Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Alacağın Tahsili”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının, trafik kazasından kaynaklanan tazminat alacağını güvence altına almak amacıyla açtığı davada, davalıya ait aracın muvazaalı olarak devredildiği iddiasıyla açılan davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanıp onanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Aracın dava tarihinde davalı üzerinde kayıtlı olmadığı ve davacının isteminin aracın bedelinden tahsil yoluna dönüşmüş olduğu gözetilerek, davada taraf olması gereken kişinin eksikliği nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davanın, Borçlar Kanunu'nun muvazaa hükümlerine mi yoksa İcra ve İflas Kanunu'nun tasarrufun iptali hükümlerine mi göre açıldığı ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, dava dilekçesindeki talep, maddi olguların anlatımı ve davacının beyanları dikkate alındığında Borçlar Kanunu'ndaki muvazaa hükümlerine dayalı bir iptal davası olduğu, bu tür davalarda hak düşürücü süre uygulanmayacağı ve İcra ve İflas Kanunu'nun 283. maddesinin kıyasen uygulanarak taşınmazın haczi ve satışına karar verilebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların mağdurlara yönelik yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işledikleri iddiasına ilişkin yargılamada, eylemlerin TCK 150/1. maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, araçlarında oluşan hasarın bedelini tahsil etmek amacıyla mağdurları darp edip bankamatiğe götürerek paralarını almalarının TCK 150/1'deki "bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanma" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve mağdurların bankamatiğe götürülene kadar geçen sürede hürriyetlerinin kısıtlanmış olması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da oluştuğu gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün yağma suçundan dolayı bozulmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı yağma eyleminin suç tarihi itibarıyla 765 sayılı TCK'nun 308/2. maddesi kapsamında mı yoksa 5237 sayılı TCK’nun 150/1. maddesi kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ile mağdur arasında 5237 sayılı TCK'nun 150/1. maddesinin uygulanmasını gerektirecek bir hukuki ilişkinin ve 765 sayılı TCK'nun 308. maddesi anlamında sanığın kendisinin hak sahibi olduğunu düşündürecek bir alacağının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, mağdura yönelik nitelikli yağma ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümlerin bozulması talebiyle yapılan itirazın incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, suç örgütünün talebiyle mağduru tehdit ederek alacağı tahsil etmesi ve örgüt adına hareket ederek nitelikli yağma suçunu işlemesi, ayrıca alacaklı ile arasında akrabalık veya yakınlık bulunmaması nedeniyle TCK'nın 150. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu mu yoksa TCK’nun 150/1. maddesinde düzenlenen alacağını tahsil amacıyla cebir kullanma suçunu mu oluşturduğu ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eyleminin alacağın tahsili amacıyla işlenmediği, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluştuğu, ayrıca katılanın sanıklara karşı tahrik edici bir eyleminin bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin yağma suçunu mu yoksa hukuki bir alacağın tahsili amacıyla tehdit suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, alacağı miktarından bariz bir şekilde fazla olan aracı yağmalaması nedeniyle, TCK'nın 150/1. maddesinde düzenlenen, alacağın tahsili amacıyla cebir veya tehdit kullanılması halinde uygulanacak daha az cezayı gerektiren hükmün uygulanamayacağı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında nitelikli yağma suçundan mahkûmiyet hükmü kurulurken TCK'nun 150/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda eksik araştırma yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ile mağdur arasında hukuki bir ilişkiye dayalı alacak-verecek ilişkisinin bulunmadığı, sanığın mağdurdan zorla aldığı çeklerin karşılığının sanığın Hedef-1 İnşaat şirketinden olan alacağı olduğu iddiasının ispatlanamadığı, bu nedenle TCK'nun 150/1. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve dosya kapsamı itibariyle de eksik araştırma bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı yağma eyleminin TCK'nın 150/1. maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ile mağdur arasında hukuki bir ilişki bulunmasına rağmen, sanığın tahsil ettiği senetlerin toplam değerinin, alacak miktarından bariz bir şekilde fazla olması ve bu bağlamda alacağı ile orantılı olmaması nedeniyle TCK'nın 150/1. maddesinin uygulanamayacağı gözetilerek Özel Daire onama kararı onanmış ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında verilen nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, sanıkların hukuki ilişkiye dayanan bir alacağı tahsil amacıyla hareket ettikleri iddiasının yeterince incelenip incelenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık avukatların, tahsil cirosu ile devraldıkları senedin sahte olduğunu bilerek ve avukatlık sıfatlarının gerektirdiği özeni göstermeyerek icra takibi başlatmaları, ayrıca diğer sanıkların da senedin dayanağı olan sözleşme ve borç ilişkisine dair delil sunamamaları ve hayatın olağan akışına aykırı savunmalarda bulunmaları gözetilerek, sanıklar hakkındaki nitelikli dolandırıcılık mahkûmiyet kararının onanması, ancak usuli bir eksiklik nedeniyle sanık ... yönünden bozulması gerektiğine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile birlikte yağma suçu işleyen sanık hakkında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ek olarak tehdit suçundan da ayrıca hüküm kurulup kurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yağma suçunu işlemek için kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu araç suç olarak kullandığı, tehdit eyleminin yağma suçunun unsuru olduğu ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile yağma suçundan birinin diğerinin unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kesinleşen işçilik alacakları davası sonrasında, alacağın tahsili gecikmesi nedeniyle munzam zararın talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen işçilik alacakları davasında hükmedilen alacağın tahsil edilmemiş olması, ancak tahsile yönelik kararın bulunması nedeniyle, munzam zararın varlığı henüz sabit olmadığından, hukuki yarar yokluğu gözetilerek davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.