Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kanunların Zaman Bakımından Uygulanması”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacı, endüstri bölgesi ilan edilen bir alanda bulunan ve Hazine adına tescil edilen kapanan kadastral yolların kendi adına tescilini talep etmiş, davalı Hazine ise 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu'nun ilgili hükmüne dayanarak tescilin yasaya uygun olduğunu savunmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu'nun dava tarihinden sonra yürürlüğe giren hükmüne göre endüstri bölgesi sınırları içindeki kapanan kadastral yolların Hazine adına tescil edileceği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının, davalı Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği hususunda düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tedavi gideri alacağı davasında, uyuşmazlığın oluştuğu tarihte yürürlükte olan 1479 sayılı Kanun'a göre mi yoksa yargılama sırasında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'a göre mi hesaplama yapılacağı hususunda yaşanan hukuki ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Kanunların geriye yürümeyeceği ilkesi ve 5510 sayılı Kanun'un geçmişe etkili olacağına dair açık hüküm bulunmaması gözetilerek, 1479 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplama yapılması gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ilk derece mahkemesi kararının verilmesinden sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek madde 6 hükmünün, dava konusu taşınmazın değerinin istinaf kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle verilen istinaf reddine ilişkin karara uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davalarının, taşınmazın değeri değil taşınmaz üzerindeki hakların tespiti ve tapu sicilinin doğru oluşturulması amacını taşıması, bu tür davalarda verilen kararların denetlenmesinin kamu yararı bakımından önem arz etmesi ve adil yargılanma hakkının güvencesi de gözetilerek, 3402 sayılı Kanun'un ek madde 6 hükmünün yürürlük tarihinden önce verilmiş olsa dahi ilk derece mahkemesi kararına uygulanması gerektiği, bu nedenle kararın miktar itibariyle kesin olmadığı ve istinaf yolunun açık olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmünde, suç tarihinin tespiti ve buna bağlı olarak uygulanacak kanunun belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçun, sahte nüfus cüzdanının en son kullanıldığı tarih olan 25.10.2005 tarihinde tamamlanmış olması ve bu tarihte 5237 sayılı TCK'nın yürürlükte bulunması nedeniyle, 765 sayılı TCK'ya göre verilen mahkûmiyet hükmünün aleyhe temyiz olmamasına rağmen kazanılmış hak gözetilerek bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir hükümle ilgili olarak 6831 sayılı Kanun ve 5237 sayılı TCK'daki değişiklikler nedeniyle yapılan uyarlama yargılaması sonucunda verilen hükmün hangi kanun yoluna tabi olduğu hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem 6831 sayılı Kanun'da hem de 5237 sayılı TCK'da değişiklikler olması ve hükmün 2005 yılından önce kesinleşmiş olması nedeniyle, 5252 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca uyarlama yargılamasının bu kanuna göre yapılması ve hükmün temyiz yoluna tabi olması gerektiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş, Özel Daire'nin iade kararı kaldırılmış ve dosya esas incelemesi için Özel Daire'ye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın 28.06.2014 tarihinde işlediği hırsızlık suçu nedeniyle, aynı tarihte yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 142/2-h maddesinin mi yoksa suç tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 142/1-b maddesinin mi uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kanunların Resmî Gazete'de yayımlandığı gün yürürlüğe girdiği, yayım saatine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, kanun koyucunun amacının kanunun yayım tarihi itibariyle ülke genelinde aynı anda uygulanması olduğu, suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince sanığın eyleminin TCK’nın 142/2-h maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin nitelikli yağma suçunu mu yoksa tehdit suçunu mu oluşturduğu ve eylemin tehdit suçu olarak kabul edilmesi halinde uzlaştırma kapsamına girip girmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın mağdura yönelik eyleminin, mağdurun soruşturma aşamasındaki çelişkili ifadeleri ve diğer tanık beyanları dikkate alındığında, nitelikli yağma suçunu değil, TCK'nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğu ve bu suçun 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle, yerel mahkeme hükmü CMK'nın 253. maddesi uyarınca uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.