetkisini aştığı ve bu nedenle devrin batıl olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Şirket ortağı tarafından, şirket müdürünün azli talebiyle açılan davada, davacının dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 630. maddesinin ikinci fıkrası gereğince şirket müdürünün azlini isteme konusunda aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı dava şartı yokluğundan usulden reddetme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Limited şirket müdürünün, şirketin zarara uğramasına sebep olacak eylemleri nedeniyle sorumluluğunun belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin, 1086 sayılı Kanun'un 440. maddesinde sayılan karar düzeltme sebeplerinden hiçbirini içermemesi gözetilerek reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Şirket müdürünün kötü yönetimi nedeniyle şirkete verdiği zarardan sorumlu olup olmadığına ilişkin tazminat davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin, 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesinde sayılan karar düzeltme sebeplerinden hiçbirini içermemesi gözetilerek reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Limited şirket müdürünün istifasının ticaret siciline tescil ve ilanı talebiyle açtığı davanın husumet yönünden incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: İstifanın tescil ve ilanı talebinde bulunma hakkının limited şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ait olduğu, istifa eden müdürün bu kapsamda olmadığı ve şirketin organsız kalması halinde kayyım atanması yoluna başvurması gerektiği gözetilerek, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Şirket müdürünün özen yükümlülüğüne aykırı davranarak şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla açılan tazminat davasında, müdürün sorumluluğunun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Şirketin defter kayıtlarındaki borçların büyük kısmının kredi ve faiz ödemelerinden kaynaklandığının tespit edilmiş olmasına rağmen, şirketin kredi kullanma ihtiyacı, kullanılan kredinin ihtiyaca uygunluğu ve kredinin nereye sarf edildiği hususlarının araştırılması gerektiği gözetilerek, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmayarak bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.