Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kötü Niyetli Tescil”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davalının "ACCADEMIA BY DARKMEN" markasını tescil ettirirken kötü niyetli olup olmadığı ve bu markanın hükümsüz sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının markasının davacı markalarıyla benzerlik taşıması ve aynı sektörde faaliyet göstermesinin tek başına kötü niyet tescili için yeterli olmadığı, somut olayda kötü niyet iddiasını destekleyecek başka delillerin de bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya ait beş ayrı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın daha önce açtığı ve feragat ettiği davanın, mevcut davaya konu markalarla aynı olmaması, kötü niyetli tescil iddiasının ve TPE tarafından verilen tanınmışlık kararının araştırılmaması, her bir markanın dava açma süresinin ayrı ayrı değerlendirilmemesi gibi hususlar gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı markasının tescil başvurusunun yapıldığı tarihte Türkiye'de marka tescili ve markasal kullanımı olmayan davacının, kötü niyet iddiasına dayalı olarak davalı markasının hükümsüzlüğünü isteyip isteyemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 556 sayılı KHK'nın 42. maddesinde kötü niyetli tescilin hükümsüzlük sebebi olarak sayılmamasına rağmen, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca kötü niyetin hukuken korunamayacağı ve davalı markasının kötü niyetle tescil ettirildiğinin anlaşılması gözetilerek, yerel mahkemenin davalı markasının hükümsüzlüğüne ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalıya ait markaların hükümsüzlüğüne karar verildikten sonra, davalının bu markaları kullanmaya devam etmesinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı ve davacı markasının tanınmışlığının tespiti için Türk Patent ve Marka Kurumu'na başvurulup başvurulmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kötü niyetli tescil edilen ve hükümsüzlüğüne karar verilen markanın, tescilli olduğu dönemde dahi kullanılması marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu; ayrıca, markanın tanınmışlığının tespitine ilişkin istemin bağımsız bir dava konusu yapılamayıp, ancak marka hakkına tecavüz veya hükümsüzlük davalarında hadise olarak değerlendirilebileceği gözetilerek, direnme kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya ait markanın davacıya devri veya hükümsüzlüğünün tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının daha önce tescilli markasını kötüniyetle kendi adına tescil ettirdiği ve davacının marka üzerindeki gerçek hak sahipliğinin bulunduğu gözetilerek, davalı adına tescilli markanın davacıya devrine, maddi ve manevi tazminat isteminin ise reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının şirketinde çalıştığı dönemde geliştirdiği ve davacının kullandığı markayı kötü niyetle kendi adına tescil ettirip ettirmediğine ilişkin marka hükümsüzlüğü davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının şirketinde çalışırken geliştirdiği ve davacının daha önce kullandığı markayı, davacının ticari faaliyetlerine engel olmak amacıyla kötü niyetle kendi adına tescil ettirdiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin davalı markasının hükümsüzlüğüne karar veren direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı şirketin eski çalışanı tarafından tescil ettirilen markanın kötü niyetle tescil edilip edilmediği ve hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket kurucusunun, daha önce davacı şirket bünyesinde çalıştığı ve davacı şirketin markasını bildiği, davalı şirketin tescilli markayı kullanmadığı ve davacı şirketin ticaretini engellemek amacıyla ihtarname gönderdiği hususları kötüniyetli tescilin göstergesi olarak değerlendirilerek, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından yapılan "CEPZADE" marka başvurusuna, davacının daha önce tescil ettirdiği "CEP" ve "CEPTE" ibareli markaları nedeniyle iltibas yarattığı ve kötü niyetle yapıldığı iddiasıyla itiraz edilmesi üzerine verilen YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: "CEP" ibaresinin zayıf ayırt edici niteliği ve "ZADE" ekinin eklenmesiyle oluşan "CEPZADE" markasının davacının markalarıyla karıştırılma ihtimali oluşturmadığı, tanınmışlık iddiasının ispatlanamadığı ve kötü niyet tescilinin de kanıtlanamadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararını onayan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından daha önce kullanılmaya başlanan ve tanınmış hale gelen "..." ibaresinin, davalı tarafından kötü niyetle tescil ettirilerek haksız kullanımının engellenmesi ve tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalıdan önce uzun süredir yurt dışında ve Türkiye'de fiili kullanım ve tescil yoluyla “...” ibaresini marka olarak kullandığı, sektörde tanınmış hale getirdiği, davalının ise bu durumu bilerek kötü niyetli tescil yaptığı kanaatine varılarak davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve alan adının iptaline karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.