Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Asliye Ceza Mahkemesi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında eksik araştırmayla mahkûmiyet hükmü kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuk Koruma Kanunu'nun 17. maddesi gereği, çocuklarla yetişkinlerin birlikte işlediği suçlarda soruşturma ve kovuşturmanın ayrı yürütülmesi ve çocuk ağır ceza mahkemesi ile asliye ceza mahkemesindeki dosyaların birleştirilmesinin mümkün olmaması nedeniyle, asliye ceza mahkemesindeki dosyanın getirtilerek incelenmesi ve sanık ile diğer şüphelilerin beyanlarının tespit edilmesi gerektiği gözetilerek, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz görülmüş ve yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sulh ceza mahkemesince verilen bir hükmün temyiz incelemesi sırasında, sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması ve yetkilerinin asliye ceza mahkemelerine devredilmesi nedeniyle, Yargıtay'ın sadece suç nitelendirmesine ilişkin bozma yapması mı, yoksa görevsizlik kararı vererek dosyayı görevli mahkemeye göndermesi mi gerektiği hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 6545 sayılı Kanun ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırılıp yetkilerinin asliye ceza mahkemelerine devredilmesi ve Yargıtay'ın sadece görev nedeniyle bozma yapamayacağına dair düzenleme, sulh ceza mahkemelerinin görev alanına giren davalarla sınırlı olup, asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren ancak hatalı olarak sulh ceza mahkemesinde görülen davalarda uygulanmayacağı, bu nedenle somut olayda suçun nitelendirilmesi görevinin asliye ceza mahkemesinde olması nedeniyle dosyanın görevli mahkemeye tevdiine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararının "görevsizlik kararı" ibaresinin çıkarılıp yerine "dosyanın görevli mahkemeye tevdiinde zorunluluk bulunması" ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: O yer Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesi kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6217 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında asliye ceza mahkemeleri kararlarına karşı Cumhuriyet savcılarının temyiz süresine ilişkin açık bir düzenleme olmaması sebebiyle, 1412 sayılı CMUK’nun 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu kabul edildiğinden, bu süre geçtikten sonra yapılan temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan sanık hakkında açılan kamu davasında, asliye ceza mahkemesince yapılan yargılamada, sanığın eyleminin aynı kanunun farklı bir fıkrasında düzenlenen suçu oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilip dosyanın alt dereceli mahkemeye gönderilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK’nın 6. maddesi uyarınca duruşmada suçun hukuki niteliğinin değişmesi halinde görevsizlik kararı verilemeyeceği ve asliye ceza mahkemesinin esasına girdiği davada, sanığın eyleminin 6136 sayılı Kanunun 13/3. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek alt dereceli mahkemeye gönderilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne ve Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdureyi zorla öperken dilini ağzına sokmasının TCK’nın 103/2. maddesinde düzenlenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturup oluşturmadığı ve görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Failin mağdureyi zorla öperken dilini ağzına sokmasının vücuda organ sokulması niteliğinde olmadığı ve bu eylemin TCK’nın 103/2. maddesinde düzenlenen nitelikli cinsel istismar suçunu oluşturmadığı, ancak TCK’nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturup oluşturmadığının asliye ceza mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın evinde bulunan bir adet fişeğin 6136 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilerek beraatine karar verilmesi üzerine yapılan temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlamasından önce verilmiş kararlara ilişkin temyiz süresinin belirlenmesinde 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği, bu maddeye göre Cumhuriyet savcısının duruşmaya katılmadığı asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek, savcının temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından, CMK’nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün asliye ceza mahkemelerine hasredilmiş özel bir muhakeme usulü olması ve kanun koyucunun bu usulün uygulanıp uygulanmayacağını hakimin takdirine bırakması gözetilerek yerel mahkemenin basit yargılama usulü uygulamamasına ilişkin direnme kararının yerinde olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan verilen mahkûmiyet hükmünde basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün asliye ceza mahkemelerine hasredilmiş olması ve kanun koyucunun açık düzenlemesi gereğince ağır ceza mahkemelerinde uygulanmasının mümkün olmaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşundan önce duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesinin kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin faaliyete geçmesinden önce verilmiş kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, asliye ceza mahkemelerinde Cumhuriyet savcısının duruşmalara katılmadığı ve mülhakat asliye ceza mahkemeleri kararlarına ilişkin temyiz süresinin belirlenmesinde 1412 sayılı CMUK'nun 310/3. maddesinin kıyasen uygulanması gerektiği, bu durumda temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek Özel Daire kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 20.07.2016 tarihinden önce duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcısının asliye ceza mahkemesi hükmüne karşı yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasından önceki dönemde, duruşmalara katılmayan Cumhuriyet savcılarının asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin, 1412 sayılı CMUK'nın 310/3. maddesi kıyasen uygulanarak tefhim tarihinden itibaren bir ay olduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire kararı kaldırılmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.