Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Adli Para Cezasına Çevirme”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sanığın eşi olan mağduru kasten yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin verilen hükmün temyizi üzerine haksız tahrik indirimi uygulanıp uygulanmayacağı, mağdurun şikayetçi olmamasının hükmü etkileyip etkilemeyeceği, cezanın adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği ve ertelenip ertelenmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eşi olan mağduru darp ederek basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı olayda, mağdurdan sanığa yönelik bir haksızlık bulunmadığından haksız tahrik indirimi uygulanmasının yerinde olmadığı, eşler arasında meydana gelen kasten yaralama suçunda şikayet şartı aranmadığı, mağdurun şikayetinden vazgeçmesinin hükmü etkilemeyeceği, verilen cezanın kısa süreli hapis cezası olmaması sebebiyle adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olmadığı ve hükmün gerekçesinde belirtilen nedenlerle cezanın ertelenmesine de yer olmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan hükmedilen hapis cezasının TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmemesine ve TCK’nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin gösterilen gerekçenin yasal, yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sabıkasının silinmiş olması, yargılama sürecindeki olumlu davranışları ve pişmanlık duyup duymadığı hususunda yeterli değerlendirme yapılmadan cezanın ertelenmemesine ve adlî para cezasına çevrilmemesine dair gerekçenin yetersiz bulunması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan sanık hakkında verilen hapis cezasının miktarı ve bu cezanın adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin yerel mahkeme kararının isabetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kusurunun derecesi, suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gibi hususlar ile orantılılık ilkesi gözetilerek temel cezanın üst sınıra yakın belirlenmesinin isabetsiz olduğu, ayrıca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesine ilişkin gerekçenin kanuna aykırı ve yetersiz olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünde, sanığın kusurunun bulunup bulunmadığı ve hükmedilen hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmemesinde isabet bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, işveren sıfatıyla, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına aykırı davranarak işçilerin ölümüne sebebiyet veren olayda asli kusurlu olduğu, ayrıca sanığın mağdurların zararını gidermemiş olması ve pişmanlık duyduğuna dair bir davranışta bulunmaması gözetilerek yerel mahkemece verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesinde isabetsizlik bulunmadığına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme neden olma suçundan sanık hakkında verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilmeyeceği hususunda değerlendirme yapılıp yapılmayacağı ve temel ceza belirlenirken TCK’nın 61/1-(g) maddesindeki failin güttüğü amaç ve saikin dikkate alınıp alınmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Taksirli suçlarda verilen hapis cezasının TCK 50. madde uyarınca adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olduğu, sanık müdafiinin lehe olan hükümlerin uygulanması talebinin bu hususu da kapsadığı, bu nedenle yerel mahkemenin bu konuda bir değerlendirme yapmamasının hukuka aykırı olduğu, ayrıca taksirli suçlarda TCK 61/1-(g) maddesindeki failin güttüğü amaç ve saik ölçütünün dikkate alınamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yalnızca sanık lehine temyiz edilen adli para cezasına ilişkin hükmün bozulmasının ardından, yerel mahkemece verilen hapis cezası ve erteleme kararının, CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca "aleyhe bozma yasağı"nı ihlal edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Hapis cezasının adli para cezasından ağır bir yaptırım olmasına rağmen, sanığın değişen sosyal ve ekonomik durumu, lehe hükümler talebi ve kazanılmış hak ihlaline ilişkin bir itirazının olmaması gibi hususlar gözetilerek, yerel mahkemenin hapis cezası ve erteleme kararının CMUK 326/son maddesine aykırı olmadığı ve Özel Daire'nin onama kararının isabetli olduğu sonucuna varılarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: İddianamede tekerrür hükümlerinin uygulanması talep edilmeyen ve duruşmada sabıka kaydı okunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı, uygulanabilecekse ek savunma hakkı verilip verilmemesi gerektiği, tekerrür hükümleri gereği hapis cezasına hükmedilmesi halinde bu cezanın adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği ve hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilmesi halinde sanık hakkında hak yoksunluğuna karar verilmemiş olmasının bozma nedeni olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sabıka kaydının duruşmada okunması ve kabul etmesiyle tekerrür hükümlerinin uygulanması için ayrıca ek savunma hakkı verilmesine gerek olmadığı, tekerrür nedeniyle hapis cezası verilmesi halinde TCK 50/2 gereği adli para cezasına çevrilemeyeceği ve mahkumiyetin kanuni sonucu olan hak yoksunluğunun hükümde belirtilmese dahi kazanılmış hak kapsamında olmadığı ve infaz aşamasında gözetileceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması nedeniyle ek savunma hakkı verilip verilmemesi, tekerrür halinde seçimlik cezalardan hapis cezasına hükmedildikten sonra adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği ve sanık lehine aleyhe bozma yasağı olan TCK 53. maddedeki hak yoksunluklarının uygulanmamasının bozma nedeni olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sabıka kaydını kabul etmesi nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanması için ek savunma hakkı verilmesine gerek olmadığı, tekerrür halinde hapis cezasının kanuni zorunluluk olması nedeniyle adli para cezasına çevrilemeyeceği ve TCK 53. maddedeki hak yoksunluklarının mahkumiyetin kanuni sonucu olup infaz aşamasında gözetileceği için tek başına bozma nedeni yapılmayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sanık hakkında verilen hapis cezasının onanmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine; sanığın kusur oranına ilişkin bilirkişi raporları arasında çelişki bulunup bulunmadığı, temel cezanın alt sınırdan uzaklaştırılma gerekçesinin ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık oluşmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kusur tespitine ilişkin raporlar arasında çelişki bulunmadığı, alt sınırdan uzaklaşma gerekçesinin yeterli olduğu ve taksirli suçlarda hapis cezasının paraya çevrilmesinin mahkemenin takdir yetkisinde olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı reddedilerek Özel Daire onama kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yalnızca sanık lehine yapılan temyiz sonucu bozulan adli para cezası hükmünden sonra, sanığa hapis cezası verilmesinin ve bu cezanın ertelenmesinin CMUK m. 326/son'a aykırılık oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hapis cezasının adli para cezasından ağır olmasına rağmen, sanığın sosyal ve ekonomik durumu, suçun taksirli olması, savunmanın erteleme talebi ve kazanılmış hak ihlali iddiasında bulunulmaması gibi hususlar birlikte değerlendirilerek, hapis cezası verilmesinde ve ertelenmesinde CMUK m. 326/son'a aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taksirle öldürme suçundan verilen hapis cezasının TCK'nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği hususunda yerel mahkemenin gerekçesinde çelişki olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın duruşmadaki iyi halinin TCK'nın 62. maddesi kapsamında takdiri indirim sebebi olarak kabul edilip aynı zamanda TCK'nın 50. maddesinin uygulanmaması yönünde verilen gerekçenin dosya kapsamına uygun olmaması ve sanığın pişmanlık duymadığına dair tespitin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle bozma kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.