Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Karayolları Trafik Kanunu”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Taraflar arasında ortak alınan bir otobüsün satış bedeli ve ortaklığın tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında otobüs alımı hususunda adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu ve bu kapsamda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 642 ve devamı maddelerindeki hükümler uygulanarak ortaklık konusuna ilişkin tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerektiği gözetilerek davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalılara vekaletname ile satıldığı iddia edilen motorlu aracın, davacı üzerindeki kaydının silinmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesine göre noterde resmi biçimde düzenlenmiş bir araç satış sözleşmesi bulunmadığı gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haczedilen aracın otopark ücretinden araç sahibinin sorumlu olup olmadığı ve otopark ücretinin miktarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Aracın otoparkta kalmasına sebep olan takip işleminin hukuka aykırı olarak yenilenmesi nedeniyle araç sahibinin otopark ücretinden sorumlu tutulamayacağı, ancak taraflar arasında sözleşme olmasa dahi vekâletsiz iş görme hükümleri gereğince otopark işletmecisinin ücret talep edebileceği, ücretin ise Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri gözetilerek belirleneceği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davasında zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi ve uygulanacak zamanaşımı süresinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109. maddesinin uygulanması gerektiği, somut olayda zararın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımı süresinin ve beş yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresinin geçtiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Trafik kazasının meydana geldiği fabrika sahasının Karayolları Trafik Kanunu kapsamında olup olmadığı ve buna bağlı olarak zamanaşımı süresinin belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Fabrika sahasının, Karayolları Trafik Kanunu'nun 2/a maddesi kapsamında karayolu sayılan yerlerden olduğu ve bu nedenle rücu davası için öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının sorumluluğu altındaki yolda yapılan çalışmalar sırasında meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan zararın tazmini davasının, yargı yolu bakımından adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı görüleceği hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetine ilişkin bir proje kapsamında yapılan yol çalışmaları esnasında yeterli güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan zararın tazmini talebinin, hizmet kusuruna dayalı bir tam yargı davası niteliğinde olduğu ve bu sebeple idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu kurumunun yol bakım ve onarım hizmetindeki kusuru nedeniyle meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan araç hasarının tazmini istemiyle açılan davanın, adli yargı yerinde mi yoksa idari yargı yerinde mi görülmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin, Devlet ve diğer kamu kuruluşlarına ait araçların işletilmesinden kaynaklanan sorumluluk davalarını adli yargıya tahsis etmesine rağmen, idarenin yol bakım ve onarımı gibi kamu hizmetlerini kusurlu ifasından doğan zararlar için KTK’da özel bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle idarenin hizmet kusuruna dayalı tazminat taleplerinin Anayasa'nın 125. maddesi ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Karayolunun bozuk olması nedeniyle meydana gelen trafik kazasından dolayı kasko şirketinin rücuen tazminat davası açması üzerine, davanın adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı görüleceği hususunda yaşanan görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil; idarenin yol bakım ve onarım hizmetini kusurlu ifa etmesi nedeniyle oluşan zarara ilişkin olduğu ve bu nedenle idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yol çalışması sırasında meydana gelen trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davasının adli yargıda mı yoksa idari yargıda mı görüleceği hususunda görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin yol çalışması hizmetini kusurlu olarak yerine getirmesi nedeniyle oluşan araç hasarının tazmini isteminin, Karayolları Trafik Kanunu'nun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümlerine değil, idarenin hizmet kusuruna dayandığı ve bu nedenle uyuşmazlığın çözümünün idari yargı yerinin görevinde olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kamu kurumunun yol çalışması hizmetindeki kusur nedeniyle meydana gelen araç hasarının tazmini istemine ilişkin davanın, idari yargı yerinde mi yoksa adli yargı yerinde mi görüleceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinde yapılan değişiklik ile, söz konusu kanundan doğan sorumluluk davalarının, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların neden olduğu zararlara ilişkin olanlar da dahil olmak üzere adli yargıda görüleceğinin belirtilmesine rağmen, somut olayda, davanın dayanağı olan hususun davalı idarenin yol bakım ve onarımı hizmetini kusurlu şekilde yürütmesi, yani hizmet kusuru olması ve bu durumun KTK m. 110 kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.