Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“TMK Madde 2”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının, vergi ve oda kaydı olmadığı 1982-1988 dönemine ait primleri sonradan ödeyerek Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı ve bu duruma TMK 2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, uyuşmazlık konusu dönemde Bağ-Kur tescili ve prim ödemesinin olmadığı, gerekli yasal koşulların da bulunmadığı, sonradan yapılan toplu prim ödemelerinin isteğe bağlı sigortalılığı sağlamayacağı ve TMK 2. maddesinin uygulanma koşullarının da oluşmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının nüfus kütüğündeki soyadı ile toplumda bilinen soyadının farklı olması nedeniyle soyadı tashihi talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kişinin toplumda bilinen soyadı ile nüfus kütüğündeki soyadının farklı olması halinde, bu durumun Türk Medeni Kanunu madde 27 kapsamında haklı bir sebep oluşturduğu ve tanık beyanlarıyla davacının toplumda farklı bir soyadı ile bilindiğinin kanıtlandığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle ölüm aylığı kesilen davacının, Kurum işleminin iptali ve aylıkların iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesindeki "fiilen birlikte yaşama"nın ispat yükünün Kurumda olmadığı, davacının beyan ve imzasını içermeyen tutanakların aksi ispatının yazılı belgeyle yapılması zorunluluğu bulunmadığı ve yerel mahkemenin eksik inceleme yaparak fiili birlikteliğin tam olarak araştırılmaması hususları gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı markasının tescil başvurusunun yapıldığı tarihte Türkiye'de marka tescili ve markasal kullanımı olmayan davacının, kötü niyet iddiasına dayalı olarak davalı markasının hükümsüzlüğünü isteyip isteyemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 556 sayılı KHK'nın 42. maddesinde kötü niyetli tescil açıkça hükümsüzlük sebebi olarak sayılmamış olsa da, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca kötü niyetin hukuken korunmasının mümkün olmadığı ve davalının davacı markasının benzerini kötü niyetle tescil ettirdiğinin tespit edilmesi gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, kamulaştırma kararından sonra taşınmaz üzerinde yapılan yapı ve dikilen fidanların bedelinin, hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında değerlendirmeye alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz malikinin, kamulaştırma kararından sonra taşınmaz üzerinde yeni yapılar inşa etmesinin ve fidanlar dikmesinin, kamulaştırma bedelini arttırma amacıyla, dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin bu yapı ve fidanlar için bedel ödenmesine ilişkin talebi reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun babalığının reddi davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının babalık testi ile çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açmaması nedeniyle, davanın hak düşürücü süre aşımı nedeniyle reddine dair yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz talebi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Soybağının reddi davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasçılar tarafından açılan soybağının reddi davasında, hak düşürücü süre içerisinde dava açılıp açılmadığı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı ile vefat edenin fiili ayrılığı döneminde davalının dünyaya geldiği, vefat edenin çocuğun kendisinden olmadığını bildiği ve vefat eden ölmeden önce bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, boşanma davası sırasında çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiğini iddia etmesine rağmen, soybağının reddine ilişkin açtığı davada hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin temyiz incelemesinin onanmasının, karar düzeltme talebiyle tekrar değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının baba olmadığını öğrenme tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve Yargıtay'ın önceki kararında usul ve yasaya uygunluk yönünden herhangi bir hata bulunmaması gözetilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.