Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Emekli Sandığı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Trafik kazasında ölen Emekli Sandığı sigortalısının hak sahiplerine yapılan ödemelerin, 5434 sayılı Kanun'un 129. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rücuen tahsili talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sigortalının hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatı davası açmış olması nedeniyle, 5434 sayılı Kanun'un 129. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rücuen dava açma hakkı bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının yurtdışında çalıştığı süreleri hangi sosyal güvenlik kurumuna borçlanması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yurtdışına çıkmadan önce Emekli Sandığı'na tabi olması ve 3201 sayılı Yasanın 3. maddesinin 2/a bendinin "herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar" ibaresinin, yurt dışına çıkmadan önce de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanları kapsadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalının, 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmakta iken, aynı işyerindeki çalışmasının 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erme tarihi esas alınarak hesaplanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalı çalışmanın sona ermesinin ardından aynı işyerinde Emekli Sandığına tabi çalışmanın devam etmesi durumunda, çalışmanın kesintisiz bir bütün olarak değerlendirilmesi ve işçi yararına yorum ilkesi gereği hak düşürücü sürenin Emekli Sandığına tabi çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının, 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmakta iken, aynı işyerindeki çalışmasının 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak kesintisiz devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erme tarihi esas alınarak hesaplanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik hakkının anayasal güvenceye sahip ve vazgeçilmez temel insan haklarından olması ve sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmesi gözetilerek, sigortalının aynı işyerinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmasının sona ermesinin ardından Emekli Sandığına tabi çalışmasının kesintisiz devam etmesi durumunda, her iki hizmetin birlikte değerlendirilerek tek bir hizmet olarak kabul edilmesi ve hak düşürücü sürenin de bu kesintisiz hizmetin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı gerekçesiyle, yerel mahkemenin davanın hak düşürücü süre içinde açıldığına dair direnme kararı uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Hizmet tespiti davasında, sigortalının aynı işverene bağlı olarak çalışmaya Emekli Sandığına tabi olarak devam etmesi halinde, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 79/10. maddesinde öngörülen beş yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı ve sürenin dolup dolmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 79/10. maddesindeki "hizmet" kavramının, aynı işverene bağlı olarak hem SSK'lı hem de Emekli Sandığına tabi çalışmanın kesintisiz devam etmesi halinde bir bütün olarak değerlendirilmesi ve hak düşürücü sürenin de bu çalışma bütününün sona ermesinden itibaren işlemeye başlayacağı, işçi yararına yorum ilkesi gereğince gözetilerek direnme kararı uygun bulunmuş ancak davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının, aynı işyerinde 506 sayılı Yasa kapsamında çalışırken, sonrasında 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak çalışmaya devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma hakkındaki beş yıllık hak düşürücü sürenin hangi çalışmanın sona erme tarihi esas alınarak hesaplanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesindeki "hizmet" kavramının, çalışmanın kesintisiz devam etmesi halinde hem sigortalı hem de emekli sandığı hizmetini kapsayacak şekilde ve işçi yararına yorum ilkesi gözetilerek değerlendirilmesi gerektiğinden, davacının aynı işyerinde Emekli Sandığına tabi çalışmasının devam ettiği ve hak düşürücü sürenin dolmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak davalıların işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sigortalının, aynı işyerinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında çalışırken, sonrasında 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasına tabi olarak kesintisiz çalışmaya devam etmesi halinde, hizmet tespiti davası açma süresinin hangi çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren hesaplanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal güvenlik hakkının anayasal güvence altında olması, sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması ve işçi yararına yorum ilkesi gözetilerek, aynı işyerinde kesintisiz olarak devam eden sigortalı ve emekli sandığına tabi hizmetlerin birlikte değerlendirilerek tek bir hizmet olarak kabul edilmesi ve hak düşürücü sürenin de bu hizmetin sona erdiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirme kapsamında kamu kurumuna nakledilen işçinin, imzaladığı 2. Tip Hizmet Sözleşmesi'nin 9. maddesi ve 406 sayılı Kanun'un Ek 29. maddesi hükümleri çerçevesinde kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 406 sayılı Kanun'un Ek 29. maddesi ve 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca kamu kurumlarına nakledilen işçilere kıdem tazminatı ödenmeyeceği, işçilikte geçen sürelerinin emeklilik ikramiyesinde değerlendirileceği, imzalanan 2. Tip Hizmet Sözleşmesi ile de işverene işçinin kamuya naklini isteme yetkisi verildiği, davacının da bu sözleşmeyi imzalayarak kamu kurumuna atandığı ve Emekli Sandığı iştirakçisi haline geldiği gözetilerek, işçilikte geçen süreleri için kıdem tazminatı talep edemeyeceği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirme sonucu kamuya nakledilen bir işçinin, imzaladığı Tip 2 sözleşme ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu Ek 29. madde, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun madde 22 ve taraflar arasındaki Tip 2 hizmet sözleşmesi birlikte değerlendirilerek, işçinin kamuya nakli sonucu emekli sandığına tabi hale gelmesi ve işçilikte geçen süresinin emeklilik ikramiyesinde dikkate alınacak olması nedeniyle ayrıca kıdem tazminatı talebinde bulunamayacağına karar verilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.