Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“6001 Sayılı Kanun”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma ilamında belirtilen gerekçeler (hizmet alımı yapılan işin 6001 sayılı Kanun’un mülga 4. maddesi kapsamında olması, idari ve teknik şartnamelerdeki düzenlemelerin asıl işverenin denetim yetkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve muvazaa iddiasını desteklemediği) gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı idare ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma ilamında, hizmet alımı yapılan işin 6001 sayılı Kanun'un mülga 4. maddesi kapsamında olduğu ve idari şartnamedeki düzenlemelerin idarenin denetim yetkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu durumun muvazaa varlığını göstermeyeceği belirtilerek, İlk Derece Mahkemesinin bu hususları gözeterek davanın reddine karar vermesi gerektiği vurgulanmış ve bu doğrultuda verilen karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı idarenin asıl işveren sıfatıyla toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiği talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın daha önceki bozma ilamında, hizmet alımı yapılan işin 6001 sayılı Kanun'un mülga 4. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olduğu, idari ve teknik şartnamelerde yer alan düzenlemelerin idarenin denetim yetkisi kapsamında kaldığı ve muvazaa iddiasını ispat için yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden, İlk Derece Mahkemesinin bozma kararına uygun olarak davanın reddine karar vermesinin isabetli olduğu gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı kurum arasında kurulan alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının davalı kurumun asıl işçisi sayılıp sayılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurumun, hizmet alımı yoluyla yaptığı işin 6001 sayılı Kanun'un mülga 4. maddesi ve ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211. maddesi kapsamında olması ve alt işverenin bağımsız işveren sıfatının bulunması gözetilerek, davalılar arasında usulüne uygun asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile taşeron firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasıyla, ilk işe giriş tarihinden itibaren Karayolları işçisi olarak kabul edilmesi ve toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaptığı işin niteliği, tanık beyanları, hizmet alım sözleşmeleri ve teknik şartnameler birlikte değerlendirildiğinde, davalı idarenin işlemlerinin asıl işveren sıfatı ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında olduğu gözetilerek, davacının temyiz talebinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı Kurum arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin ihale yoluyla alt işverene verdiği hizmetin, kanun maddesi kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olduğu, davalı idare işçilerinin benzer işlerde çalışmasının asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu göstermediği ve davalı kurumun muvazaya dayanak gösterilen işlemlerinin asıl işveren sıfatının tanıdığı haklar kapsamında yer aldığı gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı idare ile dava dışı şirket arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olup olmadığı ve muvazaa içerip içermediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı idare ile alt işveren arasında muvazaalı bir ilişki bulunmadığı, hizmet alım sözleşmelerinin ve teknik şartnamelerin hukuka uygun olduğu ve davacının alt işveren işçisi olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı ... ile dava dışı işverenler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi olup olmadığı ve dava konusu alacakların bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet alım sözleşmelerine konu işlerin 6001 sayılı Kanun'un mülga 4. maddesi ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211. maddesi uyarınca alt işverenlere gördürülebilmesi, muvazaa iddiasının ispatlanamaması ve davacının davalı kurumun toplu iş sözleşmesinden veya 6772 sayılı Kanun kapsamından yararlanamayacağı değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile taşeron firma arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin, taşeron firma çalışanları üzerindeki denetim yetkisinin, 6001 sayılı Kanun'un 4. maddesi kapsamında asıl işverene tanınan denetim ve müteselsil sorumluluktan kaynaklandığı, bu denetimin muvazaa karinesi oluşturmadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile taşeron firma arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Karayolları Genel Müdürlüğünün, hizmet alım sözleşmesine ilişkin idari ve teknik şartnamelerde yer alan yüklenicinin personel seçimi, işin görülme yöntemi, görev yerlerinin değiştirilmesi, yıllık izin kullanımı gibi hususlardaki düzenlemelerinin, asıl işverenin denetim yetkisi kapsamında olduğu ve salt bu yetkilerin kullanılmasının muvazaa için yeterli olmadığı gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile taşeron firma arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi mi yoksa muvazaalı bir ilişki mi olduğu hususunda tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Karayolları Genel Müdürlüğü'nün, taşeron firmaya verdiği işin 6001 sayılı Kanun'un 4. maddesi kapsamında hizmet alımı niteliğinde olduğu ve idari şartnamedeki düzenlemelerin müteselsil sorumluluk nedeniyle denetim yetkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ile taşeron firma arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin, hizmet alım sözleşmesine ilişkin idari ve teknik şartnamelerde yer alan yüklenicinin personel seçimi, işin görülme yöntemi, görev yerlerinin değiştirilmesi, izinlerin kullanımı gibi konularda sahip olduğu yetkilerin, asıl işverenin denetim hakkı kapsamında olduğu ve muvazaa karinesi oluşturmadığı gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.