Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tapulama Tutanağı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacılar, davalı idarenin kamulaştırmasız el atması nedeniyle taşınmazlarının bedelini talep etmektedir.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kayıtları ve tutanaklar incelendiğinde, taşınmazın kamulaştırıldığı ve bedelinin davacıların murisi tarafından alındığı, dolayısıyla kamulaştırmasız el atma durumunun olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki adının nüfus kaydındaki adıyla uyuşmaması nedeniyle davacının tapu kaydının düzeltilmesi talebine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hukuk Genel Kurulu'nun, davacının tapu kaydının düzeltilmesi talebinde hukuki yararı bulunduğu yönündeki bozma kararına uygun olarak, mahkemenin davacının adının nüfus kaydı ve tapu kütüğündeki farklılığını tespit ederek tapu kaydının düzeltilmesine karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapulama işleminin 766 sayılı Kanun kapsamında tamamlandığı, tapulama tutanağının 1979 yılında kesinleştiği, davanın ise 2019 yılında açıldığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, mera olarak tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin aslında kendisine ait olduğunu iddia ederek açtığı tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü süre geçip geçmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin, tapulama tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başladığı ve dava tarihinde bu sürenin geçmiş olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi imar ve ihya iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Tapulama tutanağının kesinleştiği tarih ile dava açma tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, dava konusu taşınmazların mülkiyetinin tespiti için gerekli tapu kayıtları ve diğer belgelerin eksikliği nedeniyle yargılamanın devam edememesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu taşınmazların kök parsellerine ilişkin tapulama tutanakları ve tapu kayıtlarının dosyada eksik olması ve önceki geri çevirme kararında belirtilen hususların yerine getirilmemesi nedeniyle, eksikliklerin giderilmesi için dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydında bulunmayan doğum tarihinin, tapulama tutanağındaki yanlış tarihe dayanarak düzeltilip düzeltilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kütüğünde bulunması zorunlu bilgiler arasında doğum tarihi yer almamasına ve tapu sicil müdürlüğünün bu konudaki yetkisine rağmen, tapulama tutanağında yer alan doğum tarihiyle davacının murisinin aynı kişi olduğunun tespiti için açılan davanın dinlenmesi gerektiği ve yerel mahkemenin bu yöndeki direnme kararının, tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin kısmı çıkartılarak düzeltilerek onanması gerektiği gözetilerek hüküm kurulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacının tapu tutanağında paydaşı olarak görünen tüm maliklere karşı dava açmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının tapulama tutanağına itirazı, dava dilekçesi ve yargılama sırasındaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde davanın yalnızca belirli bir paydaşa karşı açılmış olduğu ve diğer paydaşlara husumet yöneltilmesinin gerekmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu kaydında ismin yanlış yazıldığı iddiasıyla açılan isim tashihi davasında, mahkemenin düzeltme talebini kabulüne ilişkin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tapulama tutanağı ve nüfus kayıtlarının davacının beyanlarını doğruladığı, tanık ifadelerinin de bu yönde olduğu ve yapılan düzeltmenin mülkiyet aktarımına yol açmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında Asliye Hukuk Mahkemesi'nin mi yoksa Tapulama Mahkemesi'nin mi görevli olduğu hususunda yaşanan görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mülga 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 48. ve 50. maddeleri uyarınca, tapulama tutanağının düzenlendiği tarihte Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevinin sona erdiği ve davanın Tapulama Mahkemesine devredilmesi gerektiği, ancak somut olayda tapulama işleminin dava tarihinden önce kesinleştiği gözetilerek, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu kabul edilmiş ve yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastrosu kesinleşen bir taşınmaz mala ilişkin tapu iptal tescil davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaz mala ilişkin kadastro tutanağının kesinleştiği ve tapu mahkemesinin dosyadan el çektiği anlaşıldığından, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.