Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ek Madde 6”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan bir yerin davacıya ait taşınmaza eklenmesi talebiyle açılan davanın temyiz edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değeri, temyiz tarihindeki kesinlik sınırının altında kaldığından ve 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı Yasa'nın 53. maddesi ile getirilen düzenlemenin, bu davaya uygulanmayacağı gözetilerek davalıların temyiz istemlerinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte temyiz incelemesine konu kararın değer itibariyle kesin olup olmadığı ve temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin faaliyete geçtiği tarih ile Kadastro Yasası'nın ek 6. maddesinin yürürlüğe girdiği tarih arasında verilen ve değer itibariyle kesin olan kararların, HMK'nın 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemler olarak kabul edilmesi ve usulü kazanılmış hak ilkesi gözetilerek temyiz incelemesinin mümkün olmadığı, bu nedenle temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de çoğunluk görüşüne uyularak temyiz incelemesi yapılmış ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte temyiz sınırının altında olsa dahi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesi uyarınca kadastro öncesi nedene dayalı davalarda verilen kararların değerine bakılmaksızın temyiz edilebileceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerinin temyiz sınırının altında kalması nedeniyle verdiği ek kararın, 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle getirilen düzenleme dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 6. maddenin, kadastro öncesi nedenlere dayalı davalarda miktar ve değere bakılmaksızın temyiz yolunu açtığının gözetilmesi gerektiği ve bu hükmün yürürlük tarihinden bağımsız olarak henüz kanun yolu aşamasında olan davalara da uygulanması gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerine göre temyiz talebini reddeden ek kararı bozulmuş ve davaya ilişkin temyiz incelemesi yapılmıştır. Asıl karar ise, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi bir nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte kesin olup olmadığı ve temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesinin geriye yürümediği, verildiği tarihte kesin olan kararların HMK 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemler olarak kabul edileceği ve bu nedenle temyiz incelemesinin mümkün olmadığı gözetilerek, temyiz başvurusunun reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesiyle getirilen düzenlemeyle kadastro öncesi nedene dayalı davalarda verilen kararlara miktar veya değere bakılmaksızın temyiz yolunun açık olduğu, ancak hükmün verildiği tarihte kesin olan kararlar bakımından bu düzenlemenin uygulanamayacağı ve temyiz incelemesinin mümkün olmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte dava konusu taşınmazın değeri temyiz sınırının altında kaldığı için, temyiz incelemesinin yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihi ile Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin yürürlüğe girdiği tarih arasında verilen ve değeri temyiz sınırının altında kalan kararların kesin olduğu, bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlemlere uygulanamayan ek 6. maddenin hükmüyle temyiz incelemesi yapılamayacağı gözetilerek temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptal ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının değer itibariyle kesin olup olmadığı ve temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesinin, HMK 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemlere uygulanamayacağı ve verildiği tarihte kesin olan hükmün temyiz edilemeyeceği gözetilerek, taşınmazın gerçek değerinin tespiti yapılmaksızın temyiz incelemesi yapılarak kararın onanmasının doğru olmadığı karşı oy gerekçesiyle belirtilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek-6. madde uyarınca, kadastro öncesi nedene dayalı davalarda verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın temyiz yolunun açık olması gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesine tabi olup olmadığı, diğer bir deyişle kararın verildiği tarihte kesinleşip kesinleşmediği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesi uyarınca, kadastro öncesi nedene dayalı açılan davalarda verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın temyiz yoluna başvurulabileceği, bu hükmün HMK'nın tamamlanmış işlemlere uygulanmamasına ilişkin 448. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte kesin olup olmadığı ve temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesi gereğince, kadastro öncesi nedene dayalı davalarda verilen kararlar miktar veya değerine bakılmaksızın temyiz edilebileceği, HMK m. 448 hükmü uyarınca tamamlanmış işlemlerin etkilenmeyeceği ve kesinleşmiş kararlar hakkında temyiz incelemesinin mümkün olmadığı gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte dava konusu taşınmazın değeri temyiz sınırının altında olsa da, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesiyle getirilen düzenleme uyarınca kadastroya dayalı davalarda değere bakılmaksızın temyiz yolunun açık olduğu, bu düzenlemenin 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi kapsamında tamamlanmış işlemleri etkilemeyeceği gözetilerek temyiz incelemesinin yapılması ve hükmün onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.